ziberkan
Super Moderator
AYDINOGULLARI BEYLIGI
1) Aydinogullari Beyligi'nin Kurulusu
Aydinogullari Beyligi, XIV. yüzyilin baslarinnda Aydinoglu Mehmed Bey tarafiindan merkezi Birgi olmak üzere Büyük Menderes'den Tire ve Ayasuluk'a (Selçuk) kadar uzanan bir bölgede kuruldu. Beyligin kurucusu Mehmed Bey, Kütühya ve çevresinde hüküm süren Germiyanogullari Beyligi ordusunda bir subasi (kumandan) idi. Bu sirada taht ve taç kavgalariyla zayif düsen Bizans Imparatorlugu'nun topraklarini ele geçirmeye çalisan Anadolu Beylerinden Karesi Bey Çanakkale taraflarini, Saruhan Bey Alasehir'in batisindan Izmir'e kadar olan sahayi, Mentese Bey'in damadi Sasa Bey ise Tire ve Ayasuluga taraflarini fethe baslamisti (1304). Bunlardan Sasa Bey, bölgedeki fetihleri sirasinda, Germiyanogullari beyliginin bati seferlerini yürüten Aydinoglu Mehmet Bey'den yardim istemisti. Böylece Aydinogullari bölgenin fethinde önemli bir rol oynamislar, ancak çok geçmeden Sasa bey'le Aydinoglu Mehmed Bey'in arasi açilmisti. Muhtemelen hakimiyet davasi yüzünden iliskileri bozulan bu iki beyden Sasa Bey bölgedeki düsman güçlerle isbirligi yaparak Aydinoglu Mehmed Bey'e karsi çikti. Yapilan savasta Aydinoglu Mehmed Bey, Sasa Bey ve kuvvetlerini yenerek bütün Aydin ilini ele geçirdi (1308). Sasa Bey'in ölümü üzerine rakipsiz kalan Mehmed Bey, Aydinogullari beyligini kurdu.
a- Mehmed Bey Devri (1308-1134)
Mübarezüddin (dinin kahramani) ve Sultanü'l-guzat (gazilerin sultani) lakaplariyla taninan Gazi Mehmed Bey, Ulu Bey sifatiyla Aydinogullari Beyligini idare etmeye basladi (1308). Çok geçmeden müslüman Izmir'i (1317) daha sonra Ayasulug, Tire, Sultanhisari ve Bodemya'yi (Ödemis) alan Mehmed Bey 1326'da Gavur izmir'i denilen sahil Izmir'i fethetti. BBu tarihte Osmanlilar da Bursa'yi ele geçirmislerdi.
Aydinoglu Gazi Mehmed Bey, Ortaçag devletlerinin birçogu gibi idaresi altindaki topraklari ogullari arasinda taksim ederek bese ayirdi ve herbirine bey ünvani verdi. Büyük oglu Hizir Bey'e Ayasulug ve Sultanhisari'ni, Umur Bey'e Izmir'i, Ibrahim Bahadir Bey'e Bodemya'yi, Süleyman Bey'e Tire'yi veren Mehmed Bey, küçük oglu Isa Bey'i Birgi'de kendi yaninda tuttu.
Aydinogullarinin Ege sahillerine ulasmalari onlari deniz meseleleriyle ilgilenmek mecburiyetinde birakti. Önce Ayasulug'da bulunan tersane, Izmir'in Cenevizlilerden alinmasindan sonra burada da bir donanma meydana getirildi. Nitekim 1319 senesinde Sakiz üzerine yapilan baskin için Ayasulug'da ellisekiz gemiden mütesekkil bir donanma hazirlanmisti. Yine Umur Bey babasinin sagliginda Izmir'de yapilan donanma ile Sakiz, Bozcaada, Egriboz, Mora ve Rumeli sahillerine basarili akinlar yapti. Onun 1333 yilinda ikiyüzelli gemiden olusan donanma ile Adalar Denizi ve Yunanistan'la yaptigi seferde bazi adalar haraca baglanmis, pekçok yer yagma edilmistir. Aydinoglu Mehmed Bey devrinde yapilan son sefer yine Umur Bey tarafindan Kuluri ve Mora adalari üzerine düzenlenmistir. Maiyyetinde 170 gemilik bir donanmayla yola çikan Umur Bey, Mora içlerine kadar girmis, pek çok esir ve ganimetlerle dönmüstür. Babasinin daveti üzerine Birgi'ye gelen Gazi Umur Bey burada düzenlenen bir av merasimine istirak etmis ve Aydinoglu Mehmed Bey av esnasinda suya düserek hastalanmis, çok geçmeden ölmüstür (734/1334). Ölümünden bir yil önce ünlü müslüman seyyah Ibn-i Battuta'yi Bozdag'daki sayfiyesinde kabul eden ve Birgi'deki sarayina da götüren Aydinoglu Mehmed Bey ona büyük ilgi göstermistir. Ibn-i Batuta, Sultanin huzurunda karsilastigi bir hadiseyi de söyle nakleder:
"Biz Sultan ile oturur iken, basinda taylasanli amame bulunan bir pîr gelüp sultana selam verdi. Kadi ile fakih kiyam etti. Pîr-i mezbûr sultanin pisgâhinda mastabaya (seki) oturarak, huffâz altinda kaldi. Bu pir kimdir? deyü fakihe sordum. Tebessüm ile sükut etmesine mebni suali tarra eyledim. Cevaben: "Bu yahudi bir tabibdir. Cümlemiz ona muhtaç bulundugumuzdan gördügün vecihle kendisüne kiyam etdik" deyince siddetle hism u gadaba geldim ve yahudiye "ey mel'un ibn-i mel'un sen yahudi oldugun halde huffaz-i Kur'an'in (Kur'an hafizlarinin) üstünde nasil oturursun?" dedim. Kendisini setm-i agâz ve ref-i avaz eyledim. Sultan taaccüb ederek sözümün manasini sordu. Fakih tercüme ettikte yahudi gazabnâk olarak üsve-i hâl ile çikti gitti. Avdette fakih bana "Hay Allah razi olsun ne eyü yaptin. Senden baskasi bu suretle ona hitaba cesaret edemez ona kendüsünü bildirdin" dedi.
