Medya söyleminde hâkim güç: ABD-AB

raltar Çevrimdışı

raltar

Super Moderator
Medya söyleminde hâkim güç: ABD-AB

Amaç ve Yöntem
Ülkemiz basınının kitle ve fikir gazeteciliğini yapan 7 gazetenin dış haberler sayfaları, "medya söyleminde öteki" ekseninde incelenmeye alındı. İncelemeye alınan Milliyet, Sabah, Hürriyet, Radikal, Zaman, Cumhuriyet ve Yeni Şafak gazetelerinin dış haberler sayfalarında, habere konu olan ülkelerin nasıl yansıtıldığını tespit etmeye yönelik bir çalışma. İncelemeye alınan 7 gazetenin dış haberler sayfası taranarak içerik ekseninde haberler tasnif edildi.

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinden Adem Urfa, Cihat Arınç, Hediyetullah Aydeniz, Hüseyin Köşger ve Orhan Gazigil tarafından yapılan "haber tarama" çalışmasında, basının bize sunduğu "dünya profili", medya söyleminde öteki ekseninde ortaya koymaya çalışıldı. Elde edilen verilerle uluslar arası haber akışının "merkez" ve "merkez dışı"lığını tespit etmeye yönelik bir çalışma gerçekleştirildi.
Araştırmamızın ana ekseni "Medya söyleminde öteki imgesi"dir.Yapılan araştırmada elde edilen verilerle, medyada "merkez" ve "merkez dışı" olan ülkelerin haberlere konu olması açısından aralarında fark olup olmadığı, varsa nasıl bir fark olduğu sorularına cevap aradık. Gazete taramasında haberler içeriklerine göre ele alındı ve iki kategoride değerlendirildi: 1) Normal siyasî ve toplumsal işleyişle ilgili haberler 2) Savaş, terör, gerginlik ve afetlerle ilgili haberler
Yapılan incelemede haberlerin mahreçleri ve kaynakları gözardı edilmiştir. Temel amaç, habere konu olan ülkelerin mesaj ekseninde, 15 günlük sürede ortaya çıkan profilini tespit etmeye yöneliktir. Bu arada haberlere konu olan Avrupa Birliği (AB), Birleşmiş Milletler (BM) ve NATO ayrı bir kategori olarak kabul edilmiş ve herhangi bir ülkeyle bağlantısının ötesinde, bu oluşumlarla ilgili haberler ayrı ele alınmıştır. Yapılan araştırmada, Türkiye ile ilgili olan ve Türk politikacıların temaslarını içeren haberler değerlendirme dışı bırakılmıştır.

Değerlendirme 15 günlük sürede 7 gazetenin dış haberler sayfasının taranması ile 80 ülkeden 924 haber üzerinde araştırma yapıldı. İncelemeye alınan 924 haberin 677'si (% 73.2) "normal siyasî ve toplumsal işleyişle" ilgili kategoride ele alındı. 247 (% 26.7) haber ise "savaş, terör, gerginlik ve afetlerle" ilgili kategoride değerlendirildi. Araştırmamızı maddeler hâlinde ifadelendirsek,
1. En fazla habere konu olan ülkeler sırasıyla; ABD, AB, İsrail, Filistin, Yunanistan, Rusya, Fransa, İngiltere, KKTC ve Almanya oldu. İlk on sırada yer alan bu ülkelerden 8'i (ABD, AB, İsrail,Yunanistan, Rusya, Fransa, İngiltere, Almanya) aynı zamanda sanayileşmiş ve gelişmiş ülkeler sıralamasında yer almaktadırlar.

2. İlk sıradaki ABD, 189 haberle gazete sayfalarında yer almıştır. 189 haberin 10'u ikinci kategori çerçevesinde ele alınan haberlerdir. Genel toplam içerisinde haberlere konu olan ABD'nin yüzdelik oranı % 20.4'tür. ABD ile ilgili haberlerin yüzde 94.7'si normal siyasi ve toplumsal işleyişle ilgilidir. İkinci kategoride ele alınan haberlerin oranı ise yüzde 5.2'dir.

