16 Aralik 1914. Soguk bir kis günü. Talebesi ögretmenini azarlamaktadir: “Hatali davrandiniz! Basarili olamadiniz! Rus ordusu burada yok edilmeliydi. Simdi hemen harekete geçip, Rus ordusunu Sarikamis’ta yok edeceksiniz!”
Cephelerin ve harp okulunun emektar komutani Hasan Izzet Pasa, küstahlasan ögrencisine pervasizca cevap verir: “Olmaz! Havalari görüyorsunuz. Her yerde kar var. Karakis baslamistir. Bu sartlar altinda, bu mevsimde harekât bir faciaya dönüsebilir. Kis siddetini kaybetsin, yollar açilsin, düsmana haddini bildiririz.”
Her verdigi emrin hemen yerine getirilmesine aliskin padisah damadi ve ordularin baskomutan vekili 34 yasindaki Enver Pasa, asabileserek su tehdidi savurur: “Eger hocam olmasaydiniz, sizi idam ettirirdim!”
Bir facianin esiginde, Hasan Izzet Pasa istifa ederek ordudaki görevinden ayrilir.
Çöl atesinden Köprüköy ayazina
Çok geçmeden, tarihler 21 araligi gösterirken, tarihe “Sarikamis Faciasi” olarak geçen harekât baslatilir. 125 bine yakin iman abidesi insan, kis kiyamette paltosuz, postalsiz, gömlekle, çarikla cehennemî tipinin ortasina sürülürler. O günlere sahit olan bir askerin mektubu, facianin küçük bir boyutunu günümüze söyle tasir:
“Bu yaz, iki alayimizla Yemen’den buraya naklonulduk. Yola koyulmamizdan dört ay sonra buraya ulastik ki, Arabistan’in cehennemî sicagi Köprüköy’deki ayaz yaninda nimet-i ilâhi imis. Burada çadirin perdesi buza kesmis oglak kulagi gibi kirilmakta ve kopmakta. Bölük kumandanim, beni sihhiyeye nakletmis ise de, tabip ve ilaç yoklugundan çaresiz kalip tekraren takimima döndüm. Aksam yaklasinca Köprüköy’e civar daglardan tipi bosanir. Kumandanimiz, gelecek cuma Baskumandan Enver Pasa Hazretleri’nin teftis ve hücum için gelecegini müjdeledi. O gelinceye kadar da yün içlik, çorap ve paltolarin verilecegini ve Yemen yazliklarini atacagimizi müjdeledi. Allah, devlete ve millete zeval vermesin. Baskumamandan Pasa Hazretleri’nin gelmesi ile, Moskof’un kahrolacagindan ve kâfirin, karsimizdaki tepelerde geceleri seyrettigimiz ocakli ve mutfakli karargâhlarini ele geçirecegimizden subaylarimiz çok emin. Safak söktügünde 2059 rakimli Kizkulagi Tepesi’nden Moskof obüs yagdirir ama sükrolsun, zafer bizim olacak. Gece bastirdiginda, tepelerdeki Moskof ocaklarinin atesi gözlerimizdeki ayazi tandir közüne tebdil eyler. Baskumandan Pasa Hazretleri acele gelse ki, atese kavussak...”
Igdirli Ali Çavus yazlik giysiler içerisinde titreye titreye bu mektubu yazip Istanbul’dan gelecek olan kislik giysileri beklerken, Karadeniz’de baska bir facia yasaniyordu. Ruslar Osmanli ordusuna erzak, mühimmat ve giyecek getirmekte olan gemileri sulara gömmüslerdi. Bu durumu askere bildirmeyen Enver Pasa, ihtiraslarina maglup olarak bütün birliklere su mesaji çeker:
“Askerler! Hepinizi ziyaret ettim. Ayaginizda çarik, sirtinizda paltonuz olmadigini gördüm. Lâkin karsinizdaki düsman sizden korkuyor. Yakin zamanda Kafkasya’ya girecegiz. Orada her türlü nimete kavusacaksiniz. Islâm Alemi’nin bütün ümidi sizsiniz.”
