Arama sonuçlarınız

  1. K

    Renklerden nasıl etkileniriz?

    Renklerin insan davranışını ve psikolojisini önemli ölçüde etkilediği bugün kesinleşmiştir. Kanada'da bir okulda yapılan deneyde, odaların renk ve ışık düzenlerinin değiştirilmesi ile bazı öğrencilerin zeka düzeylerinin ve disiplin sorunlarının olumlu biçimde etkilendiği tespit edilmiştir. Ancak...
  2. K

    Kanımız kırmızı iken damarlarımız niçin mavi?

    Yaşamımızın sürebilmesi için vücudumuzdaki her bir hücrenin oksijene ihtiyacı vardır. Hücrelerimize oksijeni kanımız taşır. Kanımız oksijeni havadan aldığımız nefesin sonucunda akciğerlerimizden alır ve vücudumuzun her bir noktasına ulaştırır. Bu noktalarda oksijeni hücrelere devreden kanımız...
  3. K

    Gökyüzü neden mavidir?

    Bu işin daha ilginç bir yanı var. Güneşin ışığı ne renktir, hiç düşündünüz mü? Çoğunuzun sarı diyeceğine eminim. Güneş ışığı beyazdır, yani bir renk değildir, bütün renklerin karışımıdır. Bunun ispatı ise çok kolaydır. Eğer evinizde kristal bir avize varsa, bir parçasını annenize belli etmeden...
  4. K

    Arıların bal petekleri niçin altıgendir?

    Arılar doğanın gerçekten usta mimarlarıdırlar. Kesiti düzgün altıgenler oluşturan prizma şeklindeki petek gözlerinin dipleri bir piramit oluşturarak sona ererler. Kovanlardaki şekliyle dik duran her petekte, petek gözleri yatayla sabit bir açı yapacak şekilde inşa edilirler. Her bir gözün...
  5. K

    Böcekler mi üstündür, insanlar mı?

    Biz insanlar kendimizi tabiattaki en mükemmel varlık olarak kabul eder, dünyanın asıl sahibi olduğumuzu zannederiz. Oysa diğer canlılar bir yana insanlar böceklerle yaptığı savaştan bile galip çıkamamıştır. Bir kere böcekler, insanın ortaya çıkmasından milyonlarca yıl önce de dünyada...
  6. K

    Soğuk bir şey yediğimizde niçin başımız ağrıyor?

    İnsanların yaklaşık yüzde 30'unun dondurma gibi çok soğuk bir gıdayı yedikten veya soğuk bir içeceği çabucak içtikten sonra başları ağrır. 'Beyin donması' veya 'dondurma başağrısı' da denilen bu ağrı, kalp hastalarının sol kollarında duydukları ağrı gibi, orijini farklı, duyulduğu yerin farklı...
  7. K

    Dünya tarihinde bugüne kadar kaç insan yaşadı?

    Bunu kesin hatta yaklaşık olarak bilmek bile zor, çünkü evrim teorisi daha tam açıklığa kavuşmuş değil. İnsanı ne zamandan başlayarak insan nüfusuna dahil etmek gerekiyor hususu üzerinde bir fikir birliğine varılabilmiş değil. Maymunlar gibi ellerini ayak gibi kullandığı zamanlardan mı, iki...
  8. K

    Çayı kim keşfetti?

    Çaysız bir dünya nasıl olurdu acaba? Çay keşfedilmeseydi, çaydanlık, çay fincanı, kaşığı, işyerlerinde çay paydosu, şehirlerarası otobüslerde çay molası olamazdı. Şükür ki çay milattan önce 2737 yılında büyük Çin İmparatoru Shen Nung tarafından tesadüfen de olsa keşfedildi. Shen Nung bir gün...
  9. K

    Gözümüz Kaç Megapiksel?

    Günlük hayatta "vay be, adamin cep telefonunun kamerasi 2.0 MP" ya da bende bir makine var "12 MP" gibi sözler duyariz ve "vay be, teknoloji nerelere kadar geldi" deriz. Hatta bazen "ya bu kamera benim gözümle gördügümden de net çikariyor görüntüleri" dedigimiz bile olur. Isin aslini yapilan...
  10. K

    BEYİN KANAMASI NASIL ANLAŞILIR

    Belki siz de bir kisinin hayatini kurtarabilirsiniz. Lütfen çok dikkatle okuyunuz. Mangal yaparken aniden Sinem'in ayagi takildi ve düstü. Hemen Ambulans'a haber vermek istedilerse de Sinem buna karsi çikti ve kendisini iyi hissettigini ve düsmesine sepeb olarak da ayakkabilarinin yeni...
  11. K

