POSTA TATARLARI
Posta teşkilatımız kurulmadan önce haberleşmeyi,iletişimi sağlayan,İstanbul ile en uzak diyarlara hizmet getirip götüren gözü kara yiğitlere önceleri '' Peyk'' adı veriliyordu. Sonra bu fedakar gençlere '' Tatar'', bağlı oldukları kurumada '' Tatar Ocağı '' denmeğe başlandı.
Tatarlar ele avuca sığmaz,görevlerine ölümüne bağlı,endamlı,hem de çok seçkin delikanlılardı.Tatarların dinlenme,yeme içme ve hayvan değiştirmelerini kolaylaştırmak için imparatorluğun önemli yollarına 32 km' de bir menzilhaneler kurulmuştu.
Tatarlar, İstanbul'dan Belgrad'a, Üsküdar'dan Bağdat'a kadar il ve kasabaların şer'i mahkemelerinde halkı toplayıp,taşıdıkları fermanları okuturlardı.Uzaklarda görevli Beylerbeyi,Vezir ile Valiler de kağıtlarını,toplanan vergileri gene Tatar aracılığı ile gönderirdi.
Tatarların bindiği atlar,acımasız sür'ate çoğu kere dayanamaz ve çatlayıp ölürdü.Yeni at hazırlamakta geciken menzilhanecileri tatarların hemen oracıkta astığı çokca görülmektedir.Menzilhanelerde alelacele yiyip içtikleri için yarı pişmiş ot ve yarı çiğ böreklerle doymak zorundaydılar. Çiğ kıymalı Tatar Böreği buna örnektir. Yarı pişmiş etlere de zaten o yüzden Tatar Kebabı adı verilir.Kıyafetleri özeldi.


ALINTI