BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA OSMANLI DEVLETİ’NİN ENERJİ POLİTİKASI
Abdurrahim F. AYDIN - İnönü Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü


Osmanlı İmparatorluğu uzun süren dünya savaşının ekonomik neticelerine diğer savaşan ülkelere nazaran daha az hazırlıklıdır. Hükûmet askerî kuvvetlerin savaşı sürdürmesi için gerekli olan enerji kaynaklarını sağlamada yeterli kapasiteye sahip değildir. Osmanlı Devleti savaş sonuna kadar ithal enerji kaynaklarına bağımlı kalmıştır. Enerji kıtlığı yüzünden demir yolları ve diğer nakil hatları düzenli çalışamamıştır. İmparatorluk enerji ve ham madde yetersizliği nedeniyle felce uğramıştır. Tüm bu eksikliklere rağmen Türk askeri, savaşı 1918 Ekimine kadar yönetirken diğer ülkeler savaşı sürdürecek çabayı Türk askerleri kadar gösterememiştir

Savaşlar ülkelerin normal ekonomik dengelerini alt üst eden, uzadıkça eldeki imkânlarla devam ettirilmesi mümkün olmayan olağanüstü ekonomik önlemler alınmasını gerektiren olaylardır. Özellikle teknik geliştikçe maliyetleri ve çeşitleri artan savaş aletlerine sahip olmanın gerekli olduğu ve birden fazla cephede savaşıldığı Birinci Dünya Savaşı’nda, levazım ve mühimmat bakımından büyük bir orduyu donatmak Osmanlının en büyük sorunu olmuştur. Bilimsel ve modern gelişmelerin neticesinde dünya tarihinde ilk defa, Birinci Dünya Savaşı insanlar arası olmaktan çıkıp makineler arasında yapılan savaşa dönüşmüştür. Hatta ateşli silahların gelişimi bu büyüklükte bir değişim getirmemiştir. Osmanlı Devleti bu değişimi gerçekleştirememiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın en önemli özelliği de diğer savaşlardan nitelik ve nicelik bakımından ayrılmasıdır. Bu ayrışmanın en önemli belirleyicisi ise enerjinin ve mekanik gücün belirleyici rol üstlenmesidir. Osmanlı Devleti rakiplerine göre bu alanda oldukça yetersizdir. Çünkü enerji politikası belirleyecek teknik, mali ve sanayi bakımdan altyapısı yetersizdir.

Birinci Dünya Savaşı, taş kömüründen sonra dünyanın enerji kaynağı olacak olan petrolün pay edildiği bir olay olmuştur. Osmanlı Devleti de kendini istediği dışında bir durumda bulmuş; hatta bu duruma itilmiştir. İngilizlerin ve Almanların, Irak ve Suriye civarında imtiyazlar elde etmek istemeleri Osmanlı petrol kaynaklarını paylaşmak istemelerindendir. İngilizlerin büyük imparatorluklarını genişletmek ve Almanya’nın da, büyük devlet olmak için petrole sahip olmaları zorunludur. Osmanlı ister istemez kendini bu mücadelenin ortasında bulmuştur.
Konunun devamı için 'BUYRUN'