Türk-İslam Devletlerinde Kültür ve Medeniyet (Özet)

N Çevrimdışı

naptera

New member
Türk-İslam Devletlerinde Kültür ve Medeniyet
10 ve 13.yy’da kurulan Türk İslam Devletleri İslamiyet’i kabul ederek,farklı bir kültürle tanışmışlar ve birbirlerini etkilemişlerdir. İslam dininin egemen olduğu ülkelerdeki mevcut kültür değerleri ile bozkır kültürünün siyasi,sosyal,örf ve geleneklerin birbirleriyle kaynaştığı,kendine özgü kültür değerlerine sahip olmuşlardır.
1-DEVLET YÖNETİMİ:Ülke,hükümdar ailesinin ortak malı kabul edilirdi.Bu yüzden hanedan üyeleri arasında sık sık taht kavgaları yaşanıyorduTürkler İslamiyeti kabul ettikten sonra hakimiyet anlayışlarında bazı değişiklikler olduysa da özde değişen bir şey olmadı.Özellikle Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey zamanından itibaren sultanlar,dini yönden halifeye bağlı oldularsa da ,halifeler de siyasi yönden sultana bağlı oldular.Hükümdarlar;Karahanlılar döneminde; “Han”,”Hakan” diye anıldılarsa da Gazneli Mahmut’tan itibaren “Sultan” ünvanını kullanmaya başladılar. Toşunoğulları ve İhşitlerde”Naiplik” makamı vardı.Naiplik: hükümdarın bulunmadığı zamanlarda veya çocuk yaşta tahta çıkmış hükümdarın yerine devleti yönetme yetkisine sahip olan kişilere verilen ünvandır.Ayrıca “vezirlik” de önemli bir makam olarak karşımıza çıkmaktadır.Tarihte kurulmuş tüm Türk devletlerinden farklı olarak Memlüklerde;askeri alanda ve saray hizmetlerinde yetişerek yükselen komutanlar aralarından birini sultan seçerlerdi.
Hükümdarlar devlet idaresinden doğrudan sorumluydular.Halkı doyurmak ve korumak en önemli görevleri arasındaydı.Haftanın belli günlerinde devlet adamlarını ve kumandanları kabul eder,halkın şikayetlerini dinlerlerdi.Aynı zamanda devlete karşı suç işleyenleri cezalandırdığı “Divan-ı Mezalim’e de başkanlık ederlerdi.
Hükümdarlık Alametleri.
1-Tuğ: Birkaç tane at kuyruğunun bir sırığa geçirilmesiyle yapılırdı.Tuğların sayısı hükümdarın nüfuzuna göre değişirdi.

2-Hutbe:Hükümdarları yönetimi altında bulunan ülkelerdeki camilerde,Cuma namazlarında adının anılmasıdır.
3-Saltanat Çadırı(Otağ):Hükümdarların başkent dışına ve sefere çıktıklarında oturdukları süslü çadırdır.
4-Çetr:Hükümdara ait olan;atlastan veya kadifeden yapılmış büyük şemsiyelere verilen isimdir.
5-Nevbet: Sarayın veya
otağın önünde namaz vakitlerinden önce çalınırdı.Çeşitli müzik aletlerinden oluşan bir topluluktu.
6-Sancak:Kenarları saçaklı,yazı işlemeli bayrak
7-Taht:Hükümdarların oturduğu süslü koltuk
8-Para bastırmak:Hükümdarlar kendi adına altın ya da gümüş para bastırırlardı
9-Tuğra: Hükümdarın imzası da denen mührü.
SARAY:Hükümdarın ve ailesinin oturduğu yerdir.Aynı zamanda devlet işlerinin görüşüldüğü en önemli makamdır.
MERKEZ YÖNETİMİ
Selçuklularda bütün devlet işleri vezirin başında bulunduğu “Divan-ı Saltanat”ta yürütülürdü.Bu divana bağlı 4 divan daha vardı:
Divan-ı Tuğra (İnşa):Devletin iç ve dış yazışmalarını yapardı.
Divan-ı İşraf:Askeri ve hukuki işler hariç devletin bütün işlerini teftiş yetkisine sahipti.
Divan-ı İstifa:Devletin tüm mali işlerine bakardı.
Divan-ı Arız:Ordunun ihtiyaçlarını temin etmekle görevliydi.

MEMLEKET YÖNETİMİ:Ülke,çeşitli bölge ve eyaletlere bölünmüştü.Bu yönetim birimlerinin başında hanedan üyesi melikler,şehzadeler veya askeri valiler bulunurdu.Bu bölgelerin kendine özgü teşkilatları bulunsa da,merkezi idareyi tanıyorlardı.

HUKUK SİSTEMİ:Hukuk,şer’i hukuk ve örf’i hukuk olmak üzere ikiye ayrılırdı.Şer’i davalara kadılar bakardı.Örf’i davalara Emir-i Dad’ın başkanlık yaptığı mahkemeler bakardı.

