Hep merak etmişimdir, neden bu kadar abartıldığına devletimizin. işte efendim "üç kıtaya yayıldık", "tüm dünyayı dize getirdik","621 yıllık üstün imparatorluk " vs. az çok osmanlı yönetim şeklini ve devlet bürokrasisini bilenler neden bunu eleştirdiğimi anlayacaklardır ancak ateşli protestocular bana kızacaklar. ama elçiye zeval olmaz.ben düşüncelerimin elçiliğini yapıyorum. neyse kuruluşundan yıkılışına kadar geçen aralığı incelersek, osmanlı balkanlara, afrika'ya, orta doğu ya, karadeniz'in tamamına hakim olmuştur. O günün değerleriyle incelenirse bu fetihten çok abi baskısına dayanır. osmanlı sefere çıkar, karşısına 3-5 çapulcu ordu bozuntusu dikilir, bunları ezer geçer ve zaten bu çarpık ve adaletsiz ordulardan bıkmış halkın gözünde kurtarıcı abi olur. hoşgörü ve şefkat ile halkı cezbeder, bir beylik kurarak devlet varlığını benimsetir, cuzi miktarda vergisini alır, giderdi.Yıllarca bize yutturulan asimilasyon yaptı saçmalığı tamamen uydurmadır. eğer siz bir asimile merkezi kuruyorsanız bunun kanıtları olur o bölgede ve 1000 yıl geçse bile izleri görülür. bu gün türkler ve zorunlu göçle gönderilmiş müsümanlar dışında kaç balkan milleti türkçe biliyor? burada yapılan asimile sorgulanır.Bu nasıl bir asimilasyondur? Neden baş kesmez koca devlet? neden dayattırmaz türkçe'yi ve türklüğü? yapmaz çünkü yaparsa bu topraklar elden çıkar. yunan ayaklanmasında gördük neler olduğunu, ve sonraki balkan ayaklanmalarından, mısırlı paşanın ayaklanmasına kadar.işte bu ümmetçi ve hoşgörü politikası , bu gün bizim bu bölgelere nüfuz edemememizi sağladı.Abartılan osmanlı ordusu, karşısında güçlü bir savunma görünce(viyana kuşatması) neden başarısızlığa sürüklendi? ruslar yeşilköy e kadar nasıl geldi? navarin de donanma nasıl bir savunma stratejisi benimsedi? timur nasıl olduda anadolu yu dümdüz etti? gibi sorular sorulmaya başlandığında yüce devlet ve yöneticileri benim gözümde biraz daha küçülüyorlar. ama günümüzde o kadar abartıyoruz ki devletimizi hatalarını ve başarısızlıklarını es geçip yücelttikçe yüceltiyoruz. diyoruz ki çanakkale destanı,kahramanlığı vs. oraya da askeri bakış açısıyla değinirsek(politik açıdan bakıldığında utanç ötesi), sayıca üstünsünüz, teknoloji olarak zayıfsınız...karşınızda güçlü bir donanma ve 105.000 piyade(yarısından fazlasının cephe deneyimi yok) var. devlet bir çok cephede savaşıyor ve siz en büyük askeri gücü gelibolu'ya yığıyorsunuz. yanlış savunma hatları,hatalı komuta kademe, alman limon von sanders derken düşmanın 2 katından fazla ölü ve yaralı veriyorsunuz.orada bu ülkenin çocukları yanlış komuta,hatalı stratejik yerleştirme ve gereksiz süngü hücumlarıyla harcandılar. savunma da olan bir ordu neden süngü hücumuna kalkar? bu hatayı geliştiren zamanın fransız ve alman generalleri, bakın 2. dünya savaşında nasıl akıllandılar. çanakkale savaşı şu açıdan kahramanlıktır: karşınızda sizden her açıdan üstün donanma ve teknoloji var, siz bunların üstüne taş ve sopa ile gidiyorsunuz. bu askerler ölümle dalga geçmiştir, bu kahramanlıktır.bu kahramanlığı devlete ve komutanlara adamak o aslanlara ihanettir.gelibolu savaşı, osmanlı devletinin politik ve askeri açıdan sondan önce gelen en büyük utanç kaynağıdır.bu örnekler onlarca vardır.türk tarihinde en abartısız dönem göktürk ve hun dönemidir. keşke bu günde osmanlıyı irdelerken , objektif bakış açısını yakalayabilsek, orta asya türk tarihi gibi inceleyebilsek. ama bu kadar hayranlık ve subjektiflikle profesyonel tarih incelemesi mümkün olmayacaktır... not: osmanlı nın çok başarılı olduğu noktalarda vardır, bu yazıda sadece belli noktalara eleştiri yöneltilmiştir. tüm türklere saygılar