Orhan Gâzi'nin Hanımları Ve Çocukları
Nilüfer Hatun; Yarhisar Tekfurunun kızıdır. Asıl adı Holifira diye bilinir. Bizim çalışmamızda Lotus hanım ismi de kullanılmıştır. Ancak mühim olan; her iki ismin Nilüfer Hatun'a aid olmasıdır. Yarhisar tekfuru ile yapılan savaşın neticesinde Cenabı Hakkın bir ihsanı olarak Orhan Gâzi'ye nâsib olan bu hanımın, kendi arzu ve isteği ile müslümanlıkla şereflendiğinin altı çizilmelidir. Ancak sunuda hemen ifade edelim ki; meşhur seyyah İbni Batuta İznik'de görüştüğü Nilüfer Hatun'un adını, Bilun şeklinde, yanlış olarak yazmıştır.
Bursa'nın meşhur akarsuyu olan Nilüfer Çayı, bu hanımın, çay'ın üzerine kendi parasıyla yaptırdığı köprüyede sanki teşekkür edercesine Nilüfer Suyu adı verilmiştir. Nilüfer Hatun; Rumeli Fâtihi Süleyman Paşayı ve Kosova galibi Sultan Murad-ı Hüdavendigârı dünya'ya getirmiştir.
Her iki evlâdıda şehadet şerbetini içmiştir. Ne varki bu muhterem validenin de vefat târihi meşkûk kalmıştır. Kabri Bursa'da zevci Orhan Gâzi'nin türbesindedir. Orhan Gâzİ'nin diğer bir hanımı Asporça Hatun'dur ki, Bizans imparatoru 3. Andranikos'un kızıdır. Orhan Bey'in ikinci izdivacida yine Bizanslı bir hanımla vukubulmuştur. Asporça Hatun Orhan Gâzi'ye, İbrahim adı verilen bir şehzade dünya'ya getirdi. Asporça Hatun'un, müslüman olduğuna ve ne ad aldığına dâir bir kayıt bulunmamakla beraber, 1323 senesinde tanzim ettirdiği vakfiyede yaptırdığı binalara ve eserlere oğlunu mütevelli tâyin ettiğini öğreniyoruz. Ayrıca İsporça Hatun Fatma adı verilen bir kız da dünyaya getirmiştir. Asporça Hatun'un ölüm târihi ve kabrinin yeri bilinmemektedir.
Teodora veya Maria adıyla anılan Orhan Gâzi'nin 3. hanımı da sanki bir siyasi evlilik dizisinin, üçüncü bölümünü teşkil etmektedir. Çünkü bu hanımda Bizans İmparatoru 6. John Kantakuzenus'un ve de sevgili karısı meşhur imparatoriçe İrene'nin kızıdır, Orhan Gazi kaimpederi Kantakuzenus'a imparatorluk ortağı olabilmesi için yardımcı olmuştur. Bu izdivacın yâni Orhan Gazi ile Teodora'nin Silivri'de yapılan düğünleri Bizans eşgüdüm imparatorluğunda, Osmanlının Rumeli fetihleri tasavvurunda, kaleyi içten fetih anlayışı içinde de bakılabilecek siyasi evliliktir.
Kantakuzenus gördüğü yardım üzerine Bizans imparatorluk idaresinde söz sahibi olmakla bu evliliğin bir meyvesini yerken az sonra Rumeliye çıkacak olan Orhan Gâzioğlu Süleyman Paşa bu akrabalıktan faydalanarak Gelibolu ve civarındaki üs bulma kolaylıklarında, pederinin akrabalık payını devletin lehine pek güzel kullandı.
Silivri'de yapılan düğün merasimi sonrasında Bursaya getirilen gelin Teodora bu evlilikte Halil adı verilen bir şehzade dünyaya getirmiştir. Teodora veya Maria müslüman oldu mu? Ne ad aldı, hangi târihde öldü ve nereye defnolunduğu belli değildir.
Eftandise Hatun ise Mahmut Alp adlı bir müslümanm kızıdır. Ancak hiç bir şekilde hakkında malumat olmayıp, yaşamış ve bu dünyadan bir garip gibi geçip gitmiştir, demekten başka elden bir şey gelmemektedir.
Orhan Gâzi'nin çocuklarına gelince, kız olarak bilinen sadece Hatice Hatun ve Fatma Hatun vardır. Fatma Hatun'un Asporça Hatun'un kızı olduğunu bilmemizle birlikte akıbeti hakkında da bir bilgi sahibi olmadığımızı tabiiki itiraf etmeliyiz. Bunun sebebi; kadın meselesinin o dönemde, kadını bir hazinenin pek değerli bir mücevheri olarak görmesi ve onu, müthiş bir sevgi ve kıskançlıkla isminin duyulmasından dahi kıskanan bir anlayış olarak görmek lâzımdır ve buna saygı duymakda medeniyetin gereğidir diye düşünüyorum. Hiç kimseyi, hiç kimsenin hanımının adının, sanının hiçkimseyi alakadar etmediğini kabullenme, medeni insanın, medeniyetin ilk basamağına ilk adımı atmış olduğunu var sayalım diyorum.
Bunun aksine; kendini cemiyete tanıtmakta olan bir hanımında asla rahatsızlık vermeyeceğini kabullenmek gerekir diye düşünüyorum. Eğer 1700'Iü yıllarda vefat etmişlerin mezar taşlarını okuduğunuzda, zaman zaman rastlarsınız ki, meselâ: Evkafdan elHac İbrahim Tahtavi efendinin fülâne hanımı burada medfun olup, bir fâtihâi şerifenize müştaktır. El-fâtiha. Yazdığını okuyabilirsiniz. Buna karşılık babasını, anasını ve zevcinin adını makamını veya işini belirten, genç yaşında vefat eden Pembe hanımın ruhuna elfâtiha, diye yazdığını da görürsünüz. Orhan Gazinin kızı Hatice Hatun'a gelin-cede babasının, Bursa'daki türbesinde gömülü olduğunu. Toyhisarda da bir zaviye yaptırdığını, Savcı Bey'in oğlu Süleyman Bey'le evli olduğu sanılmaktadır ve Orhan Gazinin, hangi hanımından doğduğuna dâir bilgimizde yok.
Erkek çocukları ise; Gazi Süleyman Paşa ve 1. Murad dışında, İbrahim bey , Sultan Bey, Kasım Bey ve Halil Bey'dir ki, bunlardan Halil bey son vefat edendir. Vefatında 15 yaşındaydı ve Ceneviz korsanlarınca kaçırıldığında, Orhan Gazi pek üzülmüştüde yüzbin duka altın ödenerek kurtarıldı ve dedesi Kantakuzenusa iade edilmiştir.