Miri Kayıklar

Osmanlılar, Trabzon’u fethettikten sonra Kuzey Anadolu’nun sınır güvenliğini sağlamak için denizden gelebilecek tehlikelere karşı “mirî kayıklar” oluşturdu. Bu kayıklar, dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı hazır bir şekilde durur ve bir tehlike sinyali aldıklarında harekete geçerlerdi.

Kayıkların silah donanımları ile hazır bir şekilde bulunması, diğer devletlerden gelebilecek tehlikeleri hızlı bir şekilde ortadan kaldırırdı. Mirî kayıklar, sahil güvenliğini sağlamak için Trabzon tersanesinde inşa edilirdi.

Anadolu’yu kuzeyden gelebilecek tehlikelere karşı koruma görevi Trabzon Beyine verilmişti. Bu görevlendirme, Rusların Karadeniz’e ve Kafkaslar’a inmesini engellenmek içindi. Bu durum Trabzon’un askerî açıdan stratejik önemini artırmaktadır. Rum vilayetinin muhafazasından sorumlu olan Trabzon Beyi sahil güvenliğini mirî kayıklar kanalı ile sağlayacağından mirî kayıkların yönetimi de onun elindeydi.

Trabzon’da bekleyen mirî kayıklar, nöbetleşe olarak kıyıları dolaşır ve tehlike olan bölgelere buradan giderlerdi. Mirî kayıkların eleman ihtiyacı öncelikle Trabzon Kalesi’ndeki muhafızlar arasından karşılanırdı. Ancak, daha fazla elemana ihtiyaç duyulduğunda Trabzon Beyi, Anadolu’da bulunan kale dizdarlarından hisar eri isterdi. İhtiyaca göre çeşitli yerlerden gelen
kale muhafızları ve azaplar üç-dört ay mirî kayıklarda sahil güvenlik hizmeti verirlerdi. Abaza taifesinin saldırıları genellikle bahar aylarında arttığından bu zamanlarda Trabzon’da güvenlik tedbirleri de artar ve kıyıları korumak için yardımcı kişiler atanırdı.

Mirî kayıkların başlangıçta çalışmalarını iyi yürüttüğü fakat zamanla bakımı yapılmadığından tersanede çürümeye yüz tutarak bekletildiği mühimme defterindeki bir kayıttan anlaşılmaktadır. 15 Eylül 1560 tarihli mühimme kaydına göre, mirî kayıkların üç dört yıldan beri çürümüş durumda olduğundan denizden gelen tehlikelerle mücadele edilemediği belirtilmektedir. Sahil güvenliğini sağlayan bu kayıkların çürümesiyle Kuzey Anadolu sınırları tehlikeye girmiş ve Abaza-Kazak saldırıları artmıtır.

XVII. ve XVIII. yüzyılda mirî kayık ifadesine pek rastlanmamakta daha çok Beşlüyan cemaatinden bahsedilmektedir. Beşlüyan cemaati adından anlaşılacağı üzere 20’şer kişilik beş cemaatten oluşmaktadır ve yüz kişidirler. Beşlüyanlar beş akçe yevmiye alırlar ve bu maaşları Trabzon iskele gelirlerinden karşılanırdı. Yine kaledeki yeniçerilerin et ve zahire masrafları
ile Beşlüyan cemaatinin barut, kurşun, fitil gibi askerî mühimmatı, bu kalemden temin edilirdi.

Yrd. Doç. Dr. Emine DÖNGEÇ'in Askerî Tarih Araştırmaları Dergisi'nde (Sayı 14 Ağustos 2009) yayınlanan XVI. YÜZYILIN İKİNCİ YARISINDA ASKERÎ AÇIDAN TRABZON LİMANI adlı makalesinden alıntıdır.