Böylece “Turan Fatihi”, “Sarikamis Fatihi” olma ugruna, binlerce insan dehsetli bir can pazarina sürülür.
Alıntıdır.
Cephelerin ve harp okulunun emektar komutani Hasan Izzet Pasa, küstahlasan ögrencisine pervasizca cevap verir: “Olmaz! Havalari görüyorsunuz. Her yerde kar var. Karakis baslamistir. Bu sartlar altinda, bu mevsimde harekât bir faciaya dönüsebilir. Kis siddetini kaybetsin, yollar açilsin, düsmana haddini bildiririz.”
Her verdigi emrin hemen yerine getirilmesine aliskin padisah damadi ve ordularin baskomutan vekili 34 yasindaki Enver Pasa, asabileserek su tehdidi savurur: “Eger hocam olmasaydiniz, sizi idam ettirirdim!”
Bir facianin esiginde, Hasan Izzet Pasa istifa ederek ordudaki görevinden ayrilir.
Çöl atesinden Köprüköy ayazina
Çok geçmeden, tarihler 21 araligi gösterirken, tarihe “Sarikamis Faciasi” olarak geçen harekât baslatilir. 125 bine yakin iman abidesi insan, kis kiyamette paltosuz, postalsiz, gömlekle, çarikla cehennemî tipinin ortasina sürülürler. O günlere sahit olan bir askerin mektubu, facianin küçük bir boyutunu günümüze söyle tasir:
“Bu yaz, iki alayimizla Yemen’den buraya naklonulduk. Yola koyulmamizdan dört ay sonra buraya ulastik ki, Arabistan’in cehennemî sicagi Köprüköy’deki ayaz yaninda nimet-i ilâhi imis. Burada çadirin perdesi buza kesmis oglak kulagi gibi kirilmakta ve kopmakta. Bölük kumandanim, beni sihhiyeye nakletmis ise de, tabip ve ilaç yoklugundan çaresiz kalip tekraren takimima döndüm. Aksam yaklasinca Köprüköy’e civar daglardan tipi bosanir. Kumandanimiz, gelecek cuma Baskumandan Enver Pasa Hazretleri’nin teftis ve hücum için gelecegini müjdeledi. O gelinceye kadar da yün içlik, çorap ve paltolarin verilecegini ve Yemen yazliklarini atacagimizi müjdeledi. Allah, devlete ve millete zeval vermesin. Baskumamandan Pasa Hazretleri’nin gelmesi ile, Moskof’un kahrolacagindan ve kâfirin, karsimizdaki tepelerde geceleri seyrettigimiz ocakli ve mutfakli karargâhlarini ele geçirecegimizden subaylarimiz çok emin. Safak söktügünde 2059 rakimli Kizkulagi Tepesi’nden Moskof obüs yagdirir ama sükrolsun, zafer bizim olacak. Gece bastirdiginda, tepelerdeki Moskof ocaklarinin atesi gözlerimizdeki ayazi tandir közüne tebdil eyler. Baskumandan Pasa Hazretleri acele gelse ki, atese kavussak...”
Igdirli Ali Çavus yazlik giysiler içerisinde titreye titreye bu mektubu yazip Istanbul’dan gelecek olan kislik giysileri beklerken, Karadeniz’de baska bir facia yasaniyordu. Ruslar Osmanli ordusuna erzak, mühimmat ve giyecek getirmekte olan gemileri sulara gömmüslerdi. Bu durumu askere bildirmeyen Enver Pasa, ihtiraslarina maglup olarak bütün birliklere su mesaji çeker:
“Askerler! Hepinizi ziyaret ettim. Ayaginizda çarik, sirtinizda paltonuz olmadigini gördüm. Lâkin karsinizdaki düsman sizden korkuyor. Yakin zamanda Kafkasya’ya girecegiz. Orada her türlü nimete kavusacaksiniz. Islâm Alemi’nin bütün ümidi sizsiniz.”
Böylece “Turan Fatihi”, “Sarikamis Fatihi” olma ugruna, binlerce insan dehsetli bir can pazarina sürülür.
Alıntıdır.