XIV. asrin baslarinda Anadolu hakkinda bilgi veren Ömer ise Mesalikü'l-ebsâr adli eserinde "Birgi memleketinin sahibinin Aydinoglu oldugunu, altmis sehri, üçyüzden fazla kalesi ve daima silahli yetmis bin askeri bulundugunu" yazmaktadir.
Zamaninda Bizanslilarla dost ve müttefik olmaya dikkat eden Mehmed Bey devrinde gerçeklestirilen fetihlerle Aydinogullari Beyligi gücünü arttirdi ve kuvvetli bir devlet halinde gelismesini sürdürdü.
b- Umur Bey Devri (1334-1348)
Bahaeddin Gazi Umur Bey, babasinin ölümünden sonra amcalarinin ve kardeslerinin israri üzerine yirmibes yasinda iken Aydinogullari Beyliginin basina geçti (1334). Ilk is olarak Izmir'e saldiran Venedik, Rodos ve Kibris donanmalarindan olusan bir kuvveti geri püskürtmesi oldu. Daha sonra Saruhan oglu Süleyman Bey'le birleserek 276 gemi ile Yunanistan ve Mora üzerine sefer düzenleyen Gazi Umur Bey, bu seferden pek çok esir ve ganimetlerle Izmir'e döndü (1335). Bu sirada Anadolu Selçuklu Devleti üzerine nüfuzu süren Ilhanlilar'in hükümdari Ebu Said Bahadir Han'in ölümü (1335) üzerine diger beylikler gibi Aydinoglu Beyligi de bagimsizligina kavustu.
Umur Bey, Aydin iline yakin olan Filadelfiya (Alasehir)'yi kusatarak teslim olmaya mecbur etti. Bunun üzerine Bizans Imparatoru III. Andronikas, Alasehir meselesini halletmek ve Midilli adasini isgal eden Foça valisi Dominique'i tedib etmek amaciyla istanbul'dan yola çikti. Imparator seksen dört parça donanma ile Midilli'ye asker çikartilmasini emretti ve kendisi de Foça'yi muhasaraya basladi (1336). Basari elde edebilmek için Saruhan ve Aydinogullarindan yardim isteyen Imparator Andronikos, Midilli ve Foça'yi Cenevizlilerden aldi. Bu sefer sirasinda Imparator Sakiz adasini Umur Bey'e verdi ve o da Alasehir halkindan vergi almaktan vazgeçti. Böylece gelisen Bizans ile Aydinogullari arasindaki dostluk iliskileri devam etti. Nitekim bir sene sonra baslayan Arnavut isyaninin bastirilmasinda Umur Bey'in büyük yardimi görüldü (1337). Bunun müteakip senelerde kardesi Hizir Bey ile birlikte Adalar ve Yunanistan üzerine seferler düzenlenmistir. Daha sonra Karadeniz'e geçen Gazi Umur Pasa Kili ve Eflak seferlerine katilmistir (1338-1340).
Bu sirada Bizans tahtinda degisiklik olmus, ölen Imparator Andronikus'un yerine geçen oglu Jean'in yasi küçük oldugundan Umur Bey'in dostu Kontakuzenos ona vasi tayin edilmisti. Ancak çok geçmeden rakiplerinin muhalefetiyle karsilasan Kontakuzenos Dimetoka'da Imparatorlugunu ilan ederek Umur Bey'den yardim istedi. Umur Bey, 1342 yili sonlarinda 380 gemiden olusan donanma ve yirmidokuz bin kisilik ordusu ile Trakya kiyilarinda Meriç Nehri agzina geldi. Ancak kis mevsiminin gelmis olmasi sebebiyle daha fazla ilerleyemeden Izmir'e dönmek zorunda kaldi. Ertesi yil tekrar Rumeli sahillerine gelen Umur Bey, Selanik ve Trakya taraflarini yagmaladi ve kesin bir netice alamadan geri döndü (1343-1344).
