Mesut Çiftler Müsabakası...

T Çevrimdışı

tarih.20

New member
Günümüz TV yarışmalarının bir benzeri...


MESUT ÇİFTLER MÜSABAKASI

Yeni harflere geçişte yazmaya, okumaya özendirmek ve tiraj kaybetmemek amacıyla promosyon yoluna başvuran Vakit Gazetesi, 30 Kasım 1928'de eski,1 Aralık'ta ise yeni harfli baskısıyla okurlarını Mesut Çiftler Müsabaka Yarışması'na katılmaya çağırır.


Günümüzde de “Ben Evleniyorum” ya da Biri Bizi Gözetliyor” tarzı yarışmalar yapılıyor.

“Vakit” Gazetesi de bu soruyu okuyucularına 1928 yılının sonuna doğru, bir yarışma esprisi biçiminde yöneltmişti: 'Kim kiminle evlenmeli?' Ama başka bir amaçla...

Yeni harflerin 1 Aralık 1928'den itibaren zorunlu kılınması üzerine, halkı yazmaya, okumaya özendirmek ve tiraj kaybetmemek amacıyla bu yola başvuran 'Vakit' gazetesi, belki de yeni harflere geçişte ilk kuponlu promosyonu düzenleyerek, okurlarını 30 Kasım 1928'de 'eski', 1 Aralık'ta ise tamamen 'yeni' harflerle çıkan baskısında, 'Mesut Çiftler Müsabakası'na katılmaya çağırır. Buna göre, 20 kupon göndererek,gazetede özellikleri anlatılan temsili 10 kadın ve 10 erkek arasından, birbiriyle mutlu bir evlilik yapabilecek çifti belirleyenler içinde çekilecek kurada, okur 100 lira, gazeteyi satan bayi ise 50 lira kazanabilecekti.

Özenle hazırlanmış, artık yeni harflerle çıkmaya başlayan 1 Aralık 1928 tarihli Vakit'in birinci sayfasında, bir gün önce eski harflerle duyurusu yapılan 'Mesut Çiftler Müsabakası'nın her yerde merak uyandırdığı belirtilir ve ''Karilerimize (okurlarımıza) soruyoruz: “Kim kiminle evlenmelidir'' anonsuyla yarışma çağırısı yinelenir.

Aslında benzeri birkaç yarışma, daha önce eski harflerle yayın yapılan dönemde, 'anket' biçiminde düzenlenmiştir. 'Haftalık Mecmua', 1 Teşrini-sani (Kasım) 1926 tarihli 68'inci sayısında, ' Büyük meraklı müsabakalarımız: Leyla hanım'ı kim alacak?'' anonsuyla, okurlarından, ''Salih Paşa ailesinin gelinlik kızı Leyla Hanım''a, önerilen damatlardan birini yakıştımalarını ister (Yarışmanın düzenleniş tarihi, Medeni Kanun'un 17 Şubat 1926'da kabulünden sonraya denk gelmekteydi). Aynı dergi, 1927 yılında bu kez ''Hangi kızla evlenmeli'' sorusuyla çıkar okurlarının karşısına. Okurlar, evlenmeye aday kız tiplerini belirleyecektir. İki yarışmada büyük ilgi görür...

Vakit gazetesi ise ''evlenilecek erkek ve kız'' yerine, ''mutlu olabilecek kadın'' ve erkeği ön plana çıkarır. Her sayısında okurlarını yarışmaya katılmaya özendirmeyi amaçlayan duyurular yapılan gazetede, birbirleriyle eşleştirilmesi istenilen temsili 'hanım' ve 'beylerin' özellikleri çerçeve içersinde yan yana verilir.

Bunlardan 'Sabit Bey', özetle şöyle tanıtılır: ''Eski istidbat (II. Abdülhamit dönemi kastediliyor)paşalarından birinin oğludur. Babasından kalan ev ve dükkanların kiralarıyla geçinir. Memuriyeti yoktur. Vaktiyle epey çapkınlık etmiş, lakin sonradan uslanmıştır. Kıskançtır. Güzelce, sade ve sakin bir kadınla evlenmek arzusundadır.40 yaşındadır.''

Yan sütunda ise 'Necmiye Hanım' şu özellikleriyle yer alır: ''Yirmi bir yaşında orta boylu, kıvırcık siyah saçlı,tatlı esmer…Çehresi pek güzel değil; fakat sevimlidir. Yemek pişirmesini, dikiş dikmesini bilir ve ev işleriyle uğraşmaktan hoşlanır. Eğlence ve tuvalette(giyim kuşamda) gözü yoktur. Tahsili ilk mektep tahsilinden ibaret kalmıştır.
Fakat aklı her şeye erer. Alaturka keman çalar. En büyük kusuru mahdut ve biraz inatçı olmasıdır. Evlendikten sonra annesinden ayrılmak fikrinde değildir.''

