Kurutuluş Savaşı'nda Doğu Cephesi

Ermeni Sorunu ve Ermenilerle Savaş

1.Osmanlı Devleti İçinde Ermeniler Nasıl Yaşıyordu?
Ermeniler, 19 yy.’ın ortalarına kadar Osmanlı Devleti’nin en güvenilir unsuru durumundaydı. Kendilerine Millet-i Sadıka unvanı verilmişti. Ermeniler Doğu Anadolu’dan başka Anadolu’nun pek çok yerine özellikle İstanbul’a yerleştiler. 19yy.’da pek çok Ermeni paşalık rütbesi almış, bakanlık yapmış, yargıç olmuştu.
II. Mahmut devrinden itibaren Avrupa’ya öğrenci gönderilmesine başlandığında bir ayrım yapılmadan Ermeni gençleri de öğrenim görmek üzere Fransa’ya gönderilmişlerdi. Ayrıca ticaret ile uğraşarak zengin olmuşlardı.
1860’da kendilerine özel bir yönetim sağlamak için Babıâli’ye başvurmuşlar ve 1863’te de bu amaçlarına ulaşmışlardı. Aynı yıl ilan edilen adeta bir Ermeni Anayasası görünümündeki Ermeni Milleti Nizamnamesi onların devlet içindeki statülerini daha da sağlamlaştırmıştı. Böylece mahalli yönetimlerde görev almaya başlamışlardı.
Bu şartlar altında Osmanlı İmparatorluğunda ne devletin yönetim anlayışında, ne de Ermenilerin kendi ihtiyaçlarından bir Ermeni Sorunu doğamazdı.

2.Fransız İhtilali Ermenileri Etkilemiş midir?
Ermeniler diğer milletler gibi bağımsızlık elde etme isteğine girmemiştir.1064 den beri bazı günlük olaylar dışında dostça yaşayan bu iki toplumun iyi ilişkileri devam etmiştir.

3.Ermeni Sorunu İlk Defa Nerede Ortaya Çıkmıştır?
1877–1878 Osmanlı- Rus savaşı sırasında İngiltere ve Rusya arasındaki rekabetin yarattığı bir emperyalizm sorunu olarak ortaya atılmıştı.
Ermeniler bu olaydan sonra bağımsız bir devlet kurma çabasına girmişlerdir.
Osmanlı Devleti’nin İmzaladığı;
1)Ayastefanos Antlaşması’nın 16. maddesi Ermeniler lehine bazı ıslahatı öngörüyordu. Böylece Ermeni sorunu ilk kez uluslar arası bir belgeye yansıdı. Bu antlaşma diğer Avrupalı Devletler tarafından kabul edilmedi.
2)Berlin Antlaşması’nın 61.maddesi’nde Avrupalı Devletler, Türk –Ermeni ilişkilerine müdahale hakkını elde etti.
Böylece bir Ermeni meselesi yaratıldı. Ermeni meselesi, Ermenilerin değil, Osmanlı Devleti’ni parçalamak isteyen devletlerin meselesi olarak ortaya çıkmıştır.

4.Ermenileri Osmanlı Devletine Karşı Kimler Kışkırtmıştır?
Ermeniler özellikle İngiltere, Rusya, Fransa ve ABD’nin desteğiyle Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmaya başladı.
Ruslar:1877–1878 Osmanlı –Rus savaşı sırası’nda Doğu Anadolu’da bazı şehirleri ele geçirince buralardaki Ermenileri bağımsızlık vaatleri ile Osmanlı Devleti’ne karşı isyana teşvik ettiler. Rusların amacı; sıcak denizlere inmekti. Bunda üç faktör rol oynamıştır:
a)Rus ordusundaki Ermeni askerlerin yerli Ermenilerle ilgilenmesi ve Ermeni subayların Ermenilere güvence vererek isyana ve kargaşaya kışkırtmaları.
b)Balkan milletlerinin ardı ardına bağımsızlık kazanmalarının Ermeni halkını özendirmesi.
c)Ruslarla imzalanan Ayastefanos ve Berlin Antlaşması ile Rusya’nın koruyucu sıfatını kazanmasıdır.
İngilizler: Rusya’nın Anadolu’ya yerleşmesi sonucunda Doğu Akdeniz’i ve Basra Körfezi’ni tehdit edebileceği düşüncesi ile, Ermeniler ile ilgilenmeye başladı. İngiltere, Doğu Anadolu’da kendi himayesinde bir Ermeni Devleti kurulursa Rusya’nın güneye inmesine mani olacaktı.
20.yy. başında İngiliz siyaseti ile Rus siyaseti ortak çıkarlar üzerinde birleşmişlerdir. İngilizler ve Ruslar birlikte Ermenileri kışkırtma yoluna gitmişlerdir.
Osmanlı Devleti’nde en son ayaklanan millet Ermenilerdir.

