ziberkan
Super Moderator
Eski Türk dini şamanizm değildir. Türkler Gök Tanrıya inanırlardı. Gök Tanrı tekti. İlksiz ve sonsuzdu. Yüceydi. İnsanların iyiliğini ve kötülüğünü bilirdi. İki çeşit ruh vardı. İyilikçi ve kötülükçü ruhlardı. Halk kötü ruhlardan çekinirdi. Ruhların hepsi aynı zamanda ve bir yerde bulunurdu. Bu ruhlar insanın kanında, kemiklerinde, soluğunda bulunur; vücudunda dolaşır ve herbiri yaşamlarını, o insanın ölümünden sonra çeşitli yerlerde, gökte, atalarının totemik bölgesinde, mezarın içinde, sancakta, “balbal”larda sürdürebilir; ayrıca dolaşıp durur ve birer hayalet olarak yaşayanları tedirgin etmek için geri gelebilirlerdi.
Türklerin eski din anlayışları ile Çinlilerin eski inanışları arasında temel farklılıklar vardır. Çinlilerde iki erkek tanrı vardır. Gök tanrı (Şang-di) ve yer tanrısı (Hou-hu). Ayrıca bunların yardımcıları da vardı. İmparatorlarının mucize sonucu bakire bir anadan doğan “Göğün oğlu” olduğuna inanılır.
Türkler Müslümanlarla I. Göktürk Devletinin yıkıldığı dönemde tanıştılar (660lar). Atalarının eski dinine inanan Türkler Müslümanlığı yeni seçenlere hiçbir zaman baskı yapmadılar. Halbuki Romalı devlet adamları, Hıristiyanlığı seçenlere karşı çok acımasız davranmışlardı. Bir süre sonra Hıristiyanlar çoğunluğu ele geçirince de bütün Avrupa’da halka bağnazca baskı uyguladılar. Türklerin Müslüman olmaları (Uygurlar hariç) dört asır sürdü. Sonuç olarak Türkler kılıç zoruyla İslamiyet’i kabul etmedikleri gibi, topluca ve hemen Müslüman olmadılar. Türkler içlerine sindirerek Müslüman oldular. Bu sebeple Türkler, İslamiyet’in evrensel bir din olmasına vesile oldular. Çünkü Türklerden önce Müslüman olanlar genelde kılıç zoruyla din değiştirmişlerdi. Dolayısıyla İslamın kılıcı, kalkanı ve yayıcısı olacak hevesi ve enerjiyi kendilerinde bulamamış olabilirler. Ayrıca Türkler gibi geçmiş engin bir medeniyete sahip olmadıklarından başaramamış olmaları ihtimali kuvvetlidir.
Türklerin eski din anlayışları ile Çinlilerin eski inanışları arasında temel farklılıklar vardır. Çinlilerde iki erkek tanrı vardır. Gök tanrı (Şang-di) ve yer tanrısı (Hou-hu). Ayrıca bunların yardımcıları da vardı. İmparatorlarının mucize sonucu bakire bir anadan doğan “Göğün oğlu” olduğuna inanılır.
Türkler Müslümanlarla I. Göktürk Devletinin yıkıldığı dönemde tanıştılar (660lar). Atalarının eski dinine inanan Türkler Müslümanlığı yeni seçenlere hiçbir zaman baskı yapmadılar. Halbuki Romalı devlet adamları, Hıristiyanlığı seçenlere karşı çok acımasız davranmışlardı. Bir süre sonra Hıristiyanlar çoğunluğu ele geçirince de bütün Avrupa’da halka bağnazca baskı uyguladılar. Türklerin Müslüman olmaları (Uygurlar hariç) dört asır sürdü. Sonuç olarak Türkler kılıç zoruyla İslamiyet’i kabul etmedikleri gibi, topluca ve hemen Müslüman olmadılar. Türkler içlerine sindirerek Müslüman oldular. Bu sebeple Türkler, İslamiyet’in evrensel bir din olmasına vesile oldular. Çünkü Türklerden önce Müslüman olanlar genelde kılıç zoruyla din değiştirmişlerdi. Dolayısıyla İslamın kılıcı, kalkanı ve yayıcısı olacak hevesi ve enerjiyi kendilerinde bulamamış olabilirler. Ayrıca Türkler gibi geçmiş engin bir medeniyete sahip olmadıklarından başaramamış olmaları ihtimali kuvvetlidir.