1. #1

    Üyelik tarihi
    26.Eylül.2007
    Yaş
    49
    Mesajlar
    99


    Vahdettin krizi Keşan ilçesini karıştırdı

    Murat SAVAŞ-Gökhan YUMUŞAK/SABAH

    Kompozisyonda Vahdettin'e "hain" diyen öğrencinin ceza almaması için öğretmeni, başka öğrenciden Ben yazdım" demesini istemiş..

    Edirne'nin Keşan ilçesindeki kompozisyon yarışmasında ikinci olan öğrencinin Vahdettin'den "hain" diye bahsetmesi; bir yerel gazetecinin de "Ödül istiyorsan ecdadına küfret" diye yazı yazması üzerine kaymakamlığın başlattığı soruşturma ilçeyi karıştırdı. Keşan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, geçtiğimiz ay Cumhuriyet'in 84. yıldönümü nedeniyle ilköğretim okulları arasında bir kompozisyon yarışması düzenledi. Müdürlük ayrıca torpil olmaması için öğrencilerden kompozisyonlarda kendi isimleri yerine mahreç kullanmalarını istedi. Türkçe öğretmenlerinden oluşan 7 kişilik seçici kurul sonuçları açıkladığında, "Yekta Baydar İlköğretim Okulu 5 sınıfında öğrenim gören ve "Güneş" mahrecini kullanan bir öğrencinin "Cumhuriyet gelince" başlıklı kompozisyonu ikincilik ödülünü aldı. Bu arada dereceye giren kompozisyonlar yerel gazetelerde de yayınlandı. Bu kompozisyonları okuyan yerel Keşan Medya Gazetesi Köşe Yazarı Mustafa Kabakçılı, ikinci olan kompozisyonda öğrencinin son padişah Vahdettin'in ismini kullanmadan "Hain" diye bahsetmesine kızarak, "Ödül istiyorsan ecdadına küfret" başlığıyla bir yazı yazdı.

    ÖĞRETMENİN EŞİ ASTSUBAY

    Bunun üzerine kaymakamlık soruşturma açtı. Olayla ilgili görevlendirilen milli eğitim müfettişleri seçici kurulu oluşturan 7 öğretmen hakkında soruşturma başlatırken, okula da gidip öğrencinin kim olduğunu tespit etmek istedi. Bu arada iddiaya göre eşi astsubay olan okulun Türkçe öğretmeni soruşturmayı öğrenince babası subay olan kompozisyonu yazan İ. Ö.'nün ceza almasını önlemek için başka bir kız öğrenciden "Kompozisyonu ben yazdım" demesini istedi. Kız öğrenci de müfettişlere önce kompozisyonu kendisinin yazdığını söyledi. Ancak iddiaya göre olayın ciddiyeti anlayınca, gerçeği itiraf ederek, kompozisyonu aslında İ. Ö.'nün yazdığını, Türkçe öğretmeninin İ. Ö. ceza almasın diye kompozisyonu kendisinin yazdığını söylemesini istediğini anlattı. Bunun üzerine soruşturma kapsamına İ. Ö. İle Türkçe öğretmeni de dahil edildi. Keşan Kaymakamı Abdülkadir Karataş, soruşturma açtıklarını doğrulayarak, konuşmaktan kaçındı. Edirne Valisi Nusret Miroğlu ise müfettiş görevlendirildiğini belirterek şunları söyledi: "O cümleler, o yaştaki bir çocuğun kuracağı cümleler değil. Soruşturma sonunda tam olarak neyin olduğunu anlayacağız" dedi.

