1. #1

    Üyelik tarihi
    02.Eylül.2007
    Mesajlar
    82


    İLK TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET

    1-Toplum Yapısı Türk toplumunda en küçük sosyal birim aileydi. Toplum yapısının çekirdeği olan aile, Türklerde «küçük aile» tipindeydi. Aile reisi bütün malın sahibi ve
    aile fertlerinin yöneticisiydi. Ailede mülk ortaklığı, sadece otlaklar ve hayvan sürüleri için söz konusuydu. Evlenen erkek veya kız evlat, baba ocağından hisselerini alıp ayrılırdı. Yeni kurulan bir ailede kadın, tamamen kocasının ailesine tabi olur, hatta kocası ölürse, kocasının aile fertlerinden biriyle evlenebilirdi. * * * Evlenen oğula ayrı bir ev (çadır) açmak eski bir gelenekti.
    * Baba evi, en küçük oğula kalırdı. En çok himayeye muhtaç küçük çocuğun korunması , uyulması gereken töre kurallarından biriydi.
    * Türklerde tek kadınla evlenmek yaygındı. Toplumda kadın ve erkek eşitti, kadınlar da ata binip ok atar, ağır sporlar yapabilirlerdi.
    * Aileler veya soylar bir araya geldiğinde, sosyal bir birlik ortaya çıkardı. Buna boy denilirdi. Her boyun basında bir bey (beg, bî) bulunurdu. Boy beyi cesareti, maddî manevî gücü ve dürüstlüğüyle tanınmış kimseler arasından seçilirdi. Seçimi, boyu oluşturan aile ve soyların temsilcilerinden oluşan bir danışma kurulu yapardı. Her boyun, belirli bir arazisi ve askerî kuvveti bulunurdu. Sahip oldukları mülk ve hayvan sürülerini başka topluluklardan özel damgalarla ayırt ederlerdi.
    * Türk boylarına ait isimler, genellikle bu boyların siyasî ve sosyal özelliklerini ifade ederdi.
    Örneğin ; kuvvet ve sağlamlık ifade edenlere Türk, Kayı, Kınık; boylar birliğine katılanların sayısına göre Dokuz-Oğuz, On-Uygur; adam veya insan manasında Hun;askerî ve siyasî olaylar etkisiyle oluşan boylar Hazar, Uygur, Sibir,Bulgar diye adlandırılmıştır.
    * Boyların birleşmesiyle oluşan sosyal topluluk da bodun (halk topluluğu) olarak isimlendiriliyordu. Genellikle boylar arasındaki sıkı iş birliğine dayalı olan budunun başında bir han bulunurdu.

    Aileler ,Oguşları; Oguşlar, Urugları; Uruglar, boyları ; boylar, budunları ; budunlar , İl 'i ( Devleti) oluşturmuştur.

    2-Türk Toplumunun Özellikleri:
    Halk hürdü. Herkes aynı işi yaptığından(hayvancılık) aralarında kesin olarak SINIF'ların ortaya çıkması imkansızdı. Yaşam biçimleri GÖÇEBE olduğundan savaşta elde ettikleri esirleri çalıştırmaya elverişli değildi. Bu yüzden Türk toplumunda KÖLE sınıfı yoktu. Din adamları diğer toplumlarda olduğu gibi imtiyazlı değillerdi.
    (img) http://img187.imageshack.us/img187/3436/bucaeitimnj1.jpg (img)

