PARTİLER VE ÇOK PARTİLİ DÖNEME GEÇİŞ DENEMELERİ
1.Demokrasi Hakkında Bilgi Veriniz?
Cumhuriyeti, Türk milletinin yaradılışına ve yapısına en uygun yönetim şekli olarak gören Mustafa Kemal Paşa, bu yönetim şeklinin de’’demokrasi’ içinde gelişeceği görüş ve inancındaydı.
Halkın, kendi kendini yönetmesi olarak tanımlanan demokrasi de kişiler, düşüncelerini savunup yayma imkanına sahiptirler.
Demokrasi de, çeşitli görüşlere sahip insanlara bir araya gelip teşkilatlanma olanağı tanınır. Bu tür teşkilatlanma gruplarına Siyasal Partiler denir. Demokrasi de mücadeleler siyasi partilerle yürütülür. Bir ülkede demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işleyebilmesi için, bazı şartlar gerekir. Bunların başında; o ülke insanlarının eğitim düzeyleri, karşılıklı hoşgörü ve toplum hayatında insanları aydınlatan, onlara yol gösteren kurumların bulunması gerekir. Bu kurumların başında da siyasi partiler gelmektedir.
İnsanlar, özgür bir ortamda, özgürce düşünüp, düşündüklerini birbirleriyle hoşgörü içinde tartışabilirlerse, doğruya ve güzele ulaşırlar. Siyasi parti yöneticilerinin özellikle olgun kişiler olmaları, diğer partilere karşı içten ve saygılı davranmaları, demokrasinin yaşayabilmesi için başlıca koşuldur. Demokrasi olgun insanların yaşadığı ülkelerin rejimidir.
2.Atatürk, Demokrasinin Olabilmesi İçin Neler Yapmıştır?
Tam bağımsızlığımızı sağladı. Saltanatı kaldırarak milli egemenliği gerçekleştirdi. Akılcı ve bilimsel kurumlar kurdu. Sonuç olarak millet egemenliğine dayalı, bağımsız, modern ve akılcı kurumların işlediği bir toplumda, demokrasi sağlıklı bir biçimde kurulabilir.
3.Atatürk Demokrasiye Geçmek İçin Uğraşmış Mıdır ve Sonuçta Ne Olmuştur?
Atatürk, çok partili hayata geçmek istemiş fakat başarılı olamamıştır. Çünkü Atatürk’ün düşüncelerine karşı kurulan her parti, eskiye dönmeyi istemiştir. Bu ise inkılâpların, modernleşmenin ve hatta milli egemenliğin yok olması demektir. İşte Atatürk, bu noktaya gelme tehlikesi belirince denemelerini istemeyerek durdurmak ve ortam oluşturmak için yeni adımlar atmak zorunda kalmıştır.
4.Cumhuriyet Halk Fırkası Hakkında Bilgi Veriniz?
I. TBMM’de siyasi partilere dayalı gruplar yoktu. O günkü şartlarda buna elverişli değildi. Herkesin tek amacı vatanın kurtuluşuydu. Vatanın kurtuluşunu da, Sivas Kongresi’nde kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin öncülüğünde toplanan TBMM’ye yüklenmişti. Milletvekillerinin çoğu bu cemiyetin üyesiydiler ve Mustafa Kemal Paşa’nın etrafında toplanmışlardı.
Bazı milletvekilleri de Paşanın yürüttüğü siyaseti her zaman onaylamadıkları için ayrı bir grup oluşturmuşlardı. Bunları Müdafaa-i Hukukçulardan ayırmak için Mustafa Kemal yanlılarına I. Grup, karşıtlarına II. Grup adı verildi. Kesin zaferin kazanılmasından sonra saltanat’ın kaldırılması II. Grupta toplananların sayısını biraz daha artırdı.
Mustafa Kemal, yapacağı şeyleri belli bir sistem içinde toparlamak, hedefleri belirtip milleti aydınlatmak yolunda disiplinli bir topluluk, yani bir siyasi parti kurma gereğini duydu. Yürütülecek inkılâpların hazırlanması için siyasi bir partinin başında bulunması gerekti. Bu amaçla 9 Eylül 1923’te yeni Türk Devleti’nin ilk siyasi partisi ‘’Halk Fırkası’’ adı altında kuruldu.
Mustafa Kemal Paşa, gerçekleştirmeyi düşündüğü inkılâpları, parti programına koymuş ve bu partiyi, her hangi bir toplumsal sınıfın değil, bütün halkın partisi yapmaya çalışmıştır.
Halk Fırkası, 1924’te ‘’Cumhuriyet Halk Fırkasına’’, 1935’te de ‘’Cumhuriyet Halk Partisine’’ dönüştürülmüştür.
***Partinin I. kongresi Sivas Kongresi sayılmış, parti kendini Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin devamı saymıştır.
***15-20 Ekim 1927’de yapılan II. Cumhuriyet Halk Fırkası Kongresi’nde Mustafa Kemal meşhur nutkunu altı günde okumuştur.