    Ders kitabının yazarı 'Hain' dedi

    EDİRNE'DE yaşanan olay "Vahdettin hain mi değil mi?" tartışmasını yeniden başlattı. Yıllardır tartışılan bu konuyla ilgili en çarpıcı açıklamayı ilköğretim okullarında okutulan İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük kitabının yazarlarından Güler Şenünver yaptı. Şenünver şunları söyledi: "İngilizlerle işbirliği yapmış daha ne yapacak. Anadolu'da isyanlar çıkmasına neden olmuş. Kuvayi Milliye'ye karşı savaşmış. Kitaba hain yazmadık ama 40 sene hain olduğunu okuttum. Bence hain" Milli Eğitim Bakanlığı'nda müfredatın hazırlanmasından sorumlu Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan ise konuya ılımlı yaklaştı: "Programlarda tarihi konularda yönlendirmeci ve dayatmacı yaklaşımdan kaçınmaya çalışıyoruz. Tarihi olaylarla kişilerle ilgili tek doğru bu şekilde saptama yapmak tarih öğretmenin özüne aykırıdır."

    Nutuk'ta "soysuz, alçak"

    VAHDETTİN ile ilgili olarak Atatürk, Nutuk'ta şu ifadeleri kullanıyor: "Saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükûmet aciz, haysiyetsiz ve korkak.' Ders kitapların da ise Damat Ferit'le, Vahdettin'in farklı düşündüğü, gerçekte Vahdettin'in değil Damat Ferit'in İngilizlerle işbirliği yaptığı bilgisine yer veriliyor.

    Tarihçiler: Kolay kolay çözülemez

    PADİŞAH "hain" diyen kompozisyona ödül veren seçici kuruldaki öğretmenler hakkında soruşturma açılması tarihçiler tarafından anlamsız bulundu. Tarihçilerin görüşleri şöyle:

    * Prof. Dr. Cemil Koçak: (Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi) "Kompozisyonu yazan çocuk ona öğretileni ve ondan bekleneni yazmış. Yalnızca Vahdettin değil, Çerkez Ethem, Kazım Karabekir gibi milli mücadele sırasında ve sonrasında siyasi misyonu bulunan pek çok isim için benzer bir durum söz konusu. Türkiye'nin bu isimleri hem kendi tarihinin bir parçası olarak sahiplenmesi, hem de milli mücadelede zaman zaman farklı konumlarda yer aldıkları için inkar etmesi kolay çözülebilecek bir sorun değil."

    * Prof. İlber Ortaylı: (Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi) "Vahdettin'in hain olup olmadığı tarihçiler arasında tartışılır elbette. Ancak bu ülkenin resmi görüşü, resmi kitaplar da yazanı, öğretileni de bellidir. Öğrenciye de, öğretmene de öğretilen Türk resmi tarihindeki bilgilerdir. O öğretmenlere soruşturma açmak Milli Eğitim Bakanlığı'nın resmi tarihiyle karşı karşıya gelmesidir. Ortalığı karıştırmak, 'hain' diyenleri etiketlemekten başka bir şey değildir. Devlet sorumluluğu ile hareket edilmiyor. Bu 'Vahdettin'in hain miydi, değil miydi?' tartışması değildir. Bizim ne dediğimiz zaten bellidir. Milli Eğitim Bakanlığı bu tür tartışmalara girip, soruşturmalar açarak ciddi olmaktan çıkmıştır.
    Pâdişâh-ı âlem olmak bir kuru kavgâ imiş <br />Bir Velîye bende olmak cümleden a&#39;lâ imiş<br />&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; <br />&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Yavuz Sultan Selim

  2. #2

    Üyelik tarihi
    26.Eylül.2007
    Yaş
    49
    Mesajlar
    99

    Bu konuya yani Vahdettin Han'ın "Hainlik" ile suçlandırılması ile alakalı bir hadiseyi buraya almakta fayda umuyorum.