  2. #2

    Üyelik tarihi
    02.Eylül.2007
    Mesajlar
    82

    DEVLET YÖNETİMİ
    A) DEVLET: İslamiyetten önce Türkler devlete İL veya EL demişlerdir. İl, boyların ve budunların birleşmesiyle meydana gelen, bir devlet başkanının sorumluluğu ve yönetimi altında, siyasî bir iş birliğinden oluşuyordu.
    Hükümdarların Ünvanları: Türkler Hükümdarlarına Şanyü,Tanhu, Hakan, Han, Yabgu, İlteber, İdi-kut,Erkin, kağan, gibi unvanlar kullanmışlardır. Bunlar içinde en çok kullanılan ve yaygın olanı han, hakan ve kağan'dır.
    NOT : Tarih boyunca, yıkılan bir Türk devletinin yerine tekrar yeni bir devletin kurulmasıyla Türk devletlerinin devamlılığının sağlanmasında, devlet yapısındaki özelliklerin ve Türklerin devlet kurma yeteneklerinin önemli rolü olmuştur.
    Hakanın Görevleri: Hükümdarlık güç ve yetkilerini Tanrıdan ( Tengri ) alan hakanların önde gelen görevi, milletini refah ve barış içinde özgür olarak yaşatmaktı. Ayrıca ülke çapında asker toplamak, orduyu idare etmek, devletin yüksek meclisini yönetmek, hakanın görevleri arasındaydı.
    Hükümdarlık Sembolleri: Türk devletlerinde hakan, idare etme yetkisi ve devlet başkanı sıfatını belirten bazı sembollere sahipli. Bunlar otağ (hakan çadırı), taht, tuğ (sancak, bayrak), davul ve sorguç (serpuş)'tur. Hakan'ın belirli zamanlarda devlet ileri gelenlerine ve halka, törenlerde resmî ziyafet vermesi hükümdarlık gereğiydi.

    Hatun (Katun): Hakanın eşine hatun denirdi. Türk devlet idaresinde hatun da söz sahibiydi.Savaşlarda hakanın yanında yer alan hatun, devlet adamı gibi eğitilir ve yetiştirilirdi. Böylece devlet idaresi ve komşu devletler hakkında bilgi sahibi olur, gerektiğinde devlet başkanlığı yapar, elçi kabul eder ve devlet meclisine katılabilirdi

    Veliaht: Hakanın ölümünden sonra onun yerine geçen veliahtın büyük oğul olması gerekli değildi. Tahta geçecek kişinin çoğunlukla faydalı ve başarılı olabilecek yeteneğe sahip bir hanedan üyesi olması, ön planda tutulmuştur. Ayrıca veliaht küçük yaşta ise, amcasının tahta geçmesi mümkün olabiliyordu.

    DİKKAT : Tanrı tarafından hakana verildiği düşünülen yönetme hakkının kan aracılığıyla hakanın bütün evlatlarına da geçmiş olduğu düşüncesi, Ülkenin hükümdar ailesinin ortak malı olması anlayışı ( VERASET sistemi)her prensin ( tegin ) tahtta hak iddia etmesine yol açabiliyordu. Bu suretle kardeşler arasında doğan taht mücadelesi, üstün gelen tarafın hakan olmasına kadar sürerdi. Ancak bu mücadeleler devletin zayıflaması, hatta parçalanmasına dahi yol açabilmektedir.

    Türk Hükümdarlarının Tahta Çıkışı Tarih Boyunca Kaç Değişik Şekilde Meydana Gelmiştir?
    1- Hanedan üyeleri arasında siyasi ve askeri mücadeleyi kazanan hükümdar olarak tahta çıkıyordu. (En sık rastlanan durum)
    2- Hükümdarın rakipsiz aday olması(Bu durumda taht kavgası olmadan başa geçiyordu.)
    3- Seçim Usulü (Kengeş, toy veya kurultay denilen devletin ileri gelenlerinden oluşan meclisin toplanarak hanedan üyelerinden birini tahta geçirmesi.
    4)-Ekber ve Erşed(En yaşlı ve Olgun) olanın başa geçmesi. (Bu yöntem III. Ahmet zamanından itibaren sadece Osmanlı Devletinde uygulanmıştır.

    Kimler Türk Devletlerinde Hükümdar Olabilirdi?
    Hanedandan olan bütün erkeklerin hükümdar olma hakları vardı. (Kardeşler, kardeş çocukları, amca, amca çocukları ve diğer hanedan üyeleri.)

    Kut Anlayışı Nedir?
    Türkler devleti yönetme yetkisinin TANRI tarafından verildiğine inanıyorlardı. Tanrı tarafından verilen bu yönetme hakkına KUT diyorlardı.KUT'un kan yoluyla hükümdarın tüm erkek çocukların geçtiğine inanıyorlardı.

