Anadolu Selçukluları Döneminde Anadolu’daki Ticari Yolların ve Kervansarayların Güzergâhları

Anadolu coğrafyasında çok sayıda “kervansaray” inşa edilmesi, Anadolu Selçuklu Sultanlarının takip etmiş oldukları ticari ve iktisadi politikalarının ve Anadolu coğrafyasının sahip olduğu jeopolitik konumun tabi bir sonucudur. Ve bunun neticesinde Anadolu, yüzyıllardır kıtalararası transit ticaret merkezi olmuştur. Anadolu Selçukluları döneminde kervansaraylar, hem iktisadi ve ticari açıdan hem de mimari açıdan en canlı ve en parlak dönemini yaşamışlardır. Gerçekten de Anadolu Selçukluları döneminde, Anadolu’da ticari ve iktisadi hayatın en önemli unsuru “kervansaraylar” idi. Zira Anadolu Selçuklu Sultanları, Anadolu’da iktisadi ve ticari hayatta canlılığın sağlanmasında kervansarayların rolünü çok iyi kavramışlardı.

Anadolu’da ilk kervansaray, II. Kılıçaslan (1155-1192) tarafından yaptırılmıştır. XIII. yüzyıl, Anadolu’da kervansarayların en fazla inşa edildiği, dolayısıyla ticari ve iktisadi hayatın en canlı olduğu yüzyıldır. Özellikle I. Gıyaseddin Keyhüsrev (1192-1196), I. İzzeddin Keykavus (1211-1220), I. Alaaddin Keykubad (1220-1237) dönemleri, kervansaray yapımının en fazla olduğu dönemlerdir. Kervansarayların iktisadi ve ticari hayatta oynadıkları rol hakkında daha önce bilgi verdiğimiz için burada bu konuda bilgi vermiyoruz.

Şimdide konumuzun temel noktasını oluşturan ticari yolların ve kervansarayların güzergâhı hakkında bilgi verelim:

Anadolu Selçukluları zamanında, Anadolu’daki transit ticari yollarının en önemlisi kuzey güney istikametinde olanıydı. XII. yüzyıldan itibaren büyük bir canlılık gösteren bu güzergâh Bağdat ve Halep’ten başlıyor, Malatya-Sivas-Trabzon’u takip ederek Karadeniz’e çıkıyordu. Sinop ve Alanya’nın fethiyle açılan yeni güzergâh, Alanya-Antalya-Konya-Aksaray-Kayseri-Sivas-Erzincan-Erzurum üzerinden İran’a ve Gürcistan’a ulaşıyordu. Bu yolun Sivas’tan güneydoğuya ayrılan bir kolu Sivas-Malatya-Diyarbakır-Mardin-Musul-Bağdat ve Basra güzergâhını izliyordu. İstanbul’dan başlayan başka bir güzergâh İstanbul-İzmit-İznik-Eskişehir-Akşehir-Konya-Ulukışla-Adana-Halep-Şam-Mısır istikametindeydi.

Anadolu Selçuklular döneminde, Anadolu’da bugünkü harabelerine göre, ana güzergâhlardan olan Alanya-Antalya-Konya-Aksaray-Kayseri-Sivas-Erzincan-Erzurum merkezlerini takip eden doğu-batı yolu üzerinde inşa edilen önemli kervansaraylar şunlardır: Alanya civarında Şerefzah Hanından olan (II. Keyhüsrev) kuzeye doğru menzil sıra ile Evdir Han (I. İzzeddin Keykavus), Kırkgöz Hanı (II. Keyhüsrev), Susuz Han ve İncir Hanı (Burdur ve Isparta civarında, II. Keyhüsrev), Uluborlu’ya bağlı Dadil Köyünde Er-tokuş (I. Keyhüsrev-I. Keykubat zamanı), Akşehir’in batısında İshaklı Hanı (Sahip Fahreddin Ali), Akşehir ile Ilgın arasında Altun-aba (Argıt Han) gibi kervansaraylar vardır. Konya, Aksaray ve Kayseri arasında Zencirli, Obruk, Kaymaz, Zazadin (Sadeddin Köpek), Aksaray ile Ürgüp arasında Hoca Mesud, Alai (Nevşehir yolunda), Pervane, Latif Kervansarayları bulunmaktadır.

Kuzey güney yolu üzerinde, Kayseri’nin 40 km. doğusunda Karatay Hanı, Kayseri ile Sivas arasında, Kayseri’den 40 km. ileride Sultan Hanı (I. Alaeddin Keykubad), Lala Han; Sivas ile Tokat arasında sıra ile Yeni Han (İlhanlılar zamanı), Çiftlik Hanı, Tokat ile Zile arasında Hatun Hanı(Pazar Hanı, II. Gıyaseddin Keyhüsrev), daha ileride Azine Pazar Hanı gibi meşhur kervansaraylar mevcuttur. Bu büyük kervansarayların hemen hepsi XIII. yüzyıla aittir. Kısa sürede bu kadar çok kervansaray inşa edilmiş olması, o dönemde iktisadi ve ticari hayatın ne kadar canlı olduğunu göstermektedir.

Netice itibariyle şunları söylemek gerekir ise: Anadolu, coğrafi ve jeopolitik konumunun doğal bir sonucu olarak, tarihin ilk dönemlerinden itibaren önemli ticaret yollarının geçtiği bir merkez durumunda olmuştur. Anadolu Selçukluları döneminde Anadolu’da iktisadi ve ticari hayatın canlı olmasında en büyük faktör “kervansaray”ların varlığıdır. Özellikle XIII. yüzyıl, Anadolu’da kervansarayların en fazla olduğu yüzyıldır. Öyle ki her 30-40 km.de bir kervansaray inşa edilmiştir. Bu durum, iktisadi ve ticari hayatın çok canlı ve hareketli olmasını sağlamıştır.

1243 Kösedağ mağlubiyeti sonrasında Anadolu’nun Moğollar tarafından işgale uğramasıyla, Anadolu’nun siyasi birliği bozulmuş, ülkede huzur ve güven kalmamış, iktisadi ve ticari hayat durgunlaşmıştır. Bu olumsuz durumdan kervansaraylarda nasibini alarak kervansaraylar giderek önemini kaybetmiştir.

Mehmet DERİ