    Mareşal Fevzi (Çakmak) Paşa'nın sırrı
    Fevzi Paşa... bu ifşayı, refikasi Fitnat hanıma söyle açıklamıstır:
    «Fitnat. Öyle birşey biliyorum ki ortaya çıkıp söylememe bugüne kadarki tutumumuz ve davranışlarımız müsait değil. Mecburum, bu sırrı kendimle beraber mezara götürmeğe»
    Ve işte Mareşalin senelerce sakladığı büyük sır kı, Sultan Vahdettin'in vatansever bir insan olduğunu ve kurtuluşu (İstiklal savaşının kazanılması) Anadolu'da gördüğünü apaçık göstermektedir.
    Dinleyelim Fevzi Paşayı:
    «Mütareke senesinde, bir Cuma selamlığından sonra Sultan Vahdettin beni huzuruna kabul etti.
    "Paşa, dedi. Durumu görüyorsunuz. Bu işler anca Anadolu'da teşkilatlanarak kurtarılabilir. Bana Anadolu'da teşkilat kuracak, memleketi şu karanlık durumdan kurtarabilecek Paşaların bir listesini yapıp getirin."
    Ertesi Cuma, yine selamlıktan sonra huzuruna girip hazırladığım listeyi verdim. Dikkatle okuduktan sonra, bir müddet sustu. sonra yarı kapalı gözleriyle ağır ağır, tane tane konuşmaya başladı:
    "Paşa, Mustafa Kemal Paşa hırsız mıdır"
    "Haşa Padişahım"
    "Bir namuzsuzluğu, ahlaksızlığı var mıdır ?"
    "Haşa Padişahım"
    "Beceriksiz ve kabiliyetsiz midir?"
    "Hayır efendim. O hepimizden bilgili, kabiliyetli ve dinamiktir"
    "O halde bu listeye niçin onun adını yazmadınız?.."
    Hiç düşünmeden cevap verdim:
    "Padişahım, Mustafa Kemal Paşa yenilik, bilhassa öteden beri Cumhuriyet taraftarıdır"
    Padişah elindeki kağıdı atar gibi masanın üzerine bıraktı...Ayaga kalkıp pencereye döndü. Limanda demirli İtilaf devletleri (Ingiliz, Fransız, Italyan, Yunan) gemilerini göstererek:
    "Paşa, Paşa...Bu gemileri görmek kanıma dokunuyor. Bu memleket kurtulsun da isterse Cumhuriyet olsun... Kendine selamla birlikte tebliğ ediniz, haftaya Cuma günü Mustafa Kemal Paşa'yi göreceğim »


    KAYNAK:
    Tercüman, 10.04.1976
    Kaynak: Vehbi Vakkasoglu, Son Bozgun, cilt: 1, S.
    134-135, Timas, Istanbul, 1990

    Ayrıca bu konuda bizzat kendimin tarafından Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde gördüğüm bir belgede, Mustafa Kemal Paşa'nın Vahdettin tarafından Anadolu'ya gönderildiği ve gönderilirken bir miktar (miktarını şimdi hatırlamıyorum) para verildiği yazıyordu. Maalesef bu belgenin fotokopisini aldığım halde, kaybettim. Tekrar İstanbul'a gitmek nasip olursa, o zaman almayı planlıyorum. Ancak bunun bir benzeri bir başka sitede yayımlanmıştı. Eğer onu bulabilirsem buraya orjinelinin fotokopisi Osmanlıca belgeyi koyarım.

    Pâdişâh-ı âlem olmak bir kuru kavgâ imiş <br />Bir Velîye bende olmak cümleden a&#39;lâ imiş<br />&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; <br />&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Yavuz Sultan Selim

  3. #3

    Üyelik tarihi
    18.Ekim.2007
    Yaş
    36
    Mesajlar
    121

    Doğrudur, Mustafa Kemali Anadoluya gönderip, para veren Vahidettindir(Osmanlı devleti). Ama ''hadi git Cumhuriyet kur, vatan kurtar'' diyerekten mi? Rica ederim yapmayınız. Mustafa Kemalin gönderilme sebebi Ordu Müfettişliği idi(Türklerin silahlarını alsın ellerinden diye gönderildi). Bunu yapmadığı ve direnişi desteklediği içindir ki gıyabında idam kararı çıkartılmış, üzerine Kuvayi inzibatiye birlikleri gönderilmiştir. Madem Vahidettin bu kadar memleket sevdalısıydı, neden Türk ordusu İstanbula yaklaşınca bir düşman gemisiyle kaçtı?
    Düşünüyorum, o halde vurun !