    Kut Anlayışı Türk Devletlerini Nasıl Etkilemiştir?
    Bütün hanedan üyelerinde KUT olduğundan kendine siyasi ve askeri bakımdan güvenen kişi TAHT KAVGASINA girebiliyordu. Bu durum Türk devletlerini ya iç savaş sonucu istikrarsızlığa, yada bölünmeye götürüyordu.
    NOT: Türk töresinde ana-babaya itaat esas olmasına rağmen, hükümdar bunun dışında tutulmuştur. Devletin devamı için baba-oğul veya kardeşlerin birbirleriyle mücadelesi normal karşılanmıştır.Çünkü bu sayede en güçlü ve en yetenekli kişi devletin başına geçecektir.

    İkili Yönetim(Çifte Krallık) Nedir?
    Türk Devletlerinde hükümdar yönetimi kolaylaştırmak için ülkeyi SOL(Doğu) ve SAĞ(Batı) olmak üzere ikiye ayırırdı. Ortada (Merkezde) ise asıl hükümdar bulunurdu. Sağ ve Solda ise Hanedan üyelerinden YABGU'lar bulunurdu.Bu yönetim sistemi ilk kez Mete Han zamanında uygulanmıştır.

    İdarî Teşkilat:
    Türk devletlerinin toprakları genişledikçe, yeni alınan ülkelerin yönetilme zorlukları ortaya çıkmıştır. Bu nedenle devlet arazisi iki kısma ayrılarak.; sağ-sol, doğu-batı, ak-kara, iç-dış gibi adlarla anılmıştır. Bu bölünmede daima batı tarafın üstünlüğü tanınır ve burayı veliaht yönetirdi. İkinci kısım ise, hanedandan diğer bir prensin idaresine verilirdi. Merkezde ise hakan bulunurdu.

    NOT : Her iki tarafın yöneticileri Hakan'a bağlıydılar.Savaş sırasında ordular birleştirilir, bağlı oldukları yere göre ordu'da yerlerini alırlardı. Türk devletlerinde sağ ve sol tarafların yöneticileri ilig, yabgu veya şad unvanı taşırdı.
    Yabgu ve Şad hakandan sonra gelen en büyük unvanlardı ve hakanın en büyük kardeşi bu unvanı taşırdı. Ayrıca atabey, yuğruş, buyruk, inanç, tarkan, apa,ataman, çavuş vb. unvanlar taşıyan devlet büyükleri, idarî teşkilatta yer alırlardı.
    Uygur devlet merkezinde uluğ hacip (başvczir), subaşı (başkomutan), bitikçi (başkatip), ağacı (maliye işleri ile ilgili memur), yalvaç (elçi) denilen devlet memurları bulunmaktaydı.

    Toy ( Kurultay ) : Devletin , siyasî, ekonomik ve kültürel işlerinin görüşülüp karara bağlandığı meclise denilirdi. Hakan meclisin tabiî başkanıydı. Hakanın meclise başkanlık edemeyeceği hallerde, aygucı veya üge (öğe) denilen ve hükümdar ailesi dışından olan bir kişi, bu görevi yürütürdü. Hatunlar da meclislere katılmışlardır.

    B) MECLİS VE HÜKÜMET: Türk Meclislerine TOY, KURULTAY veya KENGEŞ denilirdi. Kurultay'da devletin ana meseleleri görüşülür, hükümdarın ölümü, savaş veya milli felaketlerde kurultay toplanırdı.
    AYGUCI : Hükümet başkanı(başbakan, Vezir)
    BUYRUK : Bakan
    TAMGACI: Dış siyaset işlerini yürüten görevliler
    Eski Türk Devletlerinde diğer devlet görevlileri şunlardı:
    TİGİN: Hükümdar çocukları (Tekin)
    ŞAD : Diğer Hanedan mensupları
    Bunların dışında İnal, inanç, tarkan, bağa, tudun, çor, külüğ, apa, ataman gibi devlet görevlileri de vardı.

