Albay İsmet Beyin Garp Cephesi Komutanlığı’na Tayini

Açıklanması gereken üçüncü konu ise Genel Kurmay Başkanı Albay İsmet Bey’in Garp Cephesi Komutanlığı’na tayini ile ilgili bulunmaktadır.

Sivas Kongresi’nden sonra Garp Cephesi Kumandanı, Ali Fuat Paşa idi. Ali Fuat Paşa, Gediz’deki Yunan tümeni üzerine taarruz etmek teklifinde bulundu. Cephe Kumandanı, bu kuvvetin zayıf ve manevî gücünün de düşkün olduğunu kabul ediyordu. Ancak taarruzdan iki piyade tümeni ve Çerkez Ethem’in Kuvayi Seyyaresi ile birlikte hareket ederse parlak sonuç alınacağını umuyordu.

Genel Kurmay Başkanlığı bu taarruz teklifini kabul etmedi. Çünkü, düşman ordusu bizim ordumuzdan çeşitli sebeplerden ötürü bütününde kuvvetli idi. Ordumuz henüz düzenlenmemişti. Cephanemiz yetersizdi. Anî bir başarı sağlansa bile, bunu sonuçlandırmak mümkün değildi. Kuvvetimizi geçici ve mevziî bir başarı uğruna yıprandırmış olacak idik ve düşman genel bir taarruza geçince de mağlup olacaktık. Genel Kurmay Başkanı Albay İsmet Bey bu taarruzun yapılmamasında ısrar etti. Haberleşme ile anlaşmak da mümkün olmadığından, ismet Bey, Ankara’dan Eskişehir’e giderek karargâhta durumu cephe komutanı ile görüştü. Durumu yerinde tetkik ettikten sonra karar vermek üzere taarruzu geri bırakan cephe komutanı Ali Fuat Paşa, daha sonra Genel Kurmay Başkanlığı’nın olumlu görüşünü almadan taarruza geçti. Mağlup olan ordumuza Yunanlılar Bursa ve Uşak Cephesi’nde taarruza geçerek cevap verdiler. Dumlupınar sırtlarına kadar askerlerimiz çekilmeğe mecbur kaldı.

Gediz Muharebeleri başarısızlığı sonunda, Çerkez Ethem ve kardeşleri bütün kusuru cephe kumandanına ve düzenli millî orduya yüklediler. Ordu birlikleri ise Kuvayi Seyyare’nin hiçbir şey yapmadığını, muharebede verilen emre itaat etmediğini, daima tehlikeden uzak bulunduğunu iddia ve ispat ediyordu.

Gediz Muharebesi’nden ve onun maddî ve manevî can sıkıcı etkilerinden sonra Ali Fuat Paşa’nın cephe üzerinde tesiri ve nüfuzu sarsılmış olmasından ötürü, cephe kumandanlığından ayrılması zorunlu görüldü. Moskova’ya büyük elçi olarak atanan Ali Fuat Paşa’nın yerine, Batı Cephesi ikiye ayrılarak kuzey ve esas kısım Batı Cephesi ve güneyde de ikinci cephe teşkil edildi. Batı Cephesi Kumandanlığına Genel Kurmay Başkanı Albay İsmet Bey, Güney Cephesi Kumandanlığı’na da İçişleri Bakanı Albay Refet Bey tayin olundu.

10 Kasım 1920 de Bilecik’e giden İsmet Bey ilk iş olarak emrindeki millî kuvvetleri düzenli ordu birlikleri haline getirmeye koyuldu.

Prof. Dr. Hamza Eroğlu