Levanten Kavramı ve Levantenler Üzerine Bir inceleme
Raziye OBAN (ÇAKICIOĞLU) - Arş. Gör. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı

Levanten kelimesi, Fransızca “Lever” sözcüğünden türemiştir. Doğmak ve Doğu anlamlarına gelen sözcük, Doğu Akdeniz ülkelerini tanımlamak için kullanılmaktadır.Genel bir ifadeyle, Levanten, Avrupalı bir aileden gelerek, bir Doğu Akdeniz ülkesi olan Türkiye’de İzmir’e-İstanbul’a yerleşenleri ifade etmektedir.
Ortak kabul edilen bir tanımlaması olmayan Levantenler, yerli azınlık gruplar ile Batılı insanlar arasında farklı bir toplum ve kültür olarak görülmektedir.Bu toplumu meydana getirenler, İngiliz, İtalyan, Fransız, Macar ve Slav kökenlidir.

Levantenler,Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarında hem devlet işlerinde hem de ticari hayatta oldukça yönlendirici etkiye sahip bir topluluktur.

Tarihsel süreçte Levanten kelimesinin ne zamandan beri kullanıldığını anlamak için öncelikle ünlü seyyahların notlarına bakmak yerinde olacaktır. Örneğin,Tancoigne, herhangi bir ülke kökenli olup da, Türkiye’de doğan, evlenen,yerleşen ve Yunanca dil ve adetlerini benimsemiş bulunan insanlar Levanten’dir demektedir.

Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi adlı çalışmada İlber Ortaylı’ya göre Levanten kelimesi (Doğulu) ile Doğu Akdeniz Limanları ve bütün Doğu Akdenizliler kastedilmektedir. Ortaylı, Levanten (Doğulu) kelimesiyle, Doğu Akdeniz Limanlarının, bir anlamda da hem Bizans, hem Osmanlı döneminde yerli halktan ziyade İtalyan, Katalan, Fransız gibi Batı Akdenizlilerin kastedildiğini,onsekiz ve ondokuzuncu yüzyıllarda ise bu kelimenin Orta ve Kuzey Avrupa’dan gelerek yerleşen yabancıları da kapsadığını belirtmektedir. Ortaylı, ayrıca Osmanlı döneminde Roma-Katolik inancına bağlı Latin milletinin bu terimle anıldığını fakat yeterli olmadığının altını çizmektedir. Çünkü ondokuzuncu yüzyılda Osmanlı topraklarına yerleşen Protestan veya yerli Şark Katoliklerinden bu grupla bütünleşenlerin de Levanten olarak anıldığına dikkat çekmektedir. Ona göre; genellikle yabancı pasaportlu olup, önceleri İtalyancayı sonra Fransızcayı özgün şiveleriyle konuşup benimseyen Hıristiyanlar ve bu sosyal gruba girenler ‘Levanten’dir (Ortaylı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi,(1994: 204-207; 2006: 23).


Görüldüğü gibi Levanten terimi, oldukça zor bir terimdir. Belirli bir kimlik olarak tanımlanamaması, ekonomik anlamda Batılı, yaşam alanı yani Doğu Akdeniz deki kültürel yapı etkisi nedeniyle de Batı karşısında Doğulu bir toplumu ifade etmektedir. Başka bir deyişle Levanten, Doğu’nun “Batılısı”, Batı’nın “Doğulusu”dur.

Levantenler, İstanbul’da ilk olarak 991 yılında Bizans’tan aldıkları ticari imtiyazlarla yerleşmeye başlamışlardır. O dönemde yerleştikleri başlıca alanlar ise Bahçekapı, Eminönü, Fener ve Galata’ (Pera- Venedik ve Ceneviz kolonisinin bulunduğu bölge)’dır.

Levantenler, genel olarak ülkelerinde bulamayacakları yaşam koşulları ve iş bulma nedeniyle Doğu Akdeniz liman kentlerine gelmişlerdir. Gelişler daha çok koloni şeklindedir. Ticari ayrıcalıklar nedeniyle özellikle ticaretle uğraşan bu kişiler, Küçük Asya’da – Asia Minor (Anadolu’da ) önemli zenginlik elde
etmişlerdir (Üsdiken, 2006: 88).


Levantenlerin İzmir ve İstanbul’a gelip yerleşmelerinin en önemli nedeni ise, kazandıkları paraları devletten sağladıkları ticari ayrıcalıklar sayesinde sürekli arttırmaktı (Üsdiken, 2006: 88). Çünkü her iki kent, ticari açıdan önemli birer limandı. Bu nedenle devlet, gümrük gelirlerini arttırmak için çeşitli toleranslar tanıyor, bu da tüccarları cezb ediyordu. Başlangıçta sadece ticaret için gelip giden tüccarlar, zamanla buralara yerleşmeye başladı.