MENGÜCEKLİLER (1080–1228)

Mengücekli Beyliği, Selçuklu Sultanı Alp Arslan'ın komutanlarından Mengücek (Ahmet) Gazi tarafından 1080 yılında kuruldu.
Beylik, kuruluş yıllarında Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar dolaylarına hâkimdi.
Mengücek Gazi, Anadolu'daki Rumlara ve Gürcülere karşı başarılı savaşlar yaptı. Bu mücadeleler sırasında şehit oldu.

İshak
Ölümünden sonra beyliğin başına oğlu İshak geçti. İshak, beyliği yönetmede başarılı olamadı. Onun zamanında Mengücekliler Danişmentlilere bağlı beylik durumuna geldi.

Beyliğin İkiye Ayrılması: İshak Beyin ölümünden sonra Mengücekli Beyliği Erzincan-Kemah ve Divriği olmak üzere iki kola ayrıldı. İshak Beyin oğullarından Davud Erzincan-Kemah kolunun, Süleyman ise Divriği kolunun başına geçti.

a) Erzincan Kemah Kolu: Erzincan-Kemah kolunun en ünlü hükümdarı Davut'un oğlu Behramşah'tır. Behramşah zamanında Erzincan önemli bir kültür ve ticaret merkezi oldu. Behramşah 1225 yılında ölünce yerine oğlu II.Davud geçti. II. Davut, Türkiye Selçuklularına karşı Eyyubiler ve Harzemşahlarla iş birliği yapınca Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubat, 1228 yılında Mengüceklilerin Erzincan - Kemah koluna son verdi.

b) Divriği Kolu: Divriği kolu hakkında kaynaklarda fazla bilgi olmamakla birlikte, bu kolun ilk hükümdarı İshak’ın oğlu Süleyman olduğu bilinmektedir. Süleyman'dan sonra bu kolun başına Şehinşah geçti. Şehinşah'tan sonra başa geçen kardeşi Ahmet zamanında Divriği kolu en parlak dönemini yaşadı. Divriği Mengüceklileri 1252 yılına kadar Anadolu Selçuklularına bağlı olarak varlığını sürdürdü.

Beyliğin Önemi
1. Mengücekliler döneminde Divriği'de kültür ve sanat hareketleri çok canlıydı. Bugünkü Kale Camii, Ulu Cami ve Kayıtbay Camii o dönemin ölmez eserlerindendir.
2. Mengücekliler, genel olarak genişleme politikası gütmediler. Ancak Anadolu'nun Türkleşmesinde büyük katkıları oldu.
3. Mengücekliler döneminde Erzincan siyasî ve ticarî bir merkez idi. Anadolu'yu Tebriz'e ve İran'a bağlayan büyük kervan yolunun bu bölgeden geçmesi, şehirde ekonomik canlılığı artırdı.
4. Bugün Erzincan'da Mengüceklilerden kalma mimarî eserlerin az olmasının sebebi, Moğol istilâsı sırasında şehrin büyük bir tahribata uğramış olması ve bu bölgede sık sık deprem olmasıdır.