Umur Bey'in bu derece güçlenmesi ve Ege denizinde serbest hareket etmesi Dogu Akdeniz adalarinda bulunan latinleri korkuttugundan Papa'yi kiskirtarak bir haçli seferi düzenlenmesini istediler. Ayrica Bizans Imparatoriçesi Anna da Papa'ya basvurarak Umur Bey maglup edilecek olursa Ortodoks ve Latin kiliselerinin birleseceklerini vadetti. Böylece Papa donanmasiyla, Venedik, Kibris, Cenova ve Rodos gemilerinden olusan Haçli donanmasi Izmir'i kusattilar. Bu sirada Rumeli seferinden dönen Umur Bey, ilk haçli kuvvetlerini yendi ise de ikinci taarruz karsisinda geri çekilmek zorunda kaldi. 1344'de Türk donanmasi yakildi ve Latinler (Venedik, Rodos, Kibris) Izmir'in kiyi sehrini ele geçirdiler. Müslüman Izmir'e çekilmek zorunda kalan Umur Bey, Saruhan Bey'in tavsiyesiyle Latinlerle bir mütareke yapti.
Donanmmasini kaybeden Umur Bey, deniz faaliyetini ve dolayisiyla ticaretini de kaybetmisti. Bu durumda hem ganimet elde etmek, hem de dostu Kantakuzen'e yardim etmek üzere kara yoluyla Saruhan ili topraklarindan geçmek için Saruhan Bey'den izin aldi. Ayrica Saruhanoglu Süleyman ve Karesioglu Süleyman Beylerle birlikte yirmi bin kisilik kuvvetle Çanakkale Bogazi'ndan Rumeli tarafina geçti (1345). Burada bazi savaslar yapildi ve Istanbul üzerine yürüdü ise de bir sonuç alinamadi. Ayrica Saruhan oglu Süleyman Bey'in hummadan ölmesi üzerine Umur Bey müslüman Izmir'e dönmek mecburiyetinde kaldi.
Bu sirada Papa VI. Clement hiristiyan hükümdarlari izmir üzerine yürümeye tesvik ediyordu. Bunlardan Latin kuvvetlerinin kumandani Viennois dükü Humbert Dauphin Izmir'e bir çikarma hareketi yaptiysa da Umur Bey ve kardeslerinin mukavemeti sayesinde netice alamadi (1346). Humbert'in yardim kuvveti almak için Rodos'a gitmesinden yararlanan Umur Bey'in sahil Izmir'i tazyik etmesi ve Papa'dan beklenen yardimin gelmemesi üzerine iki taraf arasinda baris yapildi (1347). Daha sonra Ayasuluk'taki Aydinoglu donanmasinin faaliyete baslamasiyla Rodos sövalyelerinin ticareti aksadi. Sövalyelerin uzlasmaya taraftar olmalari ve Izmir'i verip karsiliginda bazi imtiyazlar istemeleri hüsn-i kabul gördü ise de diger müttefiklerin itirazlari üzerine Papa bu antlasmayi onaylamadi. Bunun üzerine Gazi Umur Bey bütün kuvvetleriyle Izmir üzerine saldirdi. Ancak askerini cesaretlendirmek için ön saflarda savasirken sehit düstü (1348). Kabri Birgi'deki Aydinogullari türbesindedir. Onsekiz yasindan itibaren yirmi bir sene içinde yirmi alti gazaya istirak eden ve otuzdokuz yasinda hayata gözlerini yuman Gazi Umur Pasa'nin bu akibeti ordu arasinda büyük sarsintilar dogurmus, hatta kusatma kaldirilmisti.
Umur Bey, okuyup yazan ve bilginleri koruyan bir zat idi. Enverî onun hakkinda sözlerini söyle bitirir:
Onsekiz yasi ata oldu süvar
Hem yirmi bir yil itdi karzar
Yedi yüz hem kirksekizdi sal
Yasi otuzdokuz itdi intikâl
Eylimisdir ol yirmi alti gaza
Rahmet anin ruh-i pâkine sezâ
Hak onun ruhunu kilsun sadmân
Ravza-i cennat içinde her zaman
Izmir kusatmasi sirasinda Umur Bey'in sehadeti üzerine Ayasulug emiri bulunan büyük kardesi Hizir Bey, Aydinogullari Beyligi'ne Ulubey, yani hükümdar oldu. Ancak Umur Bey'in gayret ve mukavemeti bu devirde görülmedi. Bu sebeple Hizir Bey, Latinlerle çok agir sartlar tasiyan bir antlasma imzalamak zorunda kaldi (18 Agustos 1348). Bu anlasmaya göre; Aydin ili iskelelerinde alinan gümrük vergisinin yarisi Latinlere birakiliyordu. Aydinogullari deniz kuvvetleri silahtan tecrid ediliyor ve gemiler karaya çekiliyordu. Hiristiyan gemilerinin Aydin beyligi iskelelerine serbestçe girip-çikabilmelerine izin verildigi gibi kazaya ugrayan gemilerin kurtarilmasini emrediyordu. Aydinogullari, beyligi idaresinde yasayan hiristiyan ahalisine iyi muamele edecekler, buna karsilik hiristiyanlar da Türklere hiçbir zarar vermeyeceklerdi.
Müttefik devletler Aydinogullari Beyligi nezdinde kaza hakkini haiz bir konsoloslar bulunduracaklardi. Bu konsoloslarin görevi, müttefik hiristtiyan tab'a ile müslümanlar arasinda çikacak anlasmazliklari mahalli beye danisarak halledeceklerdi.
Aydinogullari, müttefiklerinin dostuna dost, düsmanina düsman olacaklardi.
Aydin beyi Hizir bey ile Venedik Cumhuriyeti, Kibris Kralligi ve Rodos sövalyeleri reisi arasinda imzalanan ve Papa'nin tasdikinden geçen bu antlasmanin asli bir giris ve yirmi maddeden olusmaktadir.