    Gömüleceği Yer

    Atatürk'ün gömüleceği yer ve toprak: O'nun kabri Ankara'da olacaktır. Fakat bu şehrin neresinde? Çünkü O' nun en son kuvvetli isteği bir an önce Ankara'ya dönebilmekti. Biri Büyük Millet Meclisi'nden İstasyon'a inen cadde üzerindeki yuvarlak yer, diğeri Çankaya'daki yeni köşkün mermer havuzu. Bu...
  12. K

    BENİM ADIM ATA DEĞİL

    Atatürk'ün sinirlendiği önemli bir nokta vardı. Gazetelerde, kendisine "Ata" denildiğini okudukça şöyle dedi: — Benim adım Ata değil, Atatürk'tür! Bazı gazeteler neden böyle yazarlar?
  13. K

    Alçak Gönüllü

    Atatürk'ü, 1938 Gençlik ve Spor Bayramı günü, son defa, 19 Mayıs Stadyumu'nda gördüm. Şeref tribünü kapısında -o zaman küçük bir çocuk olan kızıma- o günün anısı olan rozetini taktırmayarak bir şeyler söylüyordu. Zayıf ve yorgundu. Kızımdan Atatürk'ün kendisine neler söylediğini sordum: —...
  14. K

    Askerle Güreş

    Bir gezisinde, Kolordu binasının kapısında aslan yapılı bir Mehmetçik gördü. Çağırdı ve güler yüzle sordu: - Sen güreş bilir misin? Yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçiği güreştirdi. Genç asker her zaman üstün geliyordu. Çok neşelendi, ayağa fırladı. Ceketini çıkarıp Mehmet'e...
  15. K

    İzmir Suikasti

    İzmir'de hazırlanan o alçakça suikastın sonuçsuz kalmasından sonra bir gün bize şu olayı anlatmıştı: - "Ziya Hurşit'in beni öldürmeye memur ettiği iki zavallı vardı. Sorguları yapıldıktan sonra bunların birisini yanıma çağırdım. Odada kimse yoktu. Kendisine sordum: - Sen Mustafa Kemal'i...
  16. K

    Ben Atatürkçü Değilim

    Gazi gözlerini açti, dogruldu, çevresine bakti, birtakim adamlar toplanmis.. Sordu: > > -Ne yapiyorsunuz? > > -Her yil bugün yas tutuyoruz,eglence yerlerini kapatiyoruz,içkiyi yasak ediyoruz Atam.. > > -Iyi halt ediyorsunuz,baska ne yapiyorsunuz? > > -Senin kurdugun "Chp" yi kapattik...
  17. K

    Bir Otistik Çocuğun Atatürk Sevgisi

    Otistik çocuklar okulunda rehber öğretmen olarak çalışan birinden yaşanmış olay ; Okulda rehber ogretmen olarak calisan bir öğretmen Musa.. Okulun ogrencilerinden bir otistik cocugun ailesi, bir gun Musa ogretmene dert yaniyor; Cocuklari normalde cok su icmesine karsin; 3 gündür agzina bir damla...
  18. K

    SOKAK ÇOCUĞU

    Atatürk'e, düşmanlarından bir bayan, bir yabancı gazetede (sokak çocuğu ve zalim) diye yazılar yazmak küçüklüğünü göstermişti. Bir gün Yat Kulüp'te Atatürk, arkadaşlarına bu yazıdan söz ederek demiştir ki: - Bana sokak çocuğu diye yazmış... Ben pek küçük yaşta yatılı bir öğrenci olarak okullara...
  19. K

    MUTSUZ LİDER

    Bir akşam sofrasının hararetli bir döneminde Mustafa Kemal, kişisel özgürlüğünün birçok bölümlerinden yoksun bırakılması acısını hüzün dolu sözlerle şöyle anlattı: - "Şimdi siz buradan ayrılır, istediğiniz yerde gezer dolaşırsınız. Benim gözümde bunun ne büyük mutluluk olduğunu bilemezsiniz...
  20. K

    ABDÜLHAMİD

    1937 yılında idi. Yaz aylarından biri. Doğrudan doğruya kendi kontrolündeki bir gazetede "Makedonya" adlı bir eserim tefrika ediliyordu. Bir akşam üstü Başyaver Celâl (Üner) Bey beni telefonla aradı. Dolmabahçe Sarayı'na davet edildim. Ve Saraya gidince de, hemen hiç bekletilmeden, üst kata...
Geri
Üst