5.Ermenilerin Kurmuş Olduğu En Önemli Cemiyetlerin İsimleri Nelerdir?
a)Hınçak Partisi: 1877’de İsviçre’nin Cenevre kentinde kuruldu.
b)Taşnaksutyan(Ermeni İhtilali Federasyonu): 1890’da Rusya’nın Tiflis kentinde kuruldu.
Yabancı devletlerle desteklenen bu kuruluşların ortak hedefleri: Ermeni milliyetçiliğini yaymak, Doğu Anadolu’da yaşayan Ermenilerin bağımsızlığını sağlamaktı.
Kurulan Emeni komitelerinin şefleri Rusya’da özel olarak eğitilmiştir. İlk ciddi ayaklanma 1890 da Erzurum’da ortaya çıktı. 1905’te Osmanlı padişahı II. Abdülhamit’e suikast düzenleyecek kadar gözü dönmüş, bu çetelerle, Ermeni sorunu artarak sürmüştür.

6.I.Dünya Savaşı Sırasında Ermeni Sorunu Nasıldır?
Ermeniler 1914 yılına kadar genellikle bedel verip askerlik yapmıyor, ticaret, sanat, bankerlik veya sarraflık gibi geliri yüksek işler yapıyorlardı. Dolayısıyla ekonomik bakımdan toplumun refah düzeyi en yüksek kesimlerinden biriydi. Ayrıca Azınlık ve yabancı okullar, Ermeni çeteleri için sığınak ve cephane deposu görevi yapıyordu.
I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Ermenileri büyük bölümüyle Türk Milleti’nin bu zor günlerinde düşmanla işbirliği yapmışlar, hatta Rus’un düşmanlığını aratacak kadar acımasız olmuşlardı. Örneğin Ermeniler Van’ı işgal ederek katliam yapmışlar ve daha sonra da şehri Ruslara teslim etmişlerdir.
Osmanlı Devleti bu durum karşısında bazı tedbirler almış tır. Bu tedbirler çerçevesinde Dahiliye Nezareti(İç işleri Bakanlığı) 24 Nisan 1915’te ERMENİ KOMİTE MERKEZLERİ’nin kapatılması, belgelerine el konulması ve komite elebaşlarının tutuklanmasını kararlaştırdı. Bu karar gereğince İstanbul’da 2345 kişi tutuklandı. Ermenilerin her yıl ‘’soykırım yıldönümü’’ diye andıkları ve her yıl ABD meclislerine getirilen ‘’24 Nisan’’ günü, bu genelgenin yayınlandığı gündür.
1915’te Ruslar, Ermenileri silahlandırdılar. Binlerce Türk’ü katlettiler. Osmanlı Devleti bu olaylar üzerine çıkardığı TEHCİR (GÖÇ) KANUNU ile, Ermenileri Suriye tarafına göç ettirdi. Göç sırasında salgın hastalıklar, kötü iklim şartları ve yolculuğun zorlukları nedeni ile bir kısım Ermeni öldü. Ancak Avrupa Devletleri ve basını, bu olayı da çarpıtarak Ermeni katliamı şeklinde gösterdiler. Oysa binlerce Ermeni sağ sağlam Suriye’ye varmış ve orada Türk Devleti koruyuculuğunda hayatını sürdürmüştür.
Göç olayı, savaş içindeki bir devletin kendi halkının bir kesimi tarafından arkadan vurulduğu sırada, güvenlik için son çare olarak başvurduğu bir zorunlu göç hareketidir.
Rusların, I. Dünya Savaşı’ndan çekilmeleri, Osmanlı Devleti ve bağlaşıkları ile Brest-Litowsk Antlaşması’nı imzalamaları üzerine, Doğu Anadolu’nun tamamı Türklere geri verilmişti.

*** 1970’li yıllarda başlayan, yurt dışındaki Türk büyükelçiliklerine yönelik saldırılarla gelişen Ermeni terörü’nün birden kesilip, hemen arkasından P.k.k terörünün başlaması rastlantı değildir. Ayrıca, Rus destekli, Ermenistan’ın Azerbaycan’da vahşi ve yayılmacı politika izlemesi geçmişten günümüze yansımadır. Emperyalist devletler I.Dünya Savaşı sırasında Anadolu’yu kendi aralarında gizli antlaşmalar ile paylaşırken Ermenilere toprak vermemişlerdir. Bu da onların Ermenileri bir maşa olarak kullandıklarını rahatça göstermektedir.

