İş bu belge değerli öğretmen arkadaşımız Yetkin ERDOĞAN tarafından hazırlanmıştır.


I. BÖLÜM: I. DÜNYA SAVAŞI SONUNDA OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN DURUMU

MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI VE UYGULANMASI


1.I.Dünya Savaşı Sonucunda Osm. Tahtında Nasıl Bir Değişiklik Oldu?
Padişah V.Mehmet REŞAT savaşın son yılında ölmüş, yerine VI. Mehmet VAHDETTİN geçmiştir.
2. İttihat ve Terakki Partisi Savaşın Sonunda Ne Yaptı?
Savaşın kaybedildiğini gören İttihat ve Terakki partisi’nin ileri gelenleri gizlice yurdu terk ettiler(Kamuoyunda ‘’savaş suçlusu’’ nitelemesi ile karşılaşan bu parti 1-5 Kasım 1918 tarihleri arasında olağanüstü kongresini toplamış ve varlığını sona erdirmiştir. Daha kongre sürerken parti’nin en güçlü ve en sorumlu kişileri olan Enver, Talat ve Cemal Paşalar ile birkaç ileri gelen kişi daha 2 Kasım günü bir Alman gemisi ile gizlice İstanbul’dan kaçmışlardır.)
Ahmet İzzet Paşa başkanlığında İttihatçı olmayan yeni bir hükümet kuruldu.

3.Mondros Ateşkes Antlaşması Kaç Tarihinde Kimler Arasında Oldu?
30 Ekim 1918’de Osm. Dev.’i ile İtilaf Dev.’i arasında oldu. Ahmet İzzet Paşa kabinesi var. Limni adası’nın Mondros Limanında oldu. Anlaşma Dev’i adına İngiliz Amirali Caltorp İmzaladı.

4.Ateşkes Antlaşması Ne Demektir?
Barış antlaşması imzalanıncaya kadar silahların susması demek olan ateşkes antlaşmaları, geçici sözleşmedir. Eğer barış sağlanamaz ise bu anlaşma bozulur ve savaş tekrar başlar.
Mondros Ateşkes Antlaşması, bir ateşkes antlaşması olmayıp gerçekte Osmanlı topraklarını paylaşma planı olmuştur.