Bu anlasma Aydinogullarinin denizlerdeki faaliyetlerini durdurmus ve beyligin giderek gücünü kaybetmesine sebep olmustur. Ayrica 1351 yilinda ayni sartlari havi bir antlasma da Cenevizliler'le imzalanmis ve bu imtiyazlar iki rakip olan Venedikliler'le Cenevizliler'in bölge ticaretini de ele geçirmelerini saglamistir.
XIV. yüzyilda kapitilasyon mahiyetini tasiyan bu antlasmalari imzalayan Latinler, Dogu ticaretine ne derece önem verdiklerini göstermis oluyorlardi.
Hizir Bey devrinde meydana gelen olaylar hakkinda kesin bilgi bulunmamaktadir.
2- Aydinogullari Beyliginin Osmanli Idaresine Girmesi
a-Isa Bey Devri (1360-1390)
Aydinoglu Mehmed Bey'in Bodemya (Ödemis) emiri yaptigi Ibrahim Bahadir Bey, Umur Bey'den önce; Tire emiri Süleymansah'da 1349'da vefat etmisti. Böylece Mehmed Bey'in besinci ve en küçük oglu olan ve Fahreddin lakabiyla da bilinen Isa Bey, Hizir Bey'den sonra Aydinogullari hükümdari oldu.
Isa Bey devrindeki olaylar tam olarak bilinmemektedir. Bunun sebebi büyük ölçüde zikre deger önemli olaylar olmamasindandir. 1371'de Venedik ile daha önce imzalanan antlasma yenilendi. Bu dönemde Rumeli ve Anadolu'da topraklarini genisleten Osmanlilarla olan iliskilerinde dostane oldugu anlasmaktadir. Nitekim I. Murad'in ogullarindan Yakup ve Bayezid Çelebilerin sünnet merasimlerine diger beyliklerin yanisira Aydinogullari Beyliginin temsilcileri de istirak etmistir. Yine Bayezid Çelebi'nin Bursa'da yapilan evlenme dügününe hediye yollayan beyler arasinda Aydin Beyi'nin de adi geçmektedir. Ayrica Osmanli Devleti ile Aydinogullari arasinda askeri bakimindan da yardimlasildigi görülmektedir. Deniz hakimiyeti ellerinden çikan, dolayisiyla gaza, cihad ve ganimet yolu kapanan kiyi beylikleri Osmanlilar'in Rumeli fetihlerine katildilar. Nitekim Murad Hüdavendigâr'in Kosova muharebesine (1389) gittigi zaman Anadolu beylerinden sagladigi yardim kuvvetleri arasinda Isa Bey'in kuvvetleri de bulunuyordu. I. Murad'in savas alaninda sehit olmasi üzerine Osmanli tahtina geçen Yildirim Bayezid, kardesi Yakup Bey'i katledince Anadolu'daki beyliklerin muhalefetiyle karsilasti. Özellikle Karamanogullarinin tesvikiyle gelisen düsman grup arasinda Aydinogullari Beyligi de vardi. Yildirim Bayezid Rumeli'de düzeni sagladiktan sonra Bursa'ya geldi ve hazirliklarini tamamlayarak Alasehir üzerine gitti. Aydinogullari himayesinde bir Rum sehri olan Alasehir 1390'da Osmanli idaresine girdi ve bunun üzerine Aydinoglu Isa Bey bagliligini bildirdi. Böylece Aydinoglu'na ait topraklar Osmanlilara geçerek hutbe ve sikke Bayezid adina kabul edildi (1390). Isa Bey Beyligi'nin merkezini Ayasulug'tan Tire'ye tasidi. Nitekim Yildirim Bayezid'in Venedik elçisi Franciscus Quirino ile imzaladigi 21 Mayis 1390 tarihli ticaret antlasmasindan Ayasulug ve Balat'in Osmanli hakimiyetinde oldugu görülmektedir. Yildirim Bayezid, ayrica Isa Bey'in kizi Hafsa Hatun ile evlenerek iki taraf arasinda akrabalik baginin kurulmasini sagladi. Aydinoglu Isa Bey'in ne zaman öldügü kesin olarak bilinmemekle beraber, Ankara savasindan önce öldügü anlasilmaktadir. Kabri, Birgi'de babasinin türbesindedir.
Aydinogullari Beyligi'nin Yeniden Canlanmasi:
a- Timur ve Aydin Beyligi
Ankara Savasi'ni kazanarak Anadolu'daki Osmanli hakimiyetine büyük bir darbe indiren Timur, kendisine siginan diger beyleri kendi topraklarinin basina gönderdiginde Aydinogullari da eski bölgelerinde yeniden hakimiyeti ele geçirdiler. Böylece Aydin ilinin Yildirim Bayezid taraffindan Osmanli mülküne katilmasindan Ankara Savasi sonrasindaki serbest kalisina kadar (1390-1402) geçen zaman zarfi içinde 12 sene Aydinogullari Beyligi için saltanat fasilasi olarak kabul edilmistir.
Timur tarafindan ülkeleri kendilerine geri verilen eski hanedanlar arasinda Isa Bey'in oglu Musa Bey ile II. Umur Bey de bulunuyordu. Musa Bey'in çok geçmeden ölmesi (1403) üzerine Umur Bey beyligin idaresini ele aldi.
