ON SORUDA AVRUPA'DA OSMANLI-TÜRK İMAJI

İstanbul’un Türkler tarafından fethedilmesi ve daha sonra Kanuni Sultan Süleyman döneminde Almanya içlerine kadar ilerlenmesi, hem Avrupa’da büyük bir korkuya sebep olmuş , hem de yenilmez Türk imajını yaratmıştı.


1. Avrupa’da Türklere karşı ilgi nasıl uyandı?
2.Türkler hakkında ne kadar yayın yapıldı?
3.Osmanlı, ne tür eserlere konu oldu?
4.Avrupalılar Osmanlılara ne gözle baktılar?
6.Osmanlılar Tanrı’nın bir cezası mıydı?
7.Machiavelli’nin görüşleri nelerdir?
8.Seyyahlar Osmanlıyı nasıl gördü?
9.Seyyahların Osmanlı’ya bakışı nasıl değişti?
10.Osmanlı haberleri Avrupa’da nasıl yayılırdı?

1.Avrupa’da Türklere karşı ilgi nasıl uyandı?

Yıldırım Bayezid’in 1394’ten itibaren İstanbul’u kuşatma altına alması üzerine, Batı Avrupalı Hıristiyanlar gözlerini bu bölgeye çevirdiler. Nitekim, ilk defa 1396’da Batı Avrupa’dan katılımların olduğu Niğbolu Haçlı Seferi düzenlendi. Daha sonra İstanbul’un 1453’teki fethi Avrupa’da büyük bir yankı yaptı. İtalyan’dan Sırbistan’a, herkes sıranın kendisine geldiğini inanıyor ve korkuyordu. Yeni bir Haçlı Seferi düzenlenerek İstanbul geri alınmak istendiyse de Avrupa’nın iç siyaseti buna izin vermedi.
Kanuni’den itibaren Osmanlı imparatorluğu, Avrupa için gerçek bir tehlike oldu. 1522’de Rodos’un fethedilmesi, Batı ve Orta Avrupa’daki devletlerin dikkatini tekrar Türklere doğru yöneltti, 1522-1523 yıllarında, Rodos’un Osmanlı hakimiyetine geçmesi ile ilgili tam 80 kitap ve broşür yayınlandı.
Osmanlı’nın Avrupa çapındaki I. François-Şarlken çekişmesinden dolayı yönünü iyiden iyiye Avrupa’ya çevirmesi ve Mohaç Savaşı’yla Macaristan’ı fethetmesi üzerine, herkes Türklerle ilgilenmeye başladı; bu konuda ardı ardına kitaplar basıldı. Bu ilgi, Kanuni’nin 1529’daki I. Viyana Kuşatması sonrasında da arttı.

2.Türkler hakkında ne kadar yayın yapıldı?

Avrupa’da 1526-1532 yılları arasında Mohaç Seferi üzerine 259 kitap ve broşür yayımlandı. Kanuni’nin 1541’deki Budin Seferi 134 yayına sebep oldu 1565’teki Malta kuşatması ve Kanuni’nin son Seferi olan Zigetvar ile ilgili olarak ta Avrupa’da 148 kitap ve broşür yayınlandı.

Kıbrıs’ın Türkler tarafından fethi üzerine, Avrupalıların ilk kez bir araya gelerek İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yok etmelerinin yankısı ise çok büyük oldu. İnebahtı Savaşı ve daha sonraki olaylar üzerine , 1570-1572 yılları arasında 360 eser basıldı.
Romanyalı tarihçi Carl Göller’in araştırmalarında vardığı sonuç,16. yüzyılda Türklerle ilgili olarak, Avrupa’da 2.463 kitap,broşür ve el ilanı basıldığıdır.bu ilgi sadece belirli ülkelere mahsus değildi;Avrupa’nın hemen hemen her şehrinde Türklerle ilgili yayın yapılıyordu.Frankfurt’tan Paris’e,Londra’dan Lyon’a,Roma’dan Prag’a,Venedik’ten Viyana’ya ,her yerde bu tür kitaplar basılmıştı.Osmanlılarla ilgili en çok yayın,Ausburg’da yapılmıştı.bu şehirdeki 29 matbaada basılan kitap ve broşür sayısı 134 idi.Almanca, Latince,İngilizce,İtalyanca,İspanyolca başta olmak üzere hemen hemen her Avrupa dilinde Osmanlılarla ilgili eserlere rastlanmaktaydı.2 bin 463 yayının bin kadarı Almanca,455,i Lantince idi.

3.Osmanlı ne tür eserlere konu oldu?

