Unutulan İstiklal marşları



Tekfen Vakfı, Cumhuriyet’in 85. yılında tarihin tozlu sayfalarında unutulan 12 milli marş bestesini ilk kez bir araya getirdi
1921 yılında, İstiklal Marşı için açılan beste yarışmasına katılan eserler, 24 Ekim’de Lütfi Kırdar’da özel bir konserle seslendirilecek

İstiklal Marşı’nın oluşumu bir serüven. Yıl 1920... Anadolu, heyecan ve umut dolu, küllerinden doğan yeni bir ülkenin doğuşuna tanıklık ediyordu. Ankara’da oluşturulan hükümet, Türk milletinin yepyeni bir heyecanla, kendi geleceğini belirlemek üzere ipleri eline aldığını gösteriyordu.

Ankara’da milli heyecanın doruğa ulaştığı yer, 23 Nisan 1920 tarihinde kurulan Millet Meclisi’ydi. Mustafa Kemal Paşa’nın yayınladığı bir bildiriyle, 23 Nisan 1920 Cuma sabahı erken saatlerde, Ankara’da bulunan herkes Meclis binası çevresinde toplanmıştı. Halk, bundan böyle İstanbul’daki padişah tarafından değil, kendi iradesini temsil eden Ankara hükümeti tarafından yönetilmek istediğini açıkça ortaya koymuştu. Bu yeni düzende yapılması gereken çok şey, atılması gereken çok adım vardı. Bunlardan biri de, artık milletin hep bir ağızdan söyleyip bütünleşeceği bir milli marşın tespit edilmesiydi.

Millet Meclisi’nin kurucuları, Milli Marş’ın ve marşla birlikte okunacak sözlerin bulunması için en uygun yolun herkese açık bir yarışma olduğuna karar verdiler. Bu amaçla görevlendirilen Maarif Vekâleti (Eğitim Bakanlığı) önce güfte için bir yarışma açtı. 1921 yılında Mehmet Akif’in şiirinin Millet Meclisi tarafından kabul edilmesinden sonra sıra müziğe geldi. Bu yönde yapılan duyurunun ardından Türkiye’nin dört bir yanından notalar gelmeye başladı.
Cumhuriyetin kurulmasından sonra milli marş konusu bir kez daha gündeme geldi. Artık, yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil edecek milli marşın tespit edilmesi ve ülkenin her yanında aynı marşın okunması arzu ediliyordu. Nihayet 1924’te Encümen-i Musiki bünyesindeki bir komisyonun değerlendirmesi sonucunda Ali Rifat Çağatay’ın bestesi milli marş olarak kabul edildi.

1921’de açılan yarışma böylece geç de olsa tamamlanmış, üç yılı aşkın bir sürenin sonunda, arzu edilen Milli Marş tespit edilebilmişti. Ne var ki seçilen müziğin Milli Marş’a uygunluğu bir tartışma konusu olarak kalmıştı. Pek çok kişi Ali Rifat Bey’in bestesinin Batı müziği kalıplarına uymadığını düşünüyor, değiştirilmesi gerektiğini savunuyordu. Eleştirilerin dozunun giderek artması üzerine, sonunda 1930 yılında Milli Marş’ın değiştirilmesi gündeme geldi ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Zeki Üngör’ün bestesinin yeniden düzenlenmesiyle, halen kullanılmakta olan Milli Marş ortaya çıktı.

Tekfen Vakfı, araştırmacı-yazar Mehmet Altun ile Cumhuriyet’in 85. yılında tarihin tozlu sayfalarında unutulan bu 12 milli marş bestesini ilk kez bir araya getirdi. 1921 yılında, İstiklal Marşı için açılan beste yarışmasına katılan eserler, 24 Ekim tarihinde İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek özel bir konserle seslendirilecek. Ayrıca Milli Marş’ın öyküsünü anlatan bir kitap ve konserin ardından stüdyoda gerçekleştirilecek CD kaydı ile Milli Marş hikâyesi ve notaları ölümsüzleştirilecek.

Şef Saim Akçıl yönetimindeki Tekfen Filarmoni Orkestrası ile birlikte, TRT İstanbul Gençlik Korosu, Şenol Talınlı, Sumru Ağıryürüyen, Hüseyin Sermet, Ercan Irmak, Göksel Baktagir ve Yurdal Tokçan gibi usta isimler konserde sahneye çıkacak.

Kapanışı resmi İstiklal Marşı ile yapılacak gecede, o dönemin atmosferini seyirciye hissettirmek amacıyla eserler arası geçişlerde, tiyatro yönetmeni Yücel Erten’in sahneye koyduğu narasyon ve anekdotlara da yer verilecek. Bu sayede Milli Mücadele Dönemi’nin duyguları Arsen Gürzap ve Çetin Tekindor’un anlatımıyla yeniden yaşatılmış olacak.

(Radikal
)