  4. #4

    Üyelik tarihi
    14.Kasım.2007
    Yaş
    38
    Mesajlar
    9

    İlber Hocama katılıyorum.Bu şekildeki bir suçlama bence de ciddiyetsizliktir.Bugün Atatürk hakkında neler söyleniyor da kimsenin sesi çıkmıyor bir lise öğrencisinin Vahdettin'e ''hain'' demesi mi sorun oluyor.

  5. #5

    Üyelik tarihi
    26.Eylül.2007
    Yaş
    49
    Mesajlar
    99

    Bu siteden bir arkadaşımın özelime gönderdiği özel mesajjjj.....


    Arkadaşlar;
    Acaba sizler yazılan komposizyonu okudunuzda mı yorum yapıyosunuz?Yoksa şartlanmış
    bazı gazeteciler gibi duyumlar sizin için yeterli oluyor ve hooop atlıyosunuz mu
    Önce gerçekleri bilelim sonra yorum yapalım.Burada olay Vahdettinin hain olup
    olmadığı değil. Olay tamamen OSMANLI'yla alakalı.Ecdadını beğenmeyen millet, millet
    olamaz.hele tarihçi hiç olamaz. bu öğrencinin OSMANLI için yazdıkları komposizyonun
    temelini oluşturuyor.Bakın belki hiç değer vermediğim (galatasaraylı olmama rağmen)
    gazeteci hıncal uluç ne yazmış!!!!