Yarışmada önerilen ideal tiplerde o günün 'özlenen' sosyal koşulları, kişilerin 'istenilen', ancak içinde 'olumlu, olumsuz' yönleri de bulunan yaşam biçimleri de izlenebilir.

10 ERKEK, 10 KADIN
Gazete, okurlarına sunduğu temsili 10 erkek ve 10 kadına, yarışmaya ilgiyi artırmak ve promosyonu uzatmak amacıyla,birer gün arayla sütunlarında yer verir; ara günlerde ise yarışma çağırısını yineler. Vakit'in 10 Aralık 1928 tarihli nüshasında, altıcı çiftler, yan yana sütunlarda şöyler anlatılır:

''Halit Bey: Genç bir kaza kaymakamıdır., güzel, temiz bir hayat arkadaşına ihtiyacı vardır. Hayatı Anadolu'da geçeceği için zevcesinin balo ve eğlence meraklısı
olmasını istemez. Yaşı otuzdur. Çehresi güzeldir.Doğru,bilgili ve çalışkan bir adamdır.En büyük kusuru asabi olması ve çabuk kızmasıdır. Fakat karşısındaki insan aklı başında makul, sakin, düşünceli bir insan olursa,çok hürmet eder. Sevdiği insanlara karşı fedakar denecek kadar iyidir.''

''Hafize hanım: Kırk iki yaşında.Eski bir konak kalfasıdır.Ömrü çalışmakla geçmiştir.Fevkalade işgüzardır.Yüzü çirkindir fakat iğrenilecek gibi değildir.Tatlı sözlü ve kanaatkardır. Şimdiye kadar kocaya varmamıştır. Fakat evin efendisi vefat etmiş, konak dağılmış, kalfa on parasız sokakta kalmıştır. Hizmetçiliğe gitmek nefsine ağır gelmekte, namuslu bir kısmet bulursa evlenmek fikrindedir. Varacağı adamın yaşı, serveti ne olursa olsun razıdır.''

SONUÇLAR AÇIKLANIYOR
24 Kanun- i Sani (Ocak) 1929 tarihli Vakit'te açıklanan sonuçlara göre, yarışmada okurlar, ilk gün (30 kasım 1928) sunulan ''1'' numaralı 'Ali Bey'
ile 8 Aralık 1928 tarihli sayıda aktarılan ''5'' numaralı 'Kadriye Hanım 'ı birbirlerine uygun bulurlar.

''Ali Bey: 40 yaşında mühendistir.200 lira aylığı, bir evi vardır.Zevcesi iki yıl önce vefat etmiştir. Üç ve yedi yaşlarında iki kız çocuğu vardır. Orta boylu,şişmanca, sevimli, çalışkan bir adamdır.İşreti (İçki içmez) yoktur.Doğruluktan ve intizamdan çok hoşlanır.Muntazam evinden işine, işinden evine gidip gelir.Terbiyeli hayırhahtır.Fakat mantıksızlığa tahammül edemez.Çocuklarını çok sever.Güç darılır,fakat kırıldığı insanla kolay barışamaz.''

'Ali Bey' ile eşleştirilen 'Kadriye Hanım':''Yirmi yedi yaşında. Kısa boylu, pembe çehreli,güzel beyaz dişli,yumuk siyah gözlü bir kadın.Fakir fakat temiz bir ailenin kızıdır.İki defa evlenmiş, ikisinde de bahtiyar olmamıştır.Birinci kocası ayyaş ve serseri, ikincisi aksi, titiz hastalıklı bir adamdı.Bu adamlarla geçinmek için bin türlü fedakarlığa ve mahmuriyete katlanmış, fakat muvaffak olamamıştır.Mutsuz olmasına rağmen çok neşeli, cesur ve çalışkandır.Mütemadiyen güler ve güldüğü zaman yanağında sevimli bir çukur açılır.Kocasının güzel, zengin, meşhur bir adam olmasını istemez....''

Okurlar, vicdan ve merhamet duygularıyla hareket ederek, birbirlerine gereksinimi olduğunu düşündükleri 'Ali Bey' ile 'Kadriye Hanım'ı seçerek, belki de halkın her zamanki sağduyusunu gösterirler.

20 kupon göndererek yarışmaya katılanlar arasından çekilen kurada 100 lirayı, ''İstanbul Erkek Mualim Mektebi üçüncü sınıf birinci şube talebesi 50 lirayı ise Eskişehir'de oturan Sara Hamit Hanım kazanır. Gazeteyi satanlara da ödülün yarısı verilecektir. Ayrıca, 10 okurun 10'ar lira, 40 okurun da birer lira kazandıkları duyurulur.

SAFA TEKELİ-POPÜLER TARİH DERGİSİ - 2003
 
Geri
Üst