1) Aydinogullari Beyligi'nin Kurulusu
Aydinogullari Beyligi, XIV. yüzyilin baslarinnda Aydinoglu Mehmed Bey tarafiindan merkezi Birgi olmak üzere Büyük Menderes'den Tire ve Ayasuluk'a (Selçuk) kadar uzanan bir bölgede kuruldu. Beyligin kurucusu Mehmed Bey, Kütühya ve çevresinde hüküm süren Germiyanogullari Beyligi ordusunda bir subasi (kumandan) idi. Bu sirada taht ve taç kavgalariyla zayif düsen Bizans Imparatorlugu'nun topraklarini ele geçirmeye çalisan Anadolu Beylerinden Karesi Bey Çanakkale taraflarini, Saruhan Bey Alasehir'in batisindan Izmir'e kadar olan sahayi, Mentese Bey'in damadi Sasa Bey ise Tire ve Ayasuluga taraflarini fethe baslamisti (1304). Bunlardan Sasa Bey, bölgedeki fetihleri sirasinda, Germiyanogullari beyliginin bati seferlerini yürüten Aydinoglu Mehmet Bey'den yardim istemisti. Böylece Aydinogullari bölgenin fethinde önemli bir rol oynamislar, ancak çok geçmeden Sasa bey'le Aydinoglu Mehmed Bey'in arasi açilmisti. Muhtemelen hakimiyet davasi yüzünden iliskileri bozulan bu iki beyden Sasa Bey bölgedeki düsman güçlerle isbirligi yaparak Aydinoglu Mehmed Bey'e karsi çikti. Yapilan savasta Aydinoglu Mehmed Bey, Sasa Bey ve kuvvetlerini yenerek bütün Aydin ilini ele geçirdi (1308). Sasa Bey'in ölümü üzerine rakipsiz kalan Mehmed Bey, Aydinogullari beyligini kurdu.
a- Mehmed Bey Devri (1308-1134)
Mübarezüddin (dinin kahramani) ve Sultanü'l-guzat (gazilerin sultani) lakaplariyla taninan Gazi Mehmed Bey, Ulu Bey sifatiyla Aydinogullari Beyligini idare etmeye basladi (1308). Çok geçmeden müslüman Izmir'i (1317) daha sonra Ayasulug, Tire, Sultanhisari ve Bodemya'yi (Ödemis) alan Mehmed Bey 1326'da Gavur izmir'i denilen sahil Izmir'i fethetti. BBu tarihte Osmanlilar da Bursa'yi ele geçirmislerdi.
Aydinoglu Gazi Mehmed Bey, Ortaçag devletlerinin birçogu gibi idaresi altindaki topraklari ogullari arasinda taksim ederek bese ayirdi ve herbirine bey ünvani verdi. Büyük oglu Hizir Bey'e Ayasulug ve Sultanhisari'ni, Umur Bey'e Izmir'i, Ibrahim Bahadir Bey'e Bodemya'yi, Süleyman Bey'e Tire'yi veren Mehmed Bey, küçük oglu Isa Bey'i Birgi'de kendi yaninda tuttu.
Aydinogullarinin Ege sahillerine ulasmalari onlari deniz meseleleriyle ilgilenmek mecburiyetinde birakti. Önce Ayasulug'da bulunan tersane, Izmir'in Cenevizlilerden alinmasindan sonra burada da bir donanma meydana getirildi. Nitekim 1319 senesinde Sakiz üzerine yapilan baskin için Ayasulug'da ellisekiz gemiden mütesekkil bir donanma hazirlanmisti. Yine Umur Bey babasinin sagliginda Izmir'de yapilan donanma ile Sakiz, Bozcaada, Egriboz, Mora ve Rumeli sahillerine basarili akinlar yapti. Onun 1333 yilinda ikiyüzelli gemiden olusan donanma ile Adalar Denizi ve Yunanistan'la yaptigi seferde bazi adalar haraca baglanmis, pekçok yer yagma edilmistir. Aydinoglu Mehmed Bey devrinde yapilan son sefer yine Umur Bey tarafindan Kuluri ve Mora adalari üzerine düzenlenmistir. Maiyyetinde 170 gemilik bir donanmayla yola çikan Umur Bey, Mora içlerine kadar girmis, pek çok esir ve ganimetlerle dönmüstür. Babasinin daveti üzerine Birgi'ye gelen Gazi Umur Bey burada düzenlenen bir av merasimine istirak etmis ve Aydinoglu Mehmed Bey av esnasinda suya düserek hastalanmis, çok geçmeden ölmüstür (734/1334). Ölümünden bir yil önce ünlü müslüman seyyah Ibn-i Battuta'yi Bozdag'daki sayfiyesinde kabul eden ve Birgi'deki sarayina da götüren Aydinoglu Mehmed Bey ona büyük ilgi göstermistir. Ibn-i Batuta, Sultanin huzurunda karsilastigi bir hadiseyi de söyle nakleder:
"Biz Sultan ile oturur iken, basinda taylasanli amame bulunan bir pîr gelüp sultana selam verdi. Kadi ile fakih kiyam etti. Pîr-i mezbûr sultanin pisgâhinda mastabaya (seki) oturarak, huffâz altinda kaldi. Bu pir kimdir? deyü fakihe sordum. Tebessüm ile sükut etmesine mebni suali tarra eyledim. Cevaben: "Bu yahudi bir tabibdir. Cümlemiz ona muhtaç bulundugumuzdan gördügün vecihle kendisüne kiyam etdik" deyince siddetle hism u gadaba geldim ve yahudiye "ey mel'un ibn-i mel'un sen yahudi oldugun halde huffaz-i Kur'an'in (Kur'an hafizlarinin) üstünde nasil oturursun?" dedim. Kendisini setm-i agâz ve ref-i avaz eyledim. Sultan taaccüb ederek sözümün manasini sordu. Fakih tercüme ettikte yahudi gazabnâk olarak üsve-i hâl ile çikti gitti. Avdette fakih bana "Hay Allah razi olsun ne eyü yaptin. Senden baskasi bu suretle ona hitaba cesaret edemez ona kendüsünü bildirdin" dedi.