5.Mondros Ateşkes Antlaşması’nın Maddeleri Nelerdir?
A.Osm. Devleti’nin Egemenliğini Kısıtlayan Hükümler:
1)Boğazlar bütün devletlerin gemilerine açık olacak ve İtilaf devletlerince işgal edilecektir.(Bu madde ile Osm. Devleti’nin Anadolu ve Rumeli toprakları arasında bağlantı kesildi ve Osm. toprak bütünlüğü bozuldu.)
2)İtilaf Dev.’i, güvenliklerini tehdit edecek durum olduğunda her hangi bir stratejik noktayı işgal edebileceklerdir(7. madde).(Bu madde ile; İtilaf Dev.’i işgalleri bu maddeye dayanarak yaptılar. Bütün Osm. topraklarının işgaline zemin hazırladı. İtilaf Dev.’i bu maddeyi ateşkese koyarak Wilson Prensiplerine ters düşmekten kurtuldular. Ateşkesin en ağır maddesidir.)
3)Vilayet-i Sitte’de (Erzurum, Elazığ(Harput), Van, Diyarbakır, Sivas ve Bitlis) bir karışıklık çıktığında İtilaf Dev.’i buraları işgal edebilecektir(24.madde).(Bu madde ile; Ermeniler korunmuş ve ileride kurulması amaçlanan Ermeni Dev.’ne zemin hazırlamıştır. Ateşkesin İngilizce metninde bu bölgeden’’Altı Ermeni Vilayeti’’olarak söz edilmiştir.
4)Bütün ulaşım ve haberleşmeye ait araç-gereçler İtilaf Devleti’nin denetimine girecekti(Haberleşme hattı ele geçirilerek işgalci güçlere karşı yapılabilecek topyekun isyanlar önlenmeye çalışılmıştır. Aynı zamanda bütün vatan topraklarının işgal edilebileceğine dair belirtidir.)
B.Askeri Hükümler: Ülkeyi savunmasız hale getirmiştir.
1)Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması için gerekli askeri kuvvetten başkası terhis edilecektir(Bu madde ile; Osm. Dev.’i savunmasız duruma getirilmiş ve işgaller kolaylaştırılmıştır.)
2)İtilaf Dev’i ile Ermeni esirleri İtilaf Dev.’ne teslim edilecektir. Türk esirler ise, İtilaf Devleti’nin denetiminde kalacaktır(Bu madde ateşkes anlaşmasında devletlerin eşitliği prensibine uyulmadığını göstermektedir).
3)Trablusgarp ve Bin gazi’deki Türk subayları İtalyan Garnizonuna, Hicaz, Suriye ve Irak’ta bulunan askeri birlikler İtilaf Dev.’ne teslim olacaktır. Ayrıca İran ve Kafkasya’ya giren Osm. birlikleri işgal ettikleri yerlerden derhal çekilecektir.
C.Ekonomik Hükümler: Türkiye açık bir sömürge oluyordu.
1)Ülkenin ihtiyacı karşılandıktan sonra geri kalan kömür, akaryakıt ve deniz gereçlerinin hiçbiri dışarıya satılamayacaktır.
2)Osm. Devleti’nin bütün savaş gemileri teslim olacak ve limanlarda tutuklu bulundurulacaktır.
3)Bütün demiryolları İtilaf Devleti’nin denetimine verilecektir.
4)Toros tünelleri, İtilaf Dev.’i tarafından işgal edilecekti(İtilaf Dev.’i bu ağır ekonomik hükümleri Osm. Dev.’ne kabul ettirerek Osm. Devletini ayakta duramayacak ve kendilerine bağımlı olacak hale düşürmüşlerdir).
***Osm. Devletini fiilen bitiren antlaşmadır.


ATEŞKES ANTLAŞMASI’NDAN 19 MAYIS 1919’A KADAR MEYDANA GELEN ÖNEMLİ OLAYLAR

1.Mondros Ateşkes Antlaşmasından Sonra Ne oldu?
Türk ordusu terhis edildi. Ulaşım, haberleşme, maden ve tüneller düşman denetimine geçti. Bütün silahlarımıza, cephanelerimize, her türlü savaş araç-gereçlerine el konuldu.
İstanbul ve Çanakkale boğazları işgal edildi. İçlerinde Yunan savaş gemilerini’nde bulunduğu güçlü bir Anlaşma Dev.’i Donanması İstanbul limanına demirledi(13 Kasım 1918). İtilaf Dev.’i İstanbul’da karargah kurmuşlardı. Buraya gelen İngiltere, Fransa ve İtalyan subay ve erlerine azınlıklarca coşkun gösteriler yapılıyordu(İşgallerin başlaması ile iki azınlık üzerinde büyük etki meydana getirdi. Ermeni Patriği Zaven’in İstanbul’a ve gösteriler ile karşılanması; Fransız Generalin Rumların kendisine hediye ettikleri at ile İstanbul’a girmesi–1453 te Fatih’in İstanbul’a girmesi gibi-azınlıkların şımarıklarının artmasına neden oldu.

2.İngilizler, Fransızlar ve İtalyanlar Nereleri İşgal Etti?
İlk işgaller
İngilizler: Musul, Urfa, Antep, Maraş, Merzifon, Samsun, İzmit, Batum, İskenderun, Eskişehir ve Kars’ı işgal ettiler.
***İlk işgal edilen yer Musul oldu(3 Kasım 1918).
Fransızlar: Adana, Mersin, Dörtyol, Afyon İstasyonu.(İngilizler,26 Eylül 1919’da Paris Barış Konferansı’nda Fransa ile yeniden bir anlaşma yaparak Antep, Urfa ve Maraş’ı Fransızlara bıraktılar. Fransızlar bu yörelerde Ermenileri’de kullanarak işgallere başladılar.)
İtalyanlar: Antalya, Fethiye, Kuşadası, Marmaris, Bodrum, Konya işgal ettiler.

