İlk Türk Devletlerinde Devlet Anlayışı

* İslamiyet öncesi Türk toplumlarında devlet dört ana unsurdan meydana gelmekteydi. Bunlar; halk, ülke, bağımsızlık ve siyasi örgütlenmedir
* Egemenlik Anlayışı (Veraset Anlayışı): İslamiyet öncesi Türk Devletlerinde egemenlik anlayışının temelinde hükümdara yönetme yetkisinin Göktanrı tarafından verildiğine inanılması olarak bilinen kut anlayışı bulunmaktadır. Bunun sonucunda devlet yönetimi ve ülke toprakları hanedan üyelerinin ortak malıdır görüşü ortaya çıkmıştır.

Not: Egemenlik anlayışı kut inancını taşımasına rağmen dinsel bir özelliği yoktu. (Tanrı-Kral anlayışı görülmez) Ancak Kut anlayışı halkın hükümdara olan mutlak bağlılığını arttırmıştır.

* Siyasi Örgütlenme: Siyasi örgütlenmenin en üst kademesinde il (el-devlet) bulunmaktaydı. Devlet boyların bir bayrak altında toplanması ile oluşan federal (federatif) bir yapıya sahipti.

Devlet yönetiminde ikili teşkilat önemli yer tutmaktaydı ve bu durum egemenlik anlayışının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Ülke doğu-batı, kuzey-güney veya sağ-sol olarak ikiye ayrılarak yönetiliyordu. Yöneticiler, doğuda ki hükümdarın egemenliği altında Töre hükümlerini uygulayarak devleti yönetirlerdi. Aynı zamanda bu durumda ülkede federal yönetimin uygulandığını göstermektedir.

İkili teşkilatlanmanın açık olarak görüldüğü dönemler aşağıda verilmiştir.

Bumin Kağan – İstemi Yabgu (I. Göktürk)

Bilge Kağan – Kül Tegin (II. Göktürk)

Tuğrul Bey – Çağrı Bey (B. Selçuklu)

* Hükümdar: Eski Türk devlet geleneğinde Kut-almış kişi hükümdar olurdu. Bunun yanında hükümdarlar çeşitli unvanlar kullanmışlardır. Bunlar: han, kağan, hakan, şanyü, idi-kut, yabgu, il-teber, tanhu ve tanrı-kut’tur.

Hükümdar olan kişinin aynı zamanda bazı alametler (semboller) bulundurması gerekmekteydi. Bunlar: otag (çadır), örgin (taht), tuğ (sancak), kotuz-sorguç (davul) ve kale-saray’dır. (orta çağda görülür) Hükümdarın oturduğu başkente Ordu adı verilmiştir.

Hükümdarları yılın belli günlerinde toplumsal kaynaşmayı ve yardımlaşmayı sağlamak amacıyla Toy denilen meclisi toplardı. Bu meclise devletin ileri gelenleri (devlet adamları) ve halk (kün) katılırdı.

* Hatun (Katun): Orta Asya Türk devlet geleneğine göre hükümdar eşleri de yönetimde söz sahibi idi ve kurultay toplantılarına gerektiğinde katılırdı. Bunun dışında yabacı elçileri kabul eder ve buyruklar çıkarabilirdi.
* Veliaht (Tegin – Yabgu): “Ülke toprakları hanedan üyelerinin ortak malıdır” anlayışına bağlı olarak tüm veliahtlar taht üzerinde hak talep edebilirlerdi. Taht mücadelesini kazanan veliaht hükümdar olurdu. Bütün bu uygulamanın esasları töreye göre düzenlenmiştir.

Not: Yukarı da anlatılan bu durum sık sık taht kavgaları yaşanmasına ve ülkenin kısa sürede yıkılmasına neden olmuştur. (fetret dönemleri)

* Meclis (Kurultay): İslamiyet öncesi Türk devletlerinde, Kurultay, Toy, Kengeş (keneş) ve Moğoka, adı verilen ve danışma kurulu niteliğinde olan meclisler bulunmaktaydı. Bu meclisler devletin siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel işlerinin görüşüldüğü kurumlardır. Ayrıca hükümdarın ve töre kurallarının belirlenmesi kurultayın görevleri arasındadır. Meclis, devlet müşaviri anlamına gelen aygucı tarafından yönetilmekteydi.
* Kurultay sadece devlet adamlarının katıldığı bir meclis iken toy bütün halkın katıldığı bir şenlik ve şölen niteliğindedir. Devlet işlerinin görüşülmesinin yanında toplumsal kaynaşma sağlanarak kültür birliği oluşturulmaya çalışılmıştır.

Ayrıca bilim adamlarından oluşan kengeş (keneş) meclisi bulunmaktaydı. Bu meclise tayanç ve keneşçi adı verilen bilim adamları katılmaktaydı.

Devlet Görevlileri;
Yabgu / Tegin Hükümdardan sonra gelen en önemli yönetici.
Şehzade, veliaht, hükümdar çocuğu veya kardeşi.
Şad Vezir
Aygucı Meclis başkanı ve hükümdar danışmanı
Buyruk Bakan
İçbuyruk Saray işlerinden sorumlu bakan
Tarkan/Apa Saray görevlileri
Tudun (Todun) Vergi memuru
Subaşı Ordu komutanı
Bitigçi Kâtip, memur, bürokrat sınıfı
Yargucı Yargıç, tercüman, elçi
Ağılığ Hazine görevlisi
Toygun Toy ve kurultaya katılma hakkına sahip devlet görevlileri
inanç/inal/ataman tigin eğitmeni