3. İkinci sıradaki AB, 164 haberle gazete sayfalarında yer almıştır. Tek tek üye ülkelerin ötesinde, siyasî ve ekonomik bir oluşum olarak bizzat Avrupa Birliği (AB)'nin kendisi ile ilgili olan haberler bu kategoride değerlendirmeye alınmıştır. AB ile ilgili 164 haberin 9 tanesi ikinci kategoride ele alınan haberlerdendir. AB'nin genel toplam içerisinde habere konu olma oranı % 17.7'dir. Bu oranın yüzde 94.5'i "normal siyasî ve toplumsal işleyişle ilgilidir. İkinci kategoride ele alınan haberlerin oranı ise yüzde 5.4'tür. Araştırmamız, AB'nin Nice'te yaptığı toplantıyla aynı tarihlere denk düştüğünden haberlerin çoğu, AB'nin yapılanması ve Türkiye'nin üyelik süreci ile ilgili gelişmelerden oluşmaktadır. Ayrıca küreselleşme karşıtlarının toplantı sürecinde yaptıkları protestolar da haberlere konu olmuştur. Ulusal hedef olarak AB üyeliği belirlendiği için haberlerde "söylemin merkezi" -200 yıllık modernleşme serüvenimizde ve 170 yılı geçkin gazetecilik tecrübemizde- daima Avrupa olmuştur. Her ne kadar ara sıra söylemin merkezi küresel trendlerle birlikte Atlantik ötesine kayıyorsa da yine de temel hedef Avrupa'dır. Bu doğrultuda tarihî serüvenimizle ve ilk gazete olan Takvim-i Vekâyi ile ilgili bir değerlendirmeyi iktibas etmek istiyoruz: 19. yy.'dan itibaren fiili olarak "Batı'nın ele geçirdiği egemenliği devlet de onaylamakta ve ona uyumu önermektedir. Devletin resmî organı Takvim-i Vekâyi'de, Avrupa devletlerinin dost devlet diye anılması, Batı'ya, Batı düşüncesine ve kurumlarına yöneltilen tek bir eleştirinin dahi bulunmaması, dış politikada ya da dış haberler çerçevesinde verilen haberlerinin % 95'ten fazlasının Avrupa'ya ait ve hiçbir övgü cümlesine yer verilmese de bunların hepsinin Avrupa hakkında olumlu imaj yaratacak haberler olması bize bunu göstermektedir." (Tüfekçioğlu,1993:95)

4. Sıralamada üçüncü olan İsrail, farklı konumda olmakla beraber gelişmiş ülkeler kategorisinde ele alınmaktadır. Ayrıca habere konu olması açısından "merkez"de olan ülkeler arasında yer aldığı dikkatten kaçmamalıdır. İsrail ile ilgili haberlerin yüzde 64.5'i normal siyasî ve toplumsal işleyişle ilgilidir. Savaş, terör, gerginlik ve afetlerle ilgili yüzde 35.4'lük haber oranının çoğu (iki üç gazetenin dışında) ise, Said'in ifadesiyle "hürriyet ve demokrasiye susamış İsrail'in, totaliter ve terörist kafalı Arap milleti"ne (Said,1995:46) karşı yürüttüğü meşru mücadele imajının haber söylemine yansıyışıdır. İsrail söz konusu olduğunda, haber aktörleri konuşur. Eldeki verilerde olduğu gibi "merkez"de olan İsrail, habere konu olması itibari ile konuşturulur. Haberde edilgen değil, etkendir; yani konuşan bir İsrail söz konusudur.

5. İlk on sırada yer alan Filistin ise ülkede yaşanan savaş sayesinde haberlere konu olabilmektedir. Filistin’i habere konu olması açısından, istisnasız tüm gazeteler aynı formatı kullanmışlardır. Filistin ile ilgili haberlerin yüzde 82.2'si savaş, terör, gerginlik ve afetler kategorisinde yer almaktadır. İki üç gazetenin dışında, haberlere konu edildiğinde terör örgütleriyle Orta Doğu'da huzursuzluk çıkartan ve meşruiyeti tartışılır bir Filistin imajı ortaya çıkmaktadır. Habere konu olduğunda "hakkında konuşulur", gözlemler aktarılır. Ama kendisi genellikle konuşturulmaz, hakkında konuşulur. Haberlerde söylem düşkünüdür. Haber söyleminde ötekileştirilen bir Filistin ile karşı karşıyayız. Haber formatları genelde aynı eksende olmakla beraber (savaş, terör, gerginlik, konuşmayan-edilgen bir Filistin), incelemeye aldığımız gazetelerden iki üç tanesinin olaylara yaklaşımları ve ele alışları itibariyle, "hakim söylem"in dışında bir dil kullandıklarını belirtmek gerekir.
 