    DİKKAT : Bu toplantılara, hakana bağlı bütün prensler ve bağlı devlet temsilcileri katılmak zorunda idi. Aksi durum, bağımsızlık ilanı olarak kabul edilirdi.
    (img) http://img187.imageshack.us/img187/3436/bucaeitimnj1.jpg (img)

  3. #3

    Üyelik tarihi
    02.Eylül.2007
    Mesajlar
    82

    ORDU:
    Türk Ordusunun başlıca özellikleri şunlardı:
    a)- Türk ordusu ücretli değildi.
    b)- Türk Ordusu daimiydi. (Kadın-erkek her an savaşa hazırdı.)
    c)- Türk Ordusunun temeli ATLI askerlerden meydana geliyordu.

    Türk Milleti ordu kavramına en fazla önem veren millettir.Türk tarihinde bu açıkça ortaya çıkmaktadır. Türk milleti için ‘ORDU-MİLLET ‘ kavramı kullanılırdı. Türk milleti içerisinde her kişi asker sayılırdı.Hatta savaşlara bazen kadınlar bile katılırdı. Her Türk küçük yaştan itibaren savaş eğitimi alır ve her an savaşa hazırlıklı olunurdu. Türklerde paralı askerlik kavramı yoktu.Askerlik kavramı kutsal kabul edilir,ülke düşman saldırısına uğradığı zaman herkes gönüllü olarak kendi isteği ile savaşa katılırdı.
    Türk ordu teşkilatını kuran Mete Han'dır. 10'lu sistem denilen teşkilatlanma yapılmıştır.(10 kişinin başında Onbaşı,100 kişinin başında Yüzbaşı,1000 kişinin başında Binbaşı,10.000 kişinin başında Tümenbaşı) Bu yolla sağlanan kumanda zinciri sayesinde ordunun ve halkın bir merkezden idaresi mümkün olmuştur.
    NOT : Bu düzen Avrupa'ya Attila ile girmiştir. (Türk ordusu; Çin, Roma,Bizans, Rus ve Moğol Ordu teşkilatı üzerinde etkili olmuştur.)
    Ok, yay, kement, kargı, mızrak,süngü, kalkan, kılıç başlıca silah araçlarıdır.
    En önemli Savaş taktikleri "Sahte Ricat" ( sahte çekilme ), ve "Pusu" dur. Bu taktiklerle Malazgirt, Niğbolu,Mohaç savaşları gibi savaşları kazanmışlardır.
    Savaş stratejileri "keşif seferleri" ve "yıpratıcı savaşlar" a dayanır.
    (img) http://img187.imageshack.us/img187/3436/bucaeitimnj1.jpg (img)

  4. #4

    Üyelik tarihi
    02.Eylül.2007
    Mesajlar
    82

    DİN VE İNANIŞ:
    İslam öncesi Türklerin din ve inanışlarını şu 4 grupta toplayabiliriz:
    1 - Şamanizm: Kam veya Şaman adı verilen kişilerin, kötü veya iyi ruhlarla temas sağladıklarını inanılarak, bunların büyücülük ve sihir özelliklerine başvururlardı.Şamanizm dinden çok bir inanç sistemi olarak kabul edilmektedir.

    * Şaman inançları Anadolu'da hala varlığını sürdürmektedir. Örneğin;
    *Evli çiftlerin üzerine para,buğday,şeker vb. atılması ( Saçı ) ( Darısı başına deyimi )
    *Kapı eşiğine basmama ( Ölen atalarının ruhlarının eşikte durduğuna inandıklarından)
    *Sadaka verirken başa çevirme
    *Türbe, ağaç ve mezarlara çaput bağlama
    *Ölen kişinin evine yemek götürme.
    2- Tabiat Kuvvetlerine İnanma: Dağ,ağaç, göl, kaya gibi varlıkların gizi güçlere sahip olduklarına inanırlardı.
    3- Atalar Kültü: Ölmüş büyüklere ve atalara ait hatıralar kutsal sayılır ve saygı gösterilirdi. Atalarının ruhlarını da kutsal kabul etmişlerdir. Bu nedenle ataların mezarlarına dokunma savaş sebebi sayılmıştır.
    4- Göktanrı Dini: Türklerin İslamiyet’ten önceki dini Gök tanrı diniydi. Bu dine göre Türkler;

    * Tek bir Tanrının evreni yarattığına ve gökte oturduğuna inanıyorlardı.
    * Öldükten sonra dirileceklerine inandıklarından, ölülerini atı,eşyaları ve silahıyla birlikte gömüyorlardı.
    * Cennet'e UÇMAĞ, cehenneme ise TAMU diyorlardı.