ORDU:İslamiyetten önceki Türk devletlerinde olduğu gibi ordu,devletin en önemli kurumlarından biriydi.Karahanlı ordusu tamamen Türklerden meydana geliyordu.Gaznelilerde ise GULAM adı verilen ve başta Türkler olmak üzere değişik milletlerden küçük yaşta alınıp yetiştirilen özel kuvvetler vardı.Ayrıca Gazne ordusunda fil kullanılırdı.
Büyük Selçuklularda ise ordu onlu sisteme göre teşkilatlanmıştı. “Hassa Ordusu”:Maaşlı askerlerdi,Sultana bağlıydılar.Bunların içinde Gulam askerleri de bulunurdu.
Ikta Askerleri:Devlete ait belirli bazı toprakların gelirleri; kendilerine bağlı atlı askerleri beslemek şartıyla komutanlara bırakılmıştı.Bu sistem ile;toprak işlenmiş,devletin gelirleri artmış, sürekli ve kalabalık bir ordu beslenmiştir.
Ayrıca bağlı devlet ve beyliklerin askerleri ve konar-göçer yaşayan Türkmen birlikleri de ordunun üyesi idi.

DİN ve İNANIŞ:Talas Savaşı ile İslamiyetle tanışan Türkler,daha sonra da İslam dinini yaymak için uğraşmışlardı.Özellikle Ekberilik,Yesevilik,Kadirilik ve Kübrevilik gibi tarikatlar vasıtasıyla fethettikleri her yere İslamiyeti taşıdılar.

SOSYAL ve İKTİSADİ HAYAT:Halkın konar-göçer yaşayanları hayvancılıkla,yerleşik yaşayanları ise tarım,ticaret ve zanaatkarlıkla geçinirdi.Devletlerin ekonomik hayatının kaynağı:tarım ve hayvancılığa dayanıyordu.Ev,bahçe gibi taşınmaz mallar kişilere aitti ancak ormanlar ve tarım alanları devlete aitti.Devlete ait olan bu topraklar dörde ayrılırdı:
Has Topraklar:Geliri en çok olan topraklardır.Geliri hükümdara bırakılırdı.
Ikta Topraklar:Gelirleri hizmet karşılığı maaş olarak melik,emir, vali,komutan ve sipahilere bırakılan topraklardı.Bu toprakların gelirini alan ıkta sahibi belirlenen sayıda atlı asker(sipahi) beslemek zorundaydı.
Haraci topraklar:Müslüman olmayanlara ait topraklardı.
Vakıf topraklar:Devlet hazinasine ait bazı toprakların vergi geliri ile ilim ve sosyal tesisilerin ihtiyaçları karşılanırdı.Bu sisteme vakıf sistemi,bu topraklara vakıf toprağı denir.
Topraklar dışında;öşür,haraç,cizye vergileri,savaşlarda elde edilen ganimetlerin 1/5’i,gümrük vergileri,orman ve maden işletmelerinden alınan vergiler ve bağlı beylik ve devletlerden alınan vergiler de devletin diğer gelir kaynaklarıydı.

Dil VE EDEBİYAT:İlk Türk İslam devletleri bir çok ülkeye hakim oldu. Bu topraklar üzerinde yaşayan halk,Arapça ve Farsça konuştuğundan bu dillerin önemi artmıştır.
Karahanlılarda halk Türkçe konuşuyordu.Bu Türkçeye Hakaniye Lehçesi adı verildi.Büyük Selçuklularda saray ve bilim dili Arapça,edebiyatta ise Farsça kullanılmıştır.
Karahanlılar eski Türk sözlü edebiyatı gelenekleri sürdürüldü. Karahanlılardan günümüze “SATUK BUĞRA HAN DESTANI” kalmıştır.
11.yy’dan itibaren yazılı edebiyat alanında önemli eserler verilmeye başlandı.
1-Kutatgu Bilig:Karahanlılar zamanında Yusuf Has Hacip tarafından yazılmıştır.İyi bir devlet yönetiminin nasıl olması gerektiğinin anlatıldığı kitap, Türk-İslam edebiyatının ilk yazılı örneğidir.
2-Divan-ı Lügati’t-Türk:Karahanlılar döneminde Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır.Ansiklopedik sözlük niteliğindedir.Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türk dilinin güzelliğini anlatmak için yazılmıştır.
3-Divan-ı Hikmet:Hoca Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır.Eserde dini ve ahlaki öğütler verilmiştir.İslamiyetin Türkler arasında yayılması amaçlanmıştır.
4-Atabetü’l-Hakayık: Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılan eser,ahlaki değerleri anlatan,eğitici bir eserdir.
Ayrıca Selçuklular zamanından kalma :Nizamülmülk’ün eseri olan “Siyasetname” ve Gazneliler döneminden kalma Firdevsi’nin eseri “Şehname” önemli edebiyat ürünleridir.

BİLİM ve SANAT:Müslüman Türk devletleri bilim ve kültür alanında pek çok bilgin ve filozof yetiştirmiştir.Bu gelişmelerde hükümdarların bilginleri koruması ve desteklemesi önemli olmuştur.Bugünkü üniversitelerin seviyesinde olan medreselerde eğitim parasız yapılırdı.Bu medreselerin ilki Alparslan zamanında Nizamülmülk tarafından Bağdat’ta açılan “NİZAMİYE MEