ANTİKÇAĞDAN EFES CELSUS KÜTÜPHANESİ

Roma İmparatorluğu kütüphanelerinin yüksek düzeyleri ve içerikleri konusunda günümüze ulaşmış pek çok yazılı kaynak vardır. Bu kaynaklar Roma İmparatorluğu’nda şahıslara ait çok sayıda özel ve zengin kütüphanelerin varlığından bahsetmektedir. Bu kütüphanelerin en ünlülerinden birde, % 80 oranında günümüze kadar ulaşabilen mimari yapısı ile Efes antik kentindeki Celsus kütüphanesidir.

Celsus Kütüphanesi, doğu cephesindeki yazıttan anlaşıldığına göre, M.S. 110 yılında konsül olan Gaius Julius Aquila tarafından babası Asya Eyalet Valisi Gaius Celsus Polemaeanus’un anısına bir heroon ( Eski Yunan’da bir kahramanın ya da yarı tanrının adına adanan kutsal yer ya da yapı ) olarak babasının mezarı üzerine inşa ettirilmişti. Yine bu yazıtta, M.S. 115-117 yılları arasında başlayan inşaatın bitirilmesi, yapının bakımı ve kitap alımı için, Aquila’nın varislerine 25.000 dinar miras bıraktığı ve kütüphanenin onun ölümünden sonra M.S. 135 yıllarında varisleri tarafından tamamlandığı yazmaktadır. İki katlı olan kütüphane binası çok zengin mimari süslemeli bir ön yüze sahiptir. Yapıya 9 basamaklı 21 metre uzunluğunda bir platform üzerinden ulaşılır. 16 metre yüksekliğindeki ön cephe 4 çift sütunla taşınmaktadır. Her çift sütunun arasında birer kapı ve pencere bulunmaktadır. Okuma Salonu ışığını bu kapı ve pencerelerden alıyordu. Çift sütunların arasına yerleştirilen 4 adet kadın heykeli akıl, fazilet, bilgi ve anlayışı temsil etmekte idiler. ( Bugün orjinalleri Viyana Müzesi’nde, yerlerinde ise kopyaları bulunmaktadır) İç salon 10,92 x 16,72 m. ölçüsünde tek ve yüksek bir salondan oluşuyordu. Zemini renkli mermerlerle kaplı idi. Kitapların bulunduğu iç duvarlarla dış duvarlar arasında, yazmaların rutubetten etkilenmemesi için dar bir hava koridoru bırakılmış, bina su ve rutubete karşı son derece iyi yalıtılmıştı. Salonun içinde duvarlarda üç sıra halinde nişler bulunuyordu. Böylece kütüphanenin içi üç katlı olarak kullanılıyordu. Nişlerde bulunan tahta dolap veye raflarda rulolar ve ayrıca ciltler halinde bir araya getirilmiş elyazmaları saklanıyordu. İkinci ve son katlardaki nişlere ulaşabilmek için günümüzde halen bir çok kütüphanede kullanıldığı gibi sütunlu, iki katlı bir iç galeri büyük salonu at nalı gibi çevreliyor; kitaplar görevli bir memur tarafından okuyuculara veriliyordu. Yapılan incelemelerde nişler içindeki dolaplarda 12500 adet kitabın bulunduğu tahmin edilmektedir. Salonun ortasında bulunan büyük kemerli nişin içinde Celsus’a ait bir heykel, altında ise beyaz mermerden yapılı lahit içinde Asya Eyalet Valisi Gaius Celsus Polemaeanus’un mezarı yer almaktadır. Valinin kemikleri de halen lahidin içinde, kurşun bir sandıkta bulunmaktadır.

Bu önemli kütüphane M.S. 262 yılında Gotların akınları sırasında yağmalanmış ve kitapları yanmıştır. Yapının içi moloz dolu olarak kalırken, M.S. 400 yıllarında halâ görkemini koruyan ön cephesi, önü birtakım kabartmalarla süslenerek bir havuz olarak kullanılmış, ardından bir depremle yıkılarak 1500 yıllık uykusuna dalmıştır. Celsus kütüphanesi 1903-1904 yıllarında genel Efes kazıları çerçevesinde Avusturyalı arkeologlar R. Heberdey ile Ernst Benndorf’un kazıları ile tekrar gün ışığına çıkarıldı. Ülkemizdeki birçok kültür mirasımızın başına geldiği gibi heykel ve kabartmaları Viyana Müzesi’ne gönderildi. Yıllar sonra 1970-1978 yıllarında, Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nden Arkeolog W.M. Strocka ve Yüksek Mimar F. Hueber, kütüphanenin 700 parçadan fazla dağılmış mimari parçalarını birleştirerek planını çizdiler ve 10 yıllık bir uğraştan sonra yapının % 80’i bir araya getirilerek tekrar ön cephe inşa edildi. Bugün Viyana’da olan heykellerin yerlerine kopyaları(!) konarak bir ölçüde eksiklik giderilmeye çalışıldı. Böylece antikçağın ünlü bir kütüphane binasını, en azından mimari olarak görme ve tanıma imkânına kavuşmuş olduk. Darısı toprak altındaki diğer eserlerimizin başına...



Gazi İskender AKDOĞU – İstanbul Şubat 2004

Yapı Kredi Kültür Sanat - Sermet Çifter Araştırma

Kütüphanesi Bülteninde yayınlanmıştır.