    Kam ( Şaman - Baksı ): Türklerin din adamlarına verdikleri isimdir. Şamanlar ; fala bakar, büyücülük yapar, gelecekten haber verir , doktorluk yaparlardı. * Diğer toplumlarda olduğu gibi ayrıcalıklı bir sınıf haline gelmemişlerdir.
    Yuğ : Ölü gömme törenine verilen isim. Acılı bir şekilde törenlerini yaparlardı. Yedi gün sürerdi. Ölü ' nün silahları , eyeri , değerli eşyaları ve kurban edilen Atı mezara birlikte konurdu.
    Balbal : Ölen kişinin hayatta iken öldürdüğü düşman sayısı kadar taşın mezarın kıyısına dikilmesi ile oluşan anıtlar.( Öbür dünyada hizmetlerini göreceği inancıyla bu taşları dikerlerdi)
    Kurgan : Türklerde mezarlara verilen isim.
    Türkler arasında ayrıca , Bunların dışında Avrupa ya giden Türk boylarının zamanla Hıristiyanlığı benimsediği ( Bulgarlar ,Macarlar gb.) görülmüştür. Ayrıca Hazar Türkleri Museviliği, Uygur Türkleri de MANİ dinini kabul etmişlerdir. Ancak hiçbir din İslam dini kadar Türkler tarafından benimsenmemiştir.
    (img) http://img187.imageshack.us/img187/3436/bucaeitimnj1.jpg (img)

  5. #5

    Üyelik tarihi
    02.Eylül.2007
    Mesajlar
    82

    HUKUK:
    Türklerde yazılı olmamakla beraber, gelişmiş bir hukuk anlayışı vardı.
    Törenin değişmeyen hükümleri ; Adalet, iyilik ve eşitlikti.
    Türe( Töre ) :Türklerin adet ,gelenek ve göreneklerinden oluşturdukları yazısız hukuk kurallarına denir. Devlet işleri ve toplum düzeni "Töre" ile sağlanırdı.
    Siyasi suçlara, hükümdarın başkanlığındaki yüksek devlet mahkemesi ( Yargu ), adi suçlara ise Yarganlar'ın ( Hakimler ) oluşturduğu mahkemeler bakardı. Hunlar ve Göktürklerde, göçebe hukuku ,Uygurlarda yerleşik hukuk anlayışı görülür.

    * Türklerde ilk yazılı hukuk kuralları Uygurlar tarafından çıkarılmıştır.
    Türklerde ; işlenen adi suçlarda hapis cezası 10 gündür. Uzun süreli hapis cezası verilmemiştir. Bunun temel nedeni ,göçebe yaşam koşullarıdır.
    (img) http://img187.imageshack.us/img187/3436/bucaeitimnj1.jpg (img)

  6. #6

    Üyelik tarihi
    02.Eylül.2007
    Mesajlar
    82

    YAZI, DİL VE EDEBİYAT:
    Türkler tarih boyunca Göktürk, Uygur, Soğd, Brahmi, Süryani, Arap, Kiril ve Latin alfabelerini kullanmışlardır. Göktürk ve Uygur alfabeleri Türklerin milli alfabeleridir.
    Göktürk (Orhun) Alfabesi: En eski Türk yazısı olma özelliğini taşır 38 harften meydana gelir. Bunların 4'ü sesli, 34'ü ise sessiz harflerdir. Yazı sağdan sola yazılır, kelimeler, aralarına üst üste iki nokta konarak birbirinden ayrılır. Göktürk yazısına ilk defa Orhun Nehri kıyısındaki kitabelerde rastlandığı için ORHUN ALFABESİ de denir.
    Uygur Alfabesi: 18 harften meydana gelir. Uygur yazısı, sağdan sola doğru yazılırdı. Uygurlar bu alfabeyi Soğd alfabesinden yararlanarak hazırlamışlardır.

