Adnan Menderes'in Ölümünün 46. Yıl Dönümü

ilteriş Çevrimdışı

ilteriş

Kağan
Yönetici
Adnan Menderes'in ölümünün 46. yıl dönümü dolayısıyla oğlu Aydın Menderes yayımladığı mesajda babasının ölümü ve o döneme ilişkin çarpıcı açıkamalarda bulundu.

Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes, ''27 Mayıs 1960'dan 17 Eylül 1961'e kadar ülkede ne meşruiyet, ne tüm Demokrat Partililere atfedilecek bir suç, ne bir adil mahkeme, ne de verilmiş cezaların varlığının söz konusu olmadığını'' ifade etti. Menderes, babası, eski başbakanlardan Adnan Menderes'in ölümünün 46. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı ''tükenmez bir acı ve hasretle andıklarını'' belirten Menderes, şunları kaydetti: ''Bir kere daha tekrarlamakta gerek vardır ki, 27 Mayıs 1960'tan 17 Eylül 1961'e kadar bu ülkede ne meşruiyet, ne tüm Demokrat Partililere atfedilecek bir suç, ne bir adil mahkeme ne de verilmiş cezaların varlığı söz konusudur. Bunun yerine gayri meşru bir darbe, 27 Mayıs 1960'tan 17 Eylül 1961'e kadar her an ayaklar altına alınmış insan hakları ve hukukun bütün evrensel ilkeleri, zulüm, işkence ve 16 Eylül ile 17 Eylül 1961'de gerçekleştirilmiş üç siyasi cinayet vardır.


Aziz milletimiz bu üç şehidimiz Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın en canlı ve sıcak hatıralarıyla birlikte tüm Demokrat Parti'nin bu memleket için vermiş olduğu büyük hizmetleri bugüne kadar hafızasının ve vicdanının en müstesna yerinde muhafaza ettiği gibi, bunu ebediyete kadar devam ettirecektir. Merhum Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu ve Adnan Menderes'e Cenab-ı Hak rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Milletimizi de ebediyen böyle olaylardan ve acılardan korusun.

haber 7
 
M Çevrimdışı

murat ekinci

New member
Ynt: Adnan Menderes'in Ölümünün 46. Yıl Dönümü

Adnan Menderesler anılırken mecliste üçe üç sloganları altında idam kararnameleri oylanan Deniz Gezmişleride unutmayalım. Özellikle Deniz Gezmiş mahkeme de savunma yaparken Atatürk'ün Bursa Nutku'ndan etkilendiklerini belirtip durumdan vazife çıkarmışlardır.

Bursa Nutku

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
 
Geri
Üst