Bu şiir tamamıyla bana aittir.Kaynak gösterilmeden alıntı yapılmaması rica olunur.



_________________________________________________
Bir güneş doğuyor Rumeli’ye bu kutlu günden,
Vurmuş geçiriyor gözlere kanlı süngüden,

O Nisan günü başladı savaş yavuz, çetin,
Döşendi sahile büyük namlusuyla şahiler.
Coştu aslanları tarihe genç Fatih’in,
Koştururken atları miğferli Sipahiler.

Zapt edilmiş, denizin her cihetten yardım eli,
Batmakta tarihe alçak Bizans’ın kirli emeli.


Serilmiş Marmara’ya gemiler pare pare,
Yeniden yazılıyor tarih bu şanlı cenk için.
Sarılırken toprağa bu korkunç zelzele,
Köpürüyor bu ahvale Bizans için için.

Susmaz kalemler, yazıyor bu şanlı destanı,
Titretirken havanlar koskoca cihanı.

Atıldı bir devre Fatih, İstanbul’un efendisi,
Yürütüyordu donanmayı, O kuvvet-i İlah.
Dövülürken surlarda topların kirli sisi,
Yırtıyordu yeri göğü nidaları “Allah…”

Koşturuyor burçlara binlerce yiğit kahraman,
Böyle bir imana durdu, unutulmayacak zaman

Sinirlendi Fatih, sürdü atını kuduran denize,
Şahlandı yıldırım gibi soylu yağız,
Haykıracaktı Fatih,
Ki, deniz bile kesmiş almıyor nefesini,
-“Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni…”

Yeni bir çağla aydınlanıyor yüzü tarihin,
Vazgeçmiyor İstanbul’dan, kara gözü Fatih’in

Giriyor işte Şehre başında miğfer,
O kutlu zafere ağlıyor şehir, deniz, asker…
Yüzüstü sürünüyor yerlerde o bahtsız tarih,
Yıkıyor bin yılı bu soylu, muzaffer fetih.

ABDULLAH KARATAŞ