    ''İçinde olduğum bir gazetecilik ayıbı..
    Bir olay bu kadar mı saptırılır, bu kadar mı yanlış iletilir ve de sonucu, bu kadar
    mı ters yorumlanır.. Bir ucunda Keşanlı bir muhabir, öte ucunda ben.. Öylesi bir
    ayıp ve utanç zinciri..
    Edirne Valisi Nusret Miroğlu bizzat telefondaydı.. Sekreteri, Özel Kalem Müdürü
    falan değil.. "10 Kasımda Atatürk'e soruşturma açtıran Vali" diye manşetlediğim
    kişi.. Bağırıp çağırmıyordu. Nasıl kibar, nasıl saygılı, nasıl insancıldı sesi,
    bilemezsiniz.. Hal hatır sordu önce.. Hani 40 yıllık dost arar ya, öyle.. Sonra sözü
    yazıma getirdi..
    "Faksınıza bir yazı yolladım" dedi.. "Olaylara sebep olan ilkokul öğrencisinin
    kompozisyonunun aslı.. Kendi el yazısıyla.. Onu okuyun lütfen.. O zaman durumun çok
    farklı olduğunu göreceksiniz.."
    Okudum..
    "1299 yılında Söğüt ve çevresine inen küçük kara bulut yavaş yavaş büyüdü ve tüm
    Balkanları sardı. Bu kara bulutun altında tüm insanlar kendilerine olan
    saygınlıklarını yitirip bir kişi için çalıştılar. Elde ettikleri her şeyi bir haine
    verdiler. Sonucunda da çoğu bu hainin emriyle öldürüldü.
    İşte tüm bu zamanlarda ne güneş doğmak, ne kuşlar ötmek, ne bulutlar dans etmek ne
    de bayraklar dalgalanmak isterdi.
    Bu kara bulut ve onun doğurdukları 1918 yılına kadar sürdü ve 1918'den sonra yavaş
    yavaş dağılmaya başladı."
    İlkokullararası yarışmada derece alan kompozisyon, gazetelerde günlerden beri
    yayınlanan haberlerde yer aldığı gibi, son padişah Vahdettin'e değil, 1299'dan
    başlayarak tüm Osmanlı'ya "Hain" diyor ve İmparatorluğu lanetleyerek Söğüt'teki
    kuruluş gününden itibaren Anadolu'ya ve Balkanlara bir karabulutun yayıldığını iddia
    ediyordu.
    O Söğüt'teki kuruluş ki, bugünün Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atmıştı.
    Osmanlı, 1923'te Cumhuriyete dönüşen Türk Devleti'nin adıydı.
    Hangi tarih kitabında tüm Osmanlı, Anadolu'daki Türk Devleti böylesine böyle
    karalanabilirdi ki?.. Belki Yunanistan'da bir ilkokul öğrencisi böyle bir
    kompozisyon yazabilirdi, çünkü ona okutulan oydu.
    Şimdi bu çirkin, bu ayıp, bu utanç verici kompozisyonu çevirip "Vahdettin'e hain
    diyen öğrenci için soruşturma açtırıldı" dediniz mi, ne olurdunuz?..
    "Sayın Vali, neden hemen açıklama göndermediniz. Bu yanlış haber günlerce aynen
    devam etti" dedim.. Yanıt yüzümü iyice kızarttı.
    "Gazeteciyi daha ilk gün aradım. Doğruyu anlattım. Ertesi gün haber gene öyle çıktı.
    Tekrar aradım 'Muhabir kardeşim, ben sana olayın doğrusunu anlatmadım mı' dedim.
    Bana 'Ben haberi öyle geçtim, ama merkezde değiştirmişler, gene eskisi gibi çıkmış "
    dedi. Daha ne yapabilirim Hıncal Bey!."
    Şimdi bakın..
    İlkokullararası bir kompozisyon yarışması düzenleniyor. Güneş rumuzu ile yarışmaya
    katılan bu kompozisyon ikinci oluyor. Haber alan bir Keşan gazetesi de haber
    yapıyor..
    "Ecdadına söven ödül alıyor!.."
    Ben olsam, bu kompozisyon benim elime geçse ne yapardım.. Benim buradaki varlığımın
    sebebi olanlara sövenlere ne yapardım ki?..
    Haberi okuyan Keşan Kaymakamı soruşturma açtırıyor. Kaymakamın yaklaşımı bence biraz
    popülist. Okul Müdürünü, olmadı İlçe Milli Eğitim Müdürü'nü uyarır, bir kapalı
    soruşturma açılır, yazana ve ödül verenlere disiplin cezasıyla iş biter, bunca
    kıyamet kopmazdı.
    Soruşturma sonunda anlaşılıyor ki, kompozisyonu yazan ilkokul öğrencisi değil.
    Hocası.. Bu da alışıldık bir şey.. Hepimizin başına geldi. Böyle yarışmalarda hırslı
    hocalar, müdürler, derece alınsın, okulun prestiji artsın diye öğrenci ödevlerine
    büyük katkılar yaparlar, hep..
    Olay daha da genişleyip ulusal çapta dağılan medyaya yayılınca, bu defa Edirne
    Valisi emir veriyor..
    "Gidin bakın bakalım, neler oluyor, Keşan'da.."
    Yani, başından sonuna, işin içinde garip bir şey yok.. Yapılması gereken şeyler var.
    Ama nereye varıyor sonu..
    Benim sayfamın tepesindeki manşete..
    "10 Kasımda Atatürk'e soruşturma açtıran Vali!.."
    Şimdi ben utanmayayım da kim utansın söyler misiniz?..
    Utanacaklar daha da var tabii.. Ama onlarda utanma yok. Olsaydı bu iş buralara
    gelmezdi.. ''

    Şimdi anladımı acaba benim araştırmacı tarihçi(!!!) arkadaşlarım.
    Pâdişâh-ı âlem olmak bir kuru kavgâ imiş <br />Bir Velîye bende olmak cümleden a&#39;lâ imiş<br />&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; <br />&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Yavuz Sultan Selim

  6. #6

    Üyelik tarihi
    04.Eylül.2007
    Mesajlar
    1

    Bu mesajı gerçekten arkadaşınız mı yazdı Sayın Beyaz Zambak...Keşke buraya kendi nickiyle yazsaydı...

    Kompozisyonun aslı biraz sınırları aşıyor,eleştiri dozunun ötesine geçiyor,katılıyorum.Tarih te,ecdadımız da eleştirilebilir,kimse eleştirilemez değildir...Ama hakaret ve aşağılama...İşte buna kimsenin hakkı yoktur...

    Ben gene arkadaşınıza takıldım.Ön plana çıkmaya cesareti olmayanın ne eleştiri,ne başka birşey ,hiçbir şeye hakkı yoktur...