3.Ermenilerin İşgalleri Hakkında Bilgi Veriniz?
Rus Çarlığı’nın çökmesi üzerine 1918 yılında kurulan Ermeni Devleti, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın tarafları içinde değildi. Ama İtilaf Devletleri Anadolu’da bir zamanlar Ermeni yurdu olarak kabul ettikleri yerleri bu devlete bırakmak hazırlığındaydılar. Türk birliklerinin Kafkaslardan çekilmesi üzerine, Ermenilerde Doğu Ana.’ya ilerleyerek işgallere başladılar.
Güneyde ise Fransızlar, Çukurova’ya Ermenileri yerleştirmek amacındaydılar. 1918 yılı sonlarında bu amaçlarını gerçekleştirme hazırlıklarına giriştiler.

4.Yunan İşgalleri: Daha sonra görülecek.

5.İşgaller Karşısında Osm. Hükümeti’nin Tutumu Nasıldı?
Osm. Hükümet’i sadece ateşkes hükümlerine uyup uysal bir biçimde İtilaf Devleti’nin isteklerinin yerine getiriyordu. Padişah Vahdettin, tahtının tacının kaygısında idi.
Ortalıkta bir İttihat ve Terakki Partisi düşmanlığı başlamıştı. Partinin ileri gelenleri her yerde izleniyor, tutuklamalar oluyordu. İş başındaki İttihatçı olmayan hükümetlerde Padişah’ın istediği çizgide gidemediklerinden uzun süre yerlerini koruyamıyorlardı. Nitekim İzzet Paşa Kabinesi kısa bir süre sonra çekildi, yerine Tevfik Paşa Kabinesi aldı.
Yetkileri çok az olan Osmanlı Parlamentosu da Padişah tarafından dağıtıldı. Tam anlamı ile çökmek üzere olan Osmanlı İmparatorluğu’nda bir kargaşa, bir düzensizlik ve belirsizlik vardı. Sonunda Tevfik Paşa Kabinesi’nden istifa etti. Yerine, Damat Ferit Paşa, Sadrazam oldu(10 Mart 1919).

6.İstanbul’un İşgali Hakkında Bilgi Veriniz?
İşgalleri kolaylaştırmak. Osmanlı Hükümeti’nin işgallere tepkide bulunmasını önlemekti. Azınlıklara cesaret vermek amacı ile fiilen işgal edilen İstanbul(13 Kasım 1918) milli mücadele döneminde en uzun işgal altında kalan bir şehir özelliği göstermektedir(Lozan Antlaşması’ndan sonra 2 Ekim 1923 yılında İtilaf Dev.’i İstanbul da Dolmabahçe önünde Türk bayrağını selamlayarak çekilip gittiler).
İstanbul Hükümeti bu işgalden sonra kontrol altına girmiş, bağımsız çalışma ve kara alma şartlarını yitirmiştir. Artan baskılar istikrarsızlığa ve sık sık hükümet değişikliğine neden olmuştur.
İstanbul işgal edildiği gün bir önemli olay daha meydana geldi. Buda Mustafa KEMAL’İN İstanbul’a gelmesidir. Ateşkesin imzalandığı sırada Suriye’de Yıldırım Orduları Komutanı olan Mustafa KEMAL, bu ordunun kaldırılması sonucu Harbiye Nezareti emrine verilmiştir. Bunun üzerine Mustafa KEMAL tren ile Adana’dan hareket ederek 13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelmiştir.
Mustafa KEMAL, Marmara açıklarında demirleyen gemiler arasında Yunanlıların meşhur Averof Kruvazörü görünce üzülmüş ‘’Hata ettim, İstanbul’a gelmemeliydim. Ne yapıp yapıp Anadolu’ya dönmenin çaresine bakmalı’’ demiştir. Büyük bir inanç ve kararlılıkla şu meşhur sözünü de söyler:’’Geldikleri gibi giderler’’.