    DİL VE EDEBİYAT : Başlıca Türk Destanları:
    Hunların(Oğuzların)--> Oğuz Kağan Destanı
    İskitlerin (Saka)------> Alper Tunga Destanı ve Şuu Destanı
    Göktürklerin----------> Ergenekon Destanı
    Uygurların------------> Göç ve Türeyiş Destanları
    Kırgızların-------------> Manas Destanı
    Orhun Yazıtları (Göktürk Kitabeleri): Türklerin en eski kitabeleri VI. yüzyıla ait YENİSEY kitabeleri ile, VIII. yüzyıla ait ORHUN KİTABELERİ'dir. Yenisey kitabeleri Kırgızlar'ın mezar taşlarına yazdıkları yazılardır. Orhun Kitabeleri II. Göktürk Devleti zamanında Bilge Kağan, Kültigin ve vezir Tonyukuk adlarına dikilmişlerdir. YOLLUĞ TİGİN isimli bir Türk prensi tarafından yazılmışlardır. Bu yazılar 1893 yılında Danimarkalı Bilgin THOMSEN tarafından okunmuştur.
    Orhun Yazıtlarının Türk Tarihi açısından Önemi:
    * Türk tarihi hakkında bilgi veren bu anıtlar, Türkler tarafından yazılmış ilk belgelerdir.
    * Türk adının geçtiği ilk Türkçe metin özelliğini taşırlar.
    * Yazıtlarda, Türk adı ilk olarak bir milleti ifade etmek üzere kullanılmıştır.
    * Yazıtlarda, Türklerin tarihlerinin araştırılmasına imkan veren, ekonomik, sosyal ve kültürel hayatlarıyla ilgili bilgiler bulunmaktadır.
    * Bu kitabelerden Türklerin o günkü yaşayışlarını, inançlarını öğreniyoruz.
    * Ayrıca kitabelerde Türk Milleti için çarpıcı öğütler yer almaktadır.
    (img) http://img187.imageshack.us/img187/3436/bucaeitimnj1.jpg (img)

  7. #7

    Üyelik tarihi
    02.Eylül.2007
    Mesajlar
    82

    EKONOMİK HAYAT: Orta Asya yaşam tarzı göçebe bir özellik taşıyordu .Türk boylarının büyük bir bölümü ( Uygurlar hariç ) göçebe olarak yaşıyordu. Göçebe Türk yaşamında çadır at ve koyunun büyük bir önemi vardı.Hayat adeta bu üçlü üzerinde devam ediyordu. Göçebe hayat tarzı sebebiyle birinci geçim kaynağı hayvancılık olmuştur. Tarım göçebe hayat dolayısı ile yapılamamış ya da çok az yapılmıştır.Beslenme alışkanlığı da hayvan ağırlıklı yani ete dayanıyordu. At sütünden yapılan KIMIZ adı verilen içecekte beslenme de büyük önem taşıyordu. Türkler avcılığa ve spora büyük önem vermişlerdi.Günler süren avlar yapılırdı. Bu avlarda birinci amaç gençleri savaş ortamına alıştırmaktı. Diğer medeniyetlerin aksine Türk hayat tarzında toplumsal sınıf yoktu .Herkes birbirine eşit sayılırdı. Bu özellik Türkleri diğer çevre medeniyetlerden üstün kılmaktadır.

    Türkler de ekonomik hayatın başlıca özellikleri ;
    * Göçebe bir hayat yaşayan Türkler belirli iki merkez arasında (yaylak-kışlak) hayatlarını sürdürürlerdi.
    * Hayvancılık temel geçim kaynağıydı. Koyun, keçi, at en çok beslenen hayvanlardı. Bunun dışında sığır, katır ve deve de yetiştirilirdi. Beslenme ve giyimde hayvan ürünlerinden yararlanır ve bunları satarak geçimlerini sağlarlardı.
    * Tarım da gelişmişti. Arpa, buğday, darı gibi tahılları yetiştiriyorlardı.
    * Savaşlarda elde edilen ganimetler ve devletlerden alınan vergiler gelir kaynaklarıydı.
    * Ticaret önemli bir gelir kaynağıydı. Türk ülkeleri İPEK YOLU üzerindeydi.
    * Ayrıca Hazar ve Bulgar ülkelerinden başlayıp, Ural, Sibirya ve Altaylar üzerinden Çin'e giden yola KÜRK YOLU deniliyordu. Türkler bu yolla sansar, samur, kunduz, vaşak gibi av hayvanlarının kürklerinin ticaretini yapıyorlardı.
    (img) http://img187.imageshack.us/img187/3436/bucaeitimnj1.jpg (img)