Kurtuluş Savaşını Sırasında Ermeni Sorunu ve Gümrü Antlaşması

1.Wilson İlkesinde Ermenilerden Nasıl Bahsedilmiştir?
Azınlıkların çoğunlukta olduğu bölgelerde azınlıklar bağımsız bir devlet kurabilecektir. Bağımsız bir Ermeni Devleti’nden ilk defa Wilson İlkelerinde bahsedilmiştir.

2.Ermeniler İlk Defa Kendi Devletlerini Hangi Olay Sonrasında Kurdu?
1917’de Rusya’da Bolşevik ihtilali olunca boşluktan birçok devletin yanında bağımsız Ermenistan kuruldu. Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra Doğu Anadolu’yu işgale başladılar.

3.Ermeniler İle Savaş Nasıl Gelişti?
Ermeniler Wilson İlkeleri’ni kendilerine göre yorumlayarak Doğu Anadolu’nun kendilerine ait olduğunu söylediler ve bir kısım yeri işgal ettiler.
Kazım Karabekir Paşa, Ermeni tehlikesini bahane ederek Mondros’ta alınan silah bırakma kararını uygulamadı. 1919’dan itibaren Ermenilere karşı savunma savaşı yapılmaya başlandı.
TBMM kuruluşundan sonra Ermeniler yeniden saldırıya geçtiler. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir Paşa’yı tam yetkili olarak DOĞU CEPHESİ KOMUTANLIĞINA atadı(9 Haziran 1920). Böylece yeni devletin ilk askeri cephesi kurulmuş oldu.
Kazım Karabekir Paşa, Ermeni saldırısını önce durdurdu. Sonra da onları, Doğu Anadolu’dan attı. Batı da Kuvay-i Milliye birlikleri Yunanlıların önünden çekilirken eldeki tek düzenli askeri gücün kazandığı bu zafer TBMM’ne moral kaynağı olmuştur.

***Ermeniler ile Kazım Karabekir Paşa’nın yaptığı savaş TBMM’nin MİLLETLER ARASI ALANDA DÜZENLİ ORDUYLA KAZANDIĞI İLK ZAFERDİR

4.Gümrü Antlaşması Hakkında Bilgi Veriniz?
Zor durumda kalan Ermeniler barış için TBMM’ye başvurdular. 3 Aralık 1920’de TBMM Hükümeti ile Ermeniler arasında Gümrü Barış Antlaşması imzalandı.
***Bu barış TBMM Hükümeti’nin MİLLETLER ARASI alanda sağladığı İLK SİYASİ BAŞARIDIR.
Gümrü Antlaşmasına göre;
1)Sevr Antlaşması ile Ermenilere bırakılan doğu illeri ve 1878 Berlin Antlaşması ile Rusya’ya bırakılan Kars ve dolayları Türkiye’ye katılıyor; Ermenistan Hükümeti Sevr Antlaşması’nın hükümlerini geçersiz saydığını açıkça kabul ediyordu. Yani işgal ettikleri yeri boşalttılar.
2)Doğu Anadolu, Ardahan’ın bir bölümü ve Artvin dışında bugünkü sınırı aldı.
***Ermenilerle Gümrü Antlaşması’nın imzalanmasından sonra 5 Aralık 1920’de Ermenistan, Sovyet Rusya’nın işgaline uğradı. Rus işgalinden dolayı Gümrü Antlaşması yürürlüğe girmemiştir.

5.Ermeni Başarısı Gürcülerle Olan İlişkimizi Nasıl Etkiledi?
Ermenilerin gidişiyle Gürcistan ile sınır komşusu olduk. Ardahan, Artvin ve Batum bu devletçe işgal edilmişti. Ermenilere karşı kazanılan zafer sonucunda Gürcüler bu bölgeleri boşaltıp Türklere teslim ettiler (Mart 1921).
Gürcistan bir süre sonra Sovyetler Birliği’ne katılmak zorunda kaldı. Moskova Antlaşması ile BATUM dışındaki öteki bölgeler Türkiye’ye bırakıldı.
***Gümrü Antlaşması Rusya ile doğu sınırımız için ikinci antlaşmadır. İlki Brest Litowsk idi. Ayrıca bu antlaşma ile Mondros Ateşkesiyle belirlenen sınır ilk kez aşılmış, Ermeni sorunu kesin bir çözüme kavuşmuştur.