XIV. asrin baslarinda Anadolu hakkinda bilgi veren Ömer ise Mesalikü'l-ebsâr adli eserinde "Birgi memleketinin sahibinin Aydinoglu oldugunu, altmis sehri, üçyüzden fazla kalesi ve daima silahli yetmis bin askeri bulundugunu" yazmaktadir.
Zamaninda Bizanslilarla dost ve müttefik olmaya dikkat eden Mehmed Bey devrinde gerçeklestirilen fetihlerle Aydinogullari Beyligi gücünü arttirdi ve kuvvetli bir devlet halinde gelismesini sürdürdü.
b- Umur Bey Devri (1334-1348)
Bahaeddin Gazi Umur Bey, babasinin ölümünden sonra amcalarinin ve kardeslerinin israri üzerine yirmibes yasinda iken Aydinogullari Beyliginin basina geçti (1334). Ilk is olarak Izmir'e saldiran Venedik, Rodos ve Kibris donanmalarindan olusan bir kuvveti geri püskürtmesi oldu. Daha sonra Saruhan oglu Süleyman Bey'le birleserek 276 gemi ile Yunanistan ve Mora üzerine sefer düzenleyen Gazi Umur Bey, bu seferden pek çok esir ve ganimetlerle Izmir'e döndü (1335). Bu sirada Anadolu Selçuklu Devleti üzerine nüfuzu süren Ilhanlilar'in hükümdari Ebu Said Bahadir Han'in ölümü (1335) üzerine diger beylikler gibi Aydinoglu Beyligi de bagimsizligina kavustu.
Umur Bey, Aydin iline yakin olan Filadelfiya (Alasehir)'yi kusatarak teslim olmaya mecbur etti. Bunun üzerine Bizans Imparatoru III. Andronikas, Alasehir meselesini halletmek ve Midilli adasini isgal eden Foça valisi Dominique'i tedib etmek amaciyla istanbul'dan yola çikti. Imparator seksen dört parça donanma ile Midilli'ye asker çikartilmasini emretti ve kendisi de Foça'yi muhasaraya basladi (1336). Basari elde edebilmek için Saruhan ve Aydinogullarindan yardim isteyen Imparator Andronikos, Midilli ve Foça'yi Cenevizlilerden aldi. Bu sefer sirasinda Imparator Sakiz adasini Umur Bey'e verdi ve o da Alasehir halkindan vergi almaktan vazgeçti. Böylece gelisen Bizans ile Aydinogullari arasindaki dostluk iliskileri devam etti. Nitekim bir sene sonra baslayan Arnavut isyaninin bastirilmasinda Umur Bey'in büyük yardimi görüldü (1337). Bunun müteakip senelerde kardesi Hizir Bey ile birlikte Adalar ve Yunanistan üzerine seferler düzenlenmistir. Daha sonra Karadeniz'e geçen Gazi Umur Pasa Kili ve Eflak seferlerine katilmistir (1338-1340).
Bu sirada Bizans tahtinda degisiklik olmus, ölen Imparator Andronikus'un yerine geçen oglu Jean'in yasi küçük oldugundan Umur Bey'in dostu Kontakuzenos ona vasi tayin edilmisti. Ancak çok geçmeden rakiplerinin muhalefetiyle karsilasan Kontakuzenos Dimetoka'da Imparatorlugunu ilan ederek Umur Bey'den yardim istedi. Umur Bey, 1342 yili sonlarinda 380 gemiden olusan donanma ve yirmidokuz bin kisilik ordusu ile Trakya kiyilarinda Meriç Nehri agzina geldi. Ancak kis mevsiminin gelmis olmasi sebebiyle daha fazla ilerleyemeden Izmir'e dönmek zorunda kaldi. Ertesi yil tekrar Rumeli sahillerine gelen Umur Bey, Selanik ve Trakya taraflarini yagmaladi ve kesin bir netice alamadan geri döndü (1343-1344).
Umur Bey'in bu derece güçlenmesi ve Ege denizinde serbest hareket etmesi Dogu Akdeniz adalarinda bulunan latinleri korkuttugundan Papa'yi kiskirtarak bir haçli seferi düzenlenmesini istediler. Ayrica Bizans Imparatoriçesi Anna da Papa'ya basvurarak Umur Bey maglup edilecek olursa Ortodoks ve Latin kiliselerinin birleseceklerini vadetti. Böylece Papa donanmasiyla, Venedik, Kibris, Cenova ve Rodos gemilerinden olusan Haçli donanmasi Izmir'i kusattilar. Bu sirada Rumeli seferinden dönen Umur Bey, ilk haçli kuvvetlerini yendi ise de ikinci taarruz karsisinda geri çekilmek zorunda kaldi. 1344'de Türk donanmasi yakildi ve Latinler (Venedik, Rodos, Kibris) Izmir'in kiyi sehrini ele geçirdiler. Müslüman Izmir'e çekilmek zorunda kalan Umur Bey, Saruhan Bey'in tavsiyesiyle Latinlerle bir mütareke yapti.