raltar Çevrimdışı

raltar

Super Moderator
Ynt: Medya söyleminde hâkim güç: ABD-AB

6. ilk on'da yer alan Rusya, 30 haberle gazete sütunlarında yer almıştır. Haberlerin yüzde 60'lık oranı normal, siyasi ve toplumsal işleyişle ilgili iken, yüzde 40'lık oran savaş, terör, gerginlik ve afetlerle ilgilidir. İkinci kategoride yer alan haberlerin çoğu, Rus-Çeçen savaşı ve Rusya'nın Kafkasya politikası sonucu yaşanan çatışmaları teşkil etmektedir. Ayrıca içte yaşanan yolsuzluklar ve ülkede yaşanan anti-demokratik uygulamaları konu edinen haberler de vardır.

7. İlk on'da yer alan Yunanistan, Fransa, İngiltere ve Almanya Avrupa Birliği üyesi ülkelerdir. Bu ülkelerin tek tek ele alınıp incelenmesi yerine AB üyesi "merkez" ülkeler olmaları nedeniyle birlikte ele almayı uygun gördük. Birlikte değerlendirilmelerini kolaylaştıracak ortak bir nokta da Ermeni soykırımı tasarısını gündemlerine alan ülkeler olmaları ve bu eksende -Yunanistan'ın tarihî olmakla beraber- konjonktürel olarak Türkiye'nin "öteki"leri olmalarıdır. Bu dört ülke 106 haberle gazete sayfalarına haber konusu olmuşlardır. Bu haberlerin yüzde 77.3'ü normal siyasi ve toplumsal işleyişle ilgili iken, savaş, terör, gerginlik ve afetlerle ilgili haberlerin oranı yüzde 22.6'dır. İkinci kategoride yer alan haberlerin çoğu da Ermeni soykırım tasarısının gündeme gelmesi ile o ükelerle ilgil yapılan haberlerdir.

8. İlk on sırada yer alan KKTC de içinde bulunduğu özel konumu itibari ile Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde Türkiye'nin önüne getirilen ve üzerinde en çok durulan ülke olması hasebiyle habere en fazla konu olan on ülkeden biri olmuştur. 25 haberle gazete sayfalarında yer almıştır. Haberlerin yüzde 88'i normal siyasî ve toplumsal işleyişli ilgilidir. Savaş, terör, gerginlik ve afetler kategorisi ile ilgili olan yüzde 12'lik oran ise yolsuzluklar ve ülkede yaşanan sıkıntılarla ilgilidir.

9. Bu değerlendirmelerden sonra genel toplam içinde "merkez" ve "merkez dışı"lığı netleştiren değerlendirmelerde bulunmak istiyoruz. 15 günlük sürede incelemeye alınan 924 haberin 537'si ABD, AB, İsrail, Yunanistan, Rusya, Fransa, İngilter ve Almanya ile ilgilidir. Bu rakam, toplam haberlerin yüzde 58.1'lik oranını teşkil etmektedir. Bu oranın yüzde 86.5'i normal siyasî ve toplumsal işleyişle ilgilidir. Yüzde 13.4'lük oran ise savaş, terör, gerginlik ve afetlerle ilgili haberlerdir. 80 ülkeden 72'si ile ilgili haberlerin toplamı 387 iken, "merkezi" oluşturan 8 ülkenin haber toplamı ise 537'dir. Her ne kadar 72 ülkenin içerisinde NATO, BM ve çeşitli AB üyesi ülkeler var ise de, bu ülke ve oluşumlarla ilgili olumsuz haber sayısı genel toplam içerisinde azdır.