Türkler Avrupa’da bale, tiyatro, opera eserlerine, halk şarkılarına, şiirlere, hikayelere de konu olmuşlardır. Bu çeşitliliğin nedeni, Osmanlı tehlikesine karşı halkın, ilgisini canlı tutmak ve Hıristiyanlık karşıtı tehdidi bertaraf edebilmek için siyasi bir kalkan yaratmaktı. Yazarlar eserlerinde, Türk korkusunu yenmeyi de amaçlamışlardı.Machiavelli, İtalyan Tiyatrosu’nun Adamotu (Mandragola) isimli komedyasında, Osmanlı İmparatorluğu’nun gerçekçi ve akılcı metotlarla yenilmesi gereken bir düşman olduğunu belirtmişti.
Türklerle ilgili opera ve tiyatrolarda genellikle üç ana konu işlenmişti. Bu konular ”Yıldırım Bayezit Timur Mücadelesi”,”Kanuni Sultan Süleyman ve oğulları” ve “Türk korsanları tarafından kaçırılıp köle olarak satılan Hristiyanlar”dı.

4.Avrupalılar Osmanlılara ne gözle baktılar?

Avrupalılar, Osmanlılara “Türk”, Osmanlı imparatorluğu’na “Türk imparatorluğu”,Osmanlı ülkesine “Türkiye”,Osmanlı hükümdarına da “Gran Turco” yani “Büyük Türk “dediler. Avrupalı Hristiyanların kafasında,”Türk-Müslüman-Doğu”, aynı anlamı ifade ederdi.
Türk ismi Avrupalılar için şeytan, dinsiz ve barbar demekti. Avrupalılar bu düşüncelerini kitaptan resme, her ürüne yansıttılar.Türk askerlerinin şeytana benzetildiği veya Şeyhülislam’ı şeytanın kafasını okşarken gösteren resimlere rastlanır.Türkler Avrupa’da “Korkunç Türk”,”Müthiş Türk” gibi sıfatlar da nitelendirirdiler.

5.Osmanlılar Tanrının bir cezası mıydı?

16.Yüzyılda, Türk ilerleyişinin bir türlü durdurulamaması ve yenilgilerin artması, Avrupa’da ‘Türklerin yenilmez olduğu’ anlayışını doğurdu.

Din adamları Türklerin, işlenilen günahlar yüzünden Tanrı tarafından gönderilmiş bir ceza olduğunu söylüyorlardı. Bu yüzden Avrupa’da ‘Türklere karşı savaşmak Tanrı’yla savaşmaktır’ diyenler çıkmıştı. Avrupalı aydınlar, eserlerinde Türk korkusunu azaltmak için uğraştılar. Örneğin Erasmus, ‘Osmanlı İmparatorluğunun büyüklüğü insanları korkutmamalıdır. Roma ve Büyük İskender’in İmparatorluklarının da yenilmez olduğu sanılırdı. Hâlbuki bugün yoklar. Yıkılıp gittiler ’demektedir.

Osmanlılar, yaydıkları korkunun yanı sıra, bazı Hıristiyanlar için ‘ümit’ anlamını da taşıyorlardı. Vergi yükünden ezilen veya dini anlayışını tam olarak yaşayamayan bazı Hıristiyanlar, krallık ve prenslik idaresi altında olmaktansa Türk idaresinde yaşamayı tercih ediyorlardı.

6.Aydınların düşünceleri nelerdir?

Avrupalı aydınlar, bütün Hıristiyanlar gibi, koyu birer Türk düşmanıydılar. Birçok Avrupalı aydın, Osmanlı İmparatorluğunu nasıl yıkmak gerektiğine dair eserler kaleme almıştı. Buna karşın, bazı aydınların eserlerinde, Osmanlı idare tarzı örnek olarak da gösterilmişti.

Avrupa’nın ünlü düşünürlerinden Erasmus, ‘Utilissima Consultatio de Belloo Turics Inferendo’ adlı eserinde, karanlık kökenli barbarlar olarak nitelediği Türklerin, Hıristiyanlar arasındaki görüş farklılıkları sebebiyle Avrupa’nın önemli bir bölümünü fethetmiş olduklarını, şimdi esaret altında bulunan din kardeşlerinin kurtarılması gerektiği üzerinde durur.

Avrupa’nın bir diğer ünlü düşünür ve bilim adamı Francis Bacon, 1622’de yazdığı ve 1629 yılında Londra’da yayımlanan ‘An Advertisement Touching An Holly Warre’ isimli eserinde Türklere karşı savaş açılmasının tabiat kanunları, beşeri kanunlar ve kutsal kanunlar bakımından doğru olduğunu ileri sürmektedir.