Donanmmasini kaybeden Umur Bey, deniz faaliyetini ve dolayisiyla ticaretini de kaybetmisti. Bu durumda hem ganimet elde etmek, hem de dostu Kantakuzen'e yardim etmek üzere kara yoluyla Saruhan ili topraklarindan geçmek için Saruhan Bey'den izin aldi. Ayrica Saruhanoglu Süleyman ve Karesioglu Süleyman Beylerle birlikte yirmi bin kisilik kuvvetle Çanakkale Bogazi'ndan Rumeli tarafina geçti (1345). Burada bazi savaslar yapildi ve Istanbul üzerine yürüdü ise de bir sonuç alinamadi. Ayrica Saruhan oglu Süleyman Bey'in hummadan ölmesi üzerine Umur Bey müslüman Izmir'e dönmek mecburiyetinde kaldi.
Bu sirada Papa VI. Clement hiristiyan hükümdarlari izmir üzerine yürümeye tesvik ediyordu. Bunlardan Latin kuvvetlerinin kumandani Viennois dükü Humbert Dauphin Izmir'e bir çikarma hareketi yaptiysa da Umur Bey ve kardeslerinin mukavemeti sayesinde netice alamadi (1346). Humbert'in yardim kuvveti almak için Rodos'a gitmesinden yararlanan Umur Bey'in sahil Izmir'i tazyik etmesi ve Papa'dan beklenen yardimin gelmemesi üzerine iki taraf arasinda baris yapildi (1347). Daha sonra Ayasuluk'taki Aydinoglu donanmasinin faaliyete baslamasiyla Rodos sövalyelerinin ticareti aksadi. Sövalyelerin uzlasmaya taraftar olmalari ve Izmir'i verip karsiliginda bazi imtiyazlar istemeleri hüsn-i kabul gördü ise de diger müttefiklerin itirazlari üzerine Papa bu antlasmayi onaylamadi. Bunun üzerine Gazi Umur Bey bütün kuvvetleriyle Izmir üzerine saldirdi. Ancak askerini cesaretlendirmek için ön saflarda savasirken sehit düstü (1348). Kabri Birgi'deki Aydinogullari türbesindedir. Onsekiz yasindan itibaren yirmi bir sene içinde yirmi alti gazaya istirak eden ve otuzdokuz yasinda hayata gözlerini yuman Gazi Umur Pasa'nin bu akibeti ordu arasinda büyük sarsintilar dogurmus, hatta kusatma kaldirilmisti.
Umur Bey, okuyup yazan ve bilginleri koruyan bir zat idi. Enverî onun hakkinda sözlerini söyle bitirir:
Onsekiz yasi ata oldu süvar
Hem yirmi bir yil itdi karzar
Yedi yüz hem kirksekizdi sal
Yasi otuzdokuz itdi intikâl
Eylimisdir ol yirmi alti gaza
Rahmet anin ruh-i pâkine sezâ
Hak onun ruhunu kilsun sadmân
Ravza-i cennat içinde her zaman
Izmir kusatmasi sirasinda Umur Bey'in sehadeti üzerine Ayasulug emiri bulunan büyük kardesi Hizir Bey, Aydinogullari Beyligi'ne Ulubey, yani hükümdar oldu. Ancak Umur Bey'in gayret ve mukavemeti bu devirde görülmedi. Bu sebeple Hizir Bey, Latinlerle çok agir sartlar tasiyan bir antlasma imzalamak zorunda kaldi (18 Agustos 1348). Bu anlasmaya göre; Aydin ili iskelelerinde alinan gümrük vergisinin yarisi Latinlere birakiliyordu. Aydinogullari deniz kuvvetleri silahtan tecrid ediliyor ve gemiler karaya çekiliyordu. Hiristiyan gemilerinin Aydin beyligi iskelelerine serbestçe girip-çikabilmelerine izin verildigi gibi kazaya ugrayan gemilerin kurtarilmasini emrediyordu. Aydinogullari, beyligi idaresinde yasayan hiristiyan ahalisine iyi muamele edecekler, buna karsilik hiristiyanlar da Türklere hiçbir zarar vermeyeceklerdi.
Müttefik devletler Aydinogullari Beyligi nezdinde kaza hakkini haiz bir konsoloslar bulunduracaklardi. Bu konsoloslarin görevi, müttefik hiristtiyan tab'a ile müslümanlar arasinda çikacak anlasmazliklari mahalli beye danisarak halledeceklerdi.
Aydinogullari, müttefiklerinin dostuna dost, düsmanina düsman olacaklardi.
Aydin beyi Hizir bey ile Venedik Cumhuriyeti, Kibris Kralligi ve Rodos sövalyeleri reisi arasinda imzalanan ve Papa'nin tasdikinden geçen bu antlasmanin asli bir giris ve yirmi maddeden olusmaktadir.
