III. Selim gerçek bir Fransız dostudur. Hatta, gençlik döneminde, gizlice Fransız kralı XVI. Louis ile mektuplaşmıştı. Etrafında Fransız kültürünü bilen ve seven isimler vardı. Fransız olup Osmanlı hayranı olanlar da. Ayrıca, Fransa'yı Osmanlı'da temsil eden insanlar ve kuruluşlar vardı.



Durum böyleyken, Napoleon, İstanbul'daki Fransız diplomatlara haber vermeden, Osmanlı toprağı olan Mısır'ı ele geçirmeye hazırlanır. Bu, geçmişe ilişkin bir tablo. Bugün ise, kuruluşunda Osmanlı Devleti'nin ilk tanıdığı devlet olan Fransa, Türkiye'ye karşı en sert muhalefeti yapıyor. Bu tabloda, Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Avrupa Birliği konusunda Türkiye aleyhine yaptığı açıklamaların anlaşılmasının mümkün olmadığını belirten Fransız yönetmen Jacques Deschamps, 'Dinle Neyden' filminde, 1798'de geçen olayları alıp bugünün olaylarına bağlıyor. Mevlânâ'nın felsefesiyle hareket eden yönetmen, bu felsefeyle hayata bakarken, diplomatik ilişkileri filminde bu dille yorumluyor.

Dinle Neyden filminin Fransız yönetmeni Jacques Deschamps:

Gerginlikler eski dostlukları siliyor

Bir tarafta dış politika, uluslararası ilişkiler, tarih... Bir tarafta ise Mesnevi ve Mevlânâ'nın felsefesi. Bugüne ve düne dair, hem insanlık ve insani ilişkiler hem de iki devlet arasındaki ilişkiler açısından pek çok ipucu veren Dinle Neyden filmi, bir dönemi anlatırken asıl günümüze vurgu yapıyor. 3. Selim döneminde Osmanlılar ve Fransızlar arasındaki gerçekleşen diplomatik ilişkileri ele alan filmin yönetmeni Fransız Jacques Deschamps, hiçbir şeyin aslında ezeli ve ebedi olarak aynı kalmadığını düşünüyor. Yani dün olan dostlukların hatırlanması gerekiyor, dün olan düşmanlıklar da düzeltilemez değil. Burada, Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki çıkışlara sözü getiren Deschamps, Türkiye'nin eskiden yaşanan barış ve diyalog geleneğine rağmen Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin niye bu sözleri sarf ettiğinin anlaşılamadığını söylüyor. Deschamps ile yeni vizyona giren filmi öncesinde, hem iki ülke ilişkileri hem de Mevlânâ'nın felsefesi üzerine sohbet ettik.

Film, Türk yapımcılarıyla nasıl buluştu?

Cannes film festivalinde ödül alan Indıgenes (Yerliler) filminin senaristi Olivier Lorelle filmin yapımcısı İsmail Eren'e benden bahsetmişti. Bana ilerlemiş bir aşamada olan bir proje teklif ettiler. Kabul ettim.

Sizce Fransız bir yönetmenin tercih edilmesinin sebebi neydi?

Film III. Selim döneminde Osmanlılar ve Fransızlar arasında gerçekleşen diplomatik görüşmeleri ele alıyor. Yani temel konu iki kültür arasında diyalog olgusu. Bence, filmin yapımı içinde birkaç Fransız isimle bir diyalog atmosferinde çalışmak onlar için ilgi çekici gelmiş olabilir. Birlikte çalışmalarımızda, çoğu zaman anlaşma mecburiyetindeydik. Film, şartlara rağmen anlaşma gereğinden bahsediyor. İsmail Eren senaryosunda tüm işaretlerin olumsuz olduğu bir bağlamda barış için mücadeleyi anlatıyor.


ZAMAN