  7. #7

    Üyelik tarihi
    26.Eylül.2007
    Yaş
    49
    Mesajlar
    99

    Alıntı tarih.20 Nickli Üyeden Alıntı
    Bu mesajı gerçekten arkadaşınız mı yazdı Sayın Beyaz Zambak...Keşke buraya kendi nickiyle yazsaydı...

    Kompozisyonunun aslı biraz sınırları aşıyor,eleştiri dozunun ötesine geçiyor,katılıyorum.Tarih te,ecdadımız da eleştirilebilir,kimse eleştirilemez değildir...Ama hakaret ve aşağılama...İşte buna kimsenin hakkı yoktur...

    Ben gene arkadaşınıza takıldım.Ön plana çıkmaya cesareti olmayanın ne eleştiri,ne başka birşey ,hiçbir şeye hakkı yoktur...
    İnanmıyorsanız size size kullanıcı adımı ve şifremi vereyim. Henüz mesajı silmedim.
    Pâdişâh-ı âlem olmak bir kuru kavgâ imiş <br />Bir Velîye bende olmak cümleden a&#39;lâ imiş<br />&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; <br />&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Yavuz Sultan Selim

  8. #8

    Üyelik tarihi
    04.Eylül.2007
    Mesajlar
    1

    Olay size inanıp inanmama meselesi değil,hocam...İşin özü bir başkasının ağzından konuşup,kendi fikirlerini cesurca çıkıp söyleyememe...Ben aslanlar gibi söylüyorum fikirlerimi...Rumuzum belli...Yüklediğim materyallerden gerçek adım belli...Kimseye hakaret etmeden açıklıyorum fikirlerimi...

    O yüzden sizin görüşleriniz bağlar ama ortada olmayanın fikirleri kanımca muteber değildir...

  9. #9

    Üyelik tarihi
    18.Ekim.2007
    Yaş
    36
    Mesajlar
    121

    Evet aynı özel mesaj banada geldi. Madem öyle; o kompozisyonun tamamını yazabilir mi o arkadaş? (Kimliğini kendisi belli etsin, madem özel mesaj atıyor. Ha burada açıklamazsa o özel mesajın doğruluğundan şüphe duyarım o ayrı....)
    Düşünüyorum, o halde vurun !

  10. #10

    Üyelik tarihi
    12.Ekim.2007
    Yaş
    30
    Mesajlar
    424


    Ben Beyaz Zambak hocama katılıyorum ben Fevzi Paşa'nın Sırrı adlı bu parçayı daha önce de okumuştum ve hak vermiştim...
    Ŧคгยкรคl

Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 Sonuncu

Benzer Konular

  1. "ANADOLU LİSELERİ ÖĞRETMEN SEÇME SINAV TAKVİMİ" AÇIKLANDI
    Konu Sahibi okuyan_us Forum Eğitim Haberleri
    Cevap: 1
    Son Mesaj : 09.Aralık.2009, 16:19
  2. "Çanakkale Destanını En İyi Ben Anlatırım" Kompozisyon Yarışması Sonuçları
    Konu Sahibi ilteriş Forum Makale-Kompozisyon Yarışmaları
    Cevap: 3
    Son Mesaj : 02.Nisan.2009, 10:05
  3. "Çanakkale Destanını En İyi Ben Anlatırım" Kompozisyon Yarışması Oylaması
    Konu Sahibi ilteriş Forum Makale-Kompozisyon Yarışmaları
    Cevap: 2
    Son Mesaj : 31.Mart.2009, 00:07
  4. Lozan Barış Konferansında "Azınlık" ve "Hakları"
    Konu Sahibi izgicem Forum Tarih Konuları Hususunda Soru(nu)m Var
    Cevap: 2
    Son Mesaj : 29.Mart.2009, 15:04
  5. "Çanakkale Destanını En İyi Ben Anlatırım" Kompozisyon Yarışması Ödülleri
    Konu Sahibi ilteriş Forum Makale-Kompozisyon Yarışmaları
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 18.Mart.2009, 20:43

Bu Konu için Etiketler

Giriş

Giriş