7. Machiavelli’nin görüşleri nelerdir?

Siyaset bilimi üzerine yazdığı ‘Prens’ adlı eserinde, Niccolo Machiavelli, Osmanlılardan bahseder ve Fransa ile kıyaslar. Machiavelli, fethedilen yerlerde tutunabilmek için fatihlerin o bölgelerde oturması gerektiğini söyler ve Türklerin İstanbul’daki durumlarını bu fikrine örnek olarak gösterir; Osmanlı İmparatorluğu’nu ele geçirmenin çok güç olduğunu, ancak işgal ettikten sonra mevcut durumun korunabileceğini söyler.

Machiavelli’ye göre Türk devletini ele geçirmenin zorluğu, işgalcileri içeriden çağıracak beylerin bulunmaması ve halk ayaklanması gibi durumun söz konusu olmamasıdır. Osmanlı İmparatorluğu birlik içinde olduğundan saldırganların başarıya ulaşmak için kendi güçlerinden başka dayanakları olmayacaktır. Ancak Türkler bir kez yenilip, orduları tamamen yok edilirse hükümdar ailesinin dışında, kimseden korkmaya gerek yoktur.

Hükümdar mensupları öldürüldükten sonra, halk nezdinde saygı uyandırıp liderlik yapacak beyler olmadığından, ,idari düzen kolaylıkla kurulabilir.

8. Seyyahlar Osmanlı’yı nasıl gördü?

Osmanlı İmparatorluğu’nu 1630’lara kadar ziyaret etmiş olan Avrupalı seyyahların eserlerinin çoğunda, bilinçaltındaki korku ve önyargı sebebiyle basmakalıp düşüncelerin tekrarlandığı görülür.

Türkiye’ye gelip de bir kitap yazmış olanlarla, hiç gelmeden Osmanlılar hakkında bir eser kaleme almış olanlar kıyaslandığında, çoğu zaman aralarında hiçbir fark görülmez. Kitaplar bir gözlem eseri olarak değil, Avrupalılar arasında yaratılmış olan efsanevi Türk tipinden hareketle yazılmışlardır. Ayrıca seyyahların çoğu Türklerle fazla temas etmediğinden, karşılarındaki insanları tanıyıp anlama noktasında d eksik kalmışlardır.

Söz konusu seyahatnamelerde, Türkler genellikle, ‘korkak, okuma yazma bilmeyen cahil, zalim, miskin, alçak, tamahkâr, aşırı gururlu, kaba ve Hıristiyanları hiçe sayan insanlar’ olarak tasvir edilir.

9. Seyyahların Osmanlı’ya bakışı nasıl değişti?

Osmanlı topraklarına 1630’lardan sonra gelen Avrupalı seyyahların eserlerinde, yavaş yavaş Türkler hakkındaki peşin fikirlerden vazgeçildiği ve gözlemin ön plana çıktığı görülür. Artık kanunların ve iyi işeyen kurumları bulunduğu bir imparatorluktur Osmanlı.. Osmanlı genişlemesinin durmasıyla, bir kâbus halin gelen Osmanlının gücünü kaybetmesi, seyyahları eserlerinde objektif davranmaya itmiştir.

18. Yüzyılın sonlarında ise Antik Çağ hakkındaki araştırmaların ilerlemesi ve Avrupa’nın Eski Yunan’ı medeniyetinin temeli olarak görmesi, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı yeni bir düşmanlık başlamıştır. Bu dönemin yaygın görüşüne göre, Osmanlılar, Avrupa medeniyetinin kurulduğu topraklardaki Hıristiyanları idare eden despotlardır ve Avrupa’dan tamamen atılmalıdırlar.

10. Osmanlı haberleri Avrupa’da nasıl yayılırdı?

Avrupa’nın Osmanlı İmparatorluyla ilgili en önemli haber alma merkezi Venedik’ti. Çok erken tarihlerden itibaren Osmanlılardan temasta bulunan Venedikliler, İstanbul’da bulunan ve ‘balyos’ diye adlandırılan elçileri ve imparatorluk topraklarında ticaret yapan tüccarları sayesinde, Türkler hakkında Avrupa’nın en geniş haber ağına sahipti.

Balyoslar hizmetlerini tamamladıktan sonra ülkelerine geri dönerler ve burada meclisin karşısına çıkarak Türkler hakkındaki gözlemlerini içeren raporlarını okurlardı.

16. yüzyılda Avrupa’da yayımlanan gazetelerin Türklerle ilgili haber kaynaklarına bakıldığında da, çoğunun Venedik kökenli olduğu görülür.


ERHAN AFYONCU-Popüler Tarih(2003)