Birinci İnönü Zaferi

Çerkes Ethem’in baş kaldırmasından faydalanan ve kendisiyle iş birliği yapan Yunanlılar ise Bursa ve Uşak mıntıkalarından Eskişehir ve Afyon istikametlerinde 6 Ocak 1921’de ileri harekete geçtiler. Sabahattin Selek’e göre Yunan taarruzunun sebebi, Yunanistan’daki iktidar değişikliğinden sonra: “Yeni iktidarın Venizelos’un siyasetini güttüğünü İtilâf Devletleri’ne göstermek ve bu vesileyle Türk kuvvetleri hakkında keşifte bulunmak” tır. 6
Yunan ileri hareketi üç koldan ilerleyerek İnönü önünde birleşiyordu. Yunanlılar 3 günlük yürüyüşten sonra 9 Ocak günü İnönü mevzilerinin önüne gelmişlerdi. Asıl muharebe 10 Ocak günü sabah saat 6.30 da Yunanlıların taarruza geçmesi ile başladı. Saldırısı kırılan düşmana karşı savaş 10 Ocak 1921 de kazanılmıştı.

Birinci İnönü Muharebesi’nden sonra Batı Cephesi Komutanı Albay İsmet Bey’e, TBMM Reisi Mustafa Kemal Paşa, 11 Ocak 1921 tarihli telgrafında: “Bu muvaffakiyetin mukaddes topraklarımızı düşman istilâsından kamilen kurtaracak olan kesin zafere bir hayırlı başlangıç olmasını Allah’tan diler ve bu tebrikâtın umum Batı Ordusu er ve subaylarına iletilmesini rica ederim.” 7

Batı Cephesi Komutanı ismet Bey de, Mustafa Kemal Paşa’nın, tebrik telgrafına aşağıdaki cevabı vermiştir: “Mukadderatımızı tam istiklâl ile üzerine almış olan Büyük Millet Meclisi’ne kayıtsız şartsız bağlılıktan aldığı manevî ve kutsî feyz ile mukaddes topraklarımızın kurtarılması vazifesini ifa edeceğine ordunun kesin kanaatla emin bulunduğunu arz ve temin ederim.” 8

Sabahattin Selek’e göre, muharebelerin İnönü bölgesinde yapılması bir tesadüf değildir: “İnönü Muharebelerinin zamanını Yunanlılar, fakat muharebe alanını Türkler seçmişlerdi. Türk ordusunun savunma plânına göre, Bursa ve Kocaeli yönünden gelecek bir düşman taarruzu İnönü’de karşılanacaktı.” 9 11 Ocak 1921’de, o güne kadar fazla kayıp vermiş ve çok hırpalanmış olan düşman, daha fazla ilerlemeye kendisinde kudret göremeyerek tekrar Bursa civarındaki eski mevzilerine çekilmek zorunda kaldı. Böylece oynak bir sevk ve idare sistemiyle düşmanın üç misli kuvvetlerine karşı, zayıf kuvetlerle katî bir savunma yapılmış ve düşman ordusu üç gün içinde yenilerek geri çekilmeye mecbur bırakılmıştır.10

İnönü Zaferi sonunda Albay ismet Bey 1 Mart 1921 de generalliğe yükselmiştir. Kazanılan bu zaferin tarihî önemi, Batı Cephesi’nde ilk kazanılan zafer oluşu ve Sevr tatbikçilerine millî teşkilâtın ne demek olduğunu göstermesidir.

Falih Rıfkı Atay’a göre: “İnönü Savaşları çete devrinden çıkan Anadolu’nun nizamlı ordusu ile kazandığı zaferlerdir”. “Unutmamalıdır ki, Birinci İnönü Savaşı cephe gerisinde orduyu isteyenler ve istemeyenler arasındaki kavga ile aynı günlerde olmuştur.” 11

F.R. Atay’ın naklettiğine göre: “Rahmetli izzetin Paşa’ya göre Birinci İnönü savaşı tam bir zaferdir. Yunanlılar bu muharebeden kendilerini Aksu-Dimboz müstahkem hattına atarak kurtulabildiler.” 12

Anadolu Ajansı, Birinci İnönü Muharebesi konusunda şu bilgiyi yayımlamıştır: “Yunan karargâhı, resmî bildirisini (bizim zaferimizle biten İnönü Savaşı’nın tarihi) 11 Ocak 1921’den 16 Ocak 1921’e kadar yayımlayamamıştır. 17 Ocak 1921 de yayımladığı bildiride ise Yunan hareketini basit bir keşif hücumu olarak nitelendirmiş ve önemini azaltmaya çalışmıştır. Buna yanıt olarak şunu belirtiyoruz:

1. Kuvvetlerimiz, belli bir plân çerçevesinde aldıkları emir gereğince düşmanı İnönü dolaylarına kadar çekmiştir. Öyle ki Yunan birlikleri saldırıya başladıkları noktadan 150 kilometre uzaklaşmışlardır. Böyle geniş bir alana yayılmış bir harekâta her halde keşif hücumu denilemez.

