Bugün vatanımızda özgürce yaşıyorsak ve çağdaş uygarlığa hatırı sayılır eserler vermişsek bunu her şeyden önce o büyük direnişe ve bu direnişle kazandığımız onura borçluyuz….
20.yy tarihinin dönüm noktasıdır bu direniş.O güne kadar görülmüş en büyük deniz gücü olan İngiltere ve Fransa donanmasının iki amacı vardı:İlki; ,Batının gözünde Doğunun ilk kapısı olan Çanakkale Boğazına girmek ve İstanbul’a yerleşmek, ikincisi zor durumda olan müttefikleri Çarlık Rusyasına da yardım götürmekti.
O daracık boğazda,o küçük yarımadada neredeyse tüm dünya milletleri vardı.. İngiliz, Fransız, İskoçyalı, İrlandalı, Mısırlı,Sudanlı, Cezayirli,Nepalli,Senegalli,Hintli,Avusturalyalı,Y eni Zelandalı … ya paylarına düşecek parçayı kapmak için ya da egemenliği altında yaşadığı devlet istediği için gelmişti.
18 Mart 1915 günü İtilaf Donanması,18 savaş gemisiyle saat 10:00’da Boğazdan geçmek üzere harekata başladı. Savunma planımıza göre gemiler ,topçularımızın atış menziline girene kadar pusuda beklenecek ve baskın tarzında ateş açılacaktı….Öyle de yapıldı..Düşman yaklaştıkça, topçularımızın isabetli atışlarıyla karşılaşıyordu.Saat 12’ye geldiğinde İtilaf Donanmasını en gözde gemilerinden Agamemnon zırlısının çelik yeleği parçalanmış,Inflexıble zırhlısının komuta köprüsü uçurulmuştu ama düşman donanması da Çanakkale’ye 7 km sokulmayı başarmıştı.Savaşın en şiddetli anları yaşanıyor,kıran kırana bir savaş oluyordu.Fransa’ya ait Bouvet zırhlısı ise bir gece önce Nusret mayın gemisinin Boğaz’a döşediği mayınlara çarparak 639 personeli ile limanın karanlık sularına gömülmüştü.
İtilaf Donanmasına ait pek çok gemi,aynı akıbetle tarihin derinliklerine gömülmüşlerdi. 7 modern savaş gemisini ve binlerce askerini kaybederek , ağır hasar alan donamasını acıyla seyreden İtilaf Donanmasının komutanı Amiral De Robeck 17:30’da geri çekilme emrini veriyordu….
Çanakkale'de tarihin kaydettiği en büyük ve en kanlı savunma savaşları verilmiştir. Bu savaşlar Mustafa Kemal gibi bir askeri dehanın Türk ve dünya kamuoyu tarafından tanınması açısındanson derece önemlidir. Düşman durmadan saldırmaktadır. Anafartalar ve Arıburnu cephelerinde emir komuta karmaşası vardır. Yarbay Mustafa Kemal, Anafartalar grup komutanı Alman General Liman Von Sandres'ten bütün mevcut kuvvetlerin kendi emrine verilmesini istemiş ve bundan başka çare
kalmadığını bildirmişti. Alman General "Çok gelmez mi?" diye sorduğunda Mustafa Kemal, "Az gelir" cevabını vermiştir. Ertesi gün emir gelmiş ve bütün birliklerin komutası Mustafa Kemal'e verilmiştir. Alman General karşısındaki Türk'ün "ATATÜRK" olduğunu yıllar sonra öğrenecektir.
Çanakkale savaşları'nın temel ağırlık noktasını, Mustafa Kemal oluşturmuştur. Askerlerine “size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum” diyebilen ondan başka bir komutan yoktur…. Ölme emrini tereddütsüz yerine getiren Mehmetçik’ten başka bir asker, Türk milletinden başka bir millet de bulunamaz.Bu şartlar altında beklemedikleri bir direnişle karşılaşan İtilaf devletleri,karşılarında “hasta” bir ülkenin “çaresiz” ordusunu göreceklerini düşünmüşlerdi.Oysa Türklerdeki millet sevgisini ve inancı hiç hesaba katmadıklarını sonra anlayacaklardı.Yarı aç,yarı tok ve donanımsız olan böylesi bir ordu;karada,denizde ve havada 259 gün süren benzersiz bir mücadele ile Çanakkale’nin geçilmez olduğunu tüm dünyaya gösterdi…
Sadece karada ve denizde değil havada da gösterilen üstün cesaret ve başarı bu destanın yazılmasında önemli derece etkili olmuştur.İlk savaş pilotlarımız;keşif uçuşlarında düşman hakkında bilgi toplamış ve düşman gemilerine bomba yağdırmışlardır.
30 Kasım 1915’te karaya oturan bir düşman kruvazörünü yok etmekle görevlendirilen Üsteğmen Ali Rıza ve Teğmen Orhan Beyler,bir Fransız uçağını düşürerek,”düşman uçağını düşüren İlk Türk pilotlar “ olarak tarihe geçmişlerdir.
Pek çok kahramanlık öyküsünün ve hazin hikayenin yaşandığı Çanakkale Savaşları,sadece Türk tarihi için değil, Dünya tarihi için de önemli bir yere sahiptir.Askeri dehası ve vatan sevgisiyle önce Çanakkale Savaşları ardından da Kurtuluş Savaşında milletimize önderlik eden ve kazanılan zaferlere imzasını atan devletimizin kurucusu M.Kemal ATATÜRK başta olmak üzere bize bu vatanı hediye ve emanet eden 57.Alaylara,Seyit Onbaşılara ,Ezineli Yahya Çavuşlara ,Nezahat Onbaşılara ,Zeynep Çavuşlara ve ismini sayamadığım binlerce “Çılgın Türk”e huzurlarınızda bir kere daha minnet ve şükran duygularımı ifade etmek istiyorum.Mekanları Cennet,ruhları şad olsun….