Bu anlasma Aydinogullarinin denizlerdeki faaliyetlerini durdurmus ve beyligin giderek gücünü kaybetmesine sebep olmustur. Ayrica 1351 yilinda ayni sartlari havi bir antlasma da Cenevizliler'le imzalanmis ve bu imtiyazlar iki rakip olan Venedikliler'le Cenevizliler'in bölge ticaretini de ele geçirmelerini saglamistir.
XIV. yüzyilda kapitilasyon mahiyetini tasiyan bu antlasmalari imzalayan Latinler, Dogu ticaretine ne derece önem verdiklerini göstermis oluyorlardi.
Hizir Bey devrinde meydana gelen olaylar hakkinda kesin bilgi bulunmamaktadir.
2- Aydinogullari Beyliginin Osmanli Idaresine Girmesi
a-Isa Bey Devri (1360-1390)
Aydinoglu Mehmed Bey'in Bodemya (Ödemis) emiri yaptigi Ibrahim Bahadir Bey, Umur Bey'den önce; Tire emiri Süleymansah'da 1349'da vefat etmisti. Böylece Mehmed Bey'in besinci ve en küçük oglu olan ve Fahreddin lakabiyla da bilinen Isa Bey, Hizir Bey'den sonra Aydinogullari hükümdari oldu.
Isa Bey devrindeki olaylar tam olarak bilinmemektedir. Bunun sebebi büyük ölçüde zikre deger önemli olaylar olmamasindandir. 1371'de Venedik ile daha önce imzalanan antlasma yenilendi. Bu dönemde Rumeli ve Anadolu'da topraklarini genisleten Osmanlilarla olan iliskilerinde dostane oldugu anlasmaktadir. Nitekim I. Murad'in ogullarindan Yakup ve Bayezid Çelebilerin sünnet merasimlerine diger beyliklerin yanisira Aydinogullari Beyliginin temsilcileri de istirak etmistir. Yine Bayezid Çelebi'nin Bursa'da yapilan evlenme dügününe hediye yollayan beyler arasinda Aydin Beyi'nin de adi geçmektedir. Ayrica Osmanli Devleti ile Aydinogullari arasinda askeri bakimindan da yardimlasildigi görülmektedir. Deniz hakimiyeti ellerinden çikan, dolayisiyla gaza, cihad ve ganimet yolu kapanan kiyi beylikleri Osmanlilar'in Rumeli fetihlerine katildilar. Nitekim Murad Hüdavendigâr'in Kosova muharebesine (1389) gittigi zaman Anadolu beylerinden sagladigi yardim kuvvetleri arasinda Isa Bey'in kuvvetleri de bulunuyordu. I. Murad'in savas alaninda sehit olmasi üzerine Osmanli tahtina geçen Yildirim Bayezid, kardesi Yakup Bey'i katledince Anadolu'daki beyliklerin muhalefetiyle karsilasti. Özellikle Karamanogullarinin tesvikiyle gelisen düsman grup arasinda Aydinogullari Beyligi de vardi. Yildirim Bayezid Rumeli'de düzeni sagladiktan sonra Bursa'ya geldi ve hazirliklarini tamamlayarak Alasehir üzerine gitti. Aydinogullari himayesinde bir Rum sehri olan Alasehir 1390'da Osmanli idaresine girdi ve bunun üzerine Aydinoglu Isa Bey bagliligini bildirdi. Böylece Aydinoglu'na ait topraklar Osmanlilara geçerek hutbe ve sikke Bayezid adina kabul edildi (1390). Isa Bey Beyligi'nin merkezini Ayasulug'tan Tire'ye tasidi. Nitekim Yildirim Bayezid'in Venedik elçisi Franciscus Quirino ile imzaladigi 21 Mayis 1390 tarihli ticaret antlasmasindan Ayasulug ve Balat'in Osmanli hakimiyetinde oldugu görülmektedir. Yildirim Bayezid, ayrica Isa Bey'in kizi Hafsa Hatun ile evlenerek iki taraf arasinda akrabalik baginin kurulmasini sagladi. Aydinoglu Isa Bey'in ne zaman öldügü kesin olarak bilinmemekle beraber, Ankara savasindan önce öldügü anlasilmaktadir. Kabri, Birgi'de babasinin türbesindedir.
Aydinogullari Beyligi'nin Yeniden Canlanmasi:
a- Timur ve Aydin Beyligi
Ankara Savasi'ni kazanarak Anadolu'daki Osmanli hakimiyetine büyük bir darbe indiren Timur, kendisine siginan diger beyleri kendi topraklarinin basina gönderdiginde Aydinogullari da eski bölgelerinde yeniden hakimiyeti ele geçirdiler. Böylece Aydin ilinin Yildirim Bayezid taraffindan Osmanli mülküne katilmasindan Ankara Savasi sonrasindaki serbest kalisina kadar (1390-1402) geçen zaman zarfi içinde 12 sene Aydinogullari Beyligi için saltanat fasilasi olarak kabul edilmistir.
Timur tarafindan ülkeleri kendilerine geri verilen eski hanedanlar arasinda Isa Bey'in oglu Musa Bey ile II. Umur Bey de bulunuyordu. Musa Bey'in çok geçmeden ölmesi (1403) üzerine Umur Bey beyligin idaresini ele aldi.