10. Araştırmamızda ortaya çıkan tablo, uluslar arası haber akışı ve "hâkim haber söylemi"nin merkezinin ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri (Rusya ve Batı'nın Orta Doğu ayağı ve tokmağı olan İsrail de dahil olmak üzere) olduğunu bize göstermektedir. Bu ülkeler genel toplam içerisinde 580 (%63.2) haberle gazete sayfalarında yer almışlardır. Bu ülkelerle ilgili haberlerin yüzde 86.4'ü normal siyasî ve toplumsal işleyişle ilgilidir. Yüzde 13.6'lık haber oranı ise "savaş, terör, gerginlik ve afetler"le ilgili kategori kapsamındadır. Burada yapılan araştırma bir "söylem analiz" çalışması değildir. Ayrıca haberlerin hangi ülkelerden uluslar arası haber dolaşımına alındığı amacını da taşımamaktadır. Yalnız çalışma haberlerde verilen "mesaj" (haber içeriği) ekseninde yapılan bir çalışma olduğu için yapılan değerlendirmelerin salt eldeki rakamsal verilerin ötesinde, haberin söyleminin dikkate alınması ile yorumlandığının bilinmesi gerekir.

Sonuç: "Somalili çocuğun ölümünü bekleyen akbaba" Özetle; yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç şöyle değerlendirilebilir: Medya söyleminde, uluslar arası haber akışını birinci elden sağlayacak herhangi bir medya organizasyonu olmadığından, Türk basını, dünyayı, Türk dış işleri politikası doğrultusunda olmakla beraber birkaç uluslar arası medya organizasyonunun gözüyle okuyucularına yansıtmaktadır. Bahsi geçen bir kaç uluslar arası medya organizasyonunun, "merkezi" oluşturan ve hâkim güç konumunda olan ABD, İngiltere, Fransa gibi ülkeler olduğu dikkatten kaçmamalıdır. Bu ülkelerle ilgili eleştiri tarzında herhangi bir haber gazetelere yansıdığında bunun da genellikle o ülkelerin basınından alıntı olduğunu belirtmek gerekir. Hayati Tüfekçioğlu'nunda ifade ettiği gibi tarihten devraldığımız bir miras olarak Batı, her zaman olumlu yönleriyle ve bir hayat modeli olarak gazete sayfalarına yansıtılmıştır. Üçüncü dünya ülkeleri ise bunun aksine hep Rigel'in aktardığı şu örnek ekseninde görülmüşlerdir: Fotoğraf dalında verilen Pulitzer ödülünü 1993 yılında kazanan fotoğraf, açlıktan ölmek üzere olan (biraz sonra ceset olacak) Somalili çocuğun ölümünü bekleyen akbaba görüntüsü idi. Bu fotoğraftaki akbaba, Batılı medya organizasyonlarının simgesi, çocuk ise haber ile bilgi toplumunda da sömürülen az gelişmiş ülkelerin sembolü durumundadır. Kısaca Pulitzer ödül komitesi üyeleri, bilinçaltı algılama ile Batı'nın haber sömürü sisteminin fotoğrafına ödül vermişti. (Rigel,1995:106).

"Dünya AP, UPI, Reuters, AFP, CNN gibi birkaç dev haber örgütüne bağımlıdır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kendilerine ait bir haber dağıtım mekanizması olmadığından, tüm dünya, bu ülkelerdeki haberleri, uluslar arası medya organizasyonlarının düzenlediği şekliyle almak zorunda kalır. (Rigel,1995:79) Tabiî ki biz de hem kendimize hem de bizim konumuzda olan ülkelere aynı "çocuğun ölümünü bekleyen akbaba" anlayışı ve pozisyonu ile bakmaktayız ve değerlendirmelerimiz de "akbaba" gözüyle olmaktadır.

Yrd.Doç.Dr.Füsun Alver
KAYNAKLAR: 1.TÜFEKÇİOĞLU, Hayati, Sosyolojik Açıdan Gazete ve Osmanlı Gazeteciliğinin Temellendirilmesi, İ.Ü. Merkez Kütüphanesi yayımlanmamış doktora tezi, İstanbul, 1993 2. RİGEL, Nurdoğan, Haber Çocuk ve Siddet, Der yay.,1995 6. SAİD, Edward, Oryantalizm, Çeviren:Nezih Uzel, Pınar,1995

(Mayıs 2001)
 
Geri
Üst