2. Büyük İnönü Savaşı, 36 saat bütün şiddetiyle devam etmiştir ve düşman, kuvvetlerimiz karşısında dayanamamıştır; çekilmek zorunda kalmıştır. Yunanlılar büyük kayıplar vermişlerdir ve çekilişleri bir bozgun biçimini almıştır.

3. Yunan karargâhı, daha önce birliklerinin Bilecik ve Bozhöyük’e ilerlemelerini kesin bir başarı olarak ilân etmişti. Daha sonra bu harekâtın bir keşif hücumunu olduğunu söylemek acaip bir çelişkidir. 13

17 Ocak 1921 tarihli The New York Times, Türk Başarısının Nedenleri başlığı altında, Birinci İnönü Muharebesi’nin sonuçlarını şöyle duyurmaktadır: “Son Yunan taarruzunun başarısızlığa uğraması çeşitli yorumlara yol açmıştır. Yunanlılar en önemli etken olarak iklim şartlarını gösteriyordu. Yunanlılar tarafından yapılan açıklamada, yeni atanmış olan subayların yetersiz kaldıkları ve birliklerin moral bozukluğu içinde bulunduğu iddialarının gerçekle bağdaşmadığı belirtilmektedir. Aynı açıklamada Türklerin en seçme birliklerini savaşa sürmeleri ve dağların karla kaplı bulunması Yunan başarısızlığının önde gelen nedenleri olarak gösterilmektedir. Bazı iddiaların aksine, son savaşta Yunanlılara karşı savaşan Türklerin arasında Bolşeviklerin bulunmadığı anlaşılmıştır.”14

Yüksek Komiser Amiral Bristol, 20 Ocak 1921 tarihli telgrafında: “Küçük Asya’da Yunanlılar ile Türkler arasında çarpışmalar konusunda, burada birçok haberler ve söylentiler dolaşmaktadır. Yunanlıların Bursa Cephesi’nden Eskişehir çevresine kadar gelip, ondan sonra eski hatlarına geri çekildikleri kesinleşmişe benzemektedir. Yunanlıların raporlarına göre, geri çekiliş, zecrî ve çabuk olmuş, çok sayıda kayıp vermişler. Ayrıca çok sayıda Venizelos taraftarı Yunan subayının orduyu bırakıp İstanbul’a gelecekleri söylenmektedir.” 15

Birinci İnönü Zaferi’nin kazanılmasından sonra, TBMM’de çok heyecanlı bir gün yaşanmıştır. 17 Ocak 1921 tarihli Hâkimiyet-i Milliye’nin açıkladığına göre: “Fevzi Paşa’nın beyanatından sonra Meclis’te müteaddit hatipler söz alarak takip olunan dâvayı millînin meşrutiyet ve ulviyetine ve ordumuzun gösterdiği kahramanlığın azamet ve kıymetine tercüman olmuşlardır.” 16

Söz alan Mazhar Müfid (Hakkâri), Salih (Erzurum), Muhittin Bahâ (Bursa), Mahmut Şükrü (Bursa), İnönü Meydân Muharebesi’nin önemini belirtmişlerdir.

Birinci İnönü Muharebesi, millî duyguları coşturmuş, milletçe güvenin de artmasında âmil olmuştur. Trabzon mebusu Husrev Bey, 22 Ocak 1921 tarihli Hakimiyet-i Milliye Gazetesi’nde yazdığı, İstiklâl Harbi ve Ordumuz adlı makalesinde Türk ordusunun başarısından bahsettikten ve iyi yetişmesinin sebeblerini açıkladıktan sonra, makalesini şöyle bitirmektedir: “İşte Kars’ı zapteden, İnönü Meydan Muharebesi’nde Yunanlıların kafasını ezen millî ordumuzun ruhu bu suretle yetişmiş, Harb-i Umumî’ nin kanlı tecrübeleriyle kesbi kemal etmiş muhterem zâbitânımızdan, kumandanlarımızdan, mayası ise Çanakkale, Galiçya, Filistin ve Kafkasya’da şehametleriyle hârikalar gösteren arslan yürekli sevgili Mehmetçik’lerimizden mürekkeptir.” 17