  8. #8

    Üyelik tarihi
    02.Eylül.2007
    Mesajlar
    82

    BİLİM VE SANAT:
    Türklerde gelişen başlıca bilim ve sanat dalları şunlardır.
    a.Demircilik b.Maden işlemeciliği c . Halıcılık d. Minyatür sanatı e. Süs eşyaları yapımı vb.
    NOT : Türkler yerleşik hayat yaşamadıkları için büyük tapınaklar,saraylar şehirler yapmamışlardır.

    * Türkler 1 yılı 365 gün 6 saat olarak hesaplayarak, 12 hayvanlı Türk Takvimini
    oluşturmuşlardır.
    * Uygurlar tahta harflerden matbaayı ve pamuktan kağıdı yapmışlardır.
    * Madencilikte özellikle de demircilikte ileri gitmişlerdir. (Kazakistan'ın başkenti Alma Ata yakınlarında bir kurgandan çıkarılan "Altın Adam Heykeli" Türk maden sanatının ne kadar geliştiğini gösterir.)
    * Eşya ve binalarda HAYVAN USLUBÜ denilen, hayvan figürlerini kullanmışlardır.
    * HALI Türklerin Dünya medeniyetine bir katkısıdır. (Altaylarda Pazırık Kurganı'nda bulunan halı dünyanın en eski halısıdır.)

    (img) http://img187.imageshack.us/img187/3436/bucaeitimnj1.jpg (img)

  9. #9
    ilteriş - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.Nisan.2007
    Yaş
    48
    Mesajlar
    6,777

    Konu daha önce gönderilmiştir.

    http://www.tarihportali.net/tarih/empty-t779.0.html
    YAZILI KAĞIDI HAZIRLAMAK NE KADAR ZAMANINIZI ALIYOR? Soru Bankamızı ziyaret etmek için tıklayınız.
    DOSYA İNDİRMEKTE SIKINTI MI YAŞIYORSUNUZ?
    FORUMA DESTEK OLMAK MI İSTİYORSUNUZ?
    ALTIN ÜYE OLUN.
    AYRINTILI BİLGİ İÇİN TIKLAYINIZ.


    Ölmek yenilmek değil yüceltmektir şanını

Benzer Konular

  1. İlk Türk İslam Devletlerinde Kültür ve Medeniyet (Şema Ağırlıklı Resim)
    Konu Sahibi ilteriş Forum İlk Türk İslam Devletleri Ders Notları
    Cevap: 2
    Son Mesaj : 07.Aralık.2018, 08:12
  2. ilk türk devletlerinde kültür ve medeniyet
    Konu Sahibi karwane Forum Tarih 1 Genel Ders Notları
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 06.Eylül.2011, 19:01
  3. İslam Öncesi Türk Devletlerinde Kültür ve Medeniyet (Yardım)
    Konu Sahibi m1h3 Forum Tarih Konuları Hususunda Soru(nu)m Var
    Cevap: 4
    Son Mesaj : 05.Aralık.2009, 17:39
  4. Türk-İslam Devletlerinde Kültür ve Medeniyet (Özet)
    Konu Sahibi naptera Forum İlk Türk İslam Devletleri Ders Notları
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 26.Nisan.2008, 22:04
  5. İlk Türk Devletlerinde Kültür ve Medeniyet Özeti
    Konu Sahibi esaRet__ Forum İlk Türk Devletleri Ders Notları
    Cevap: 3
    Son Mesaj : 10.Mayıs.2007, 19:47

Bu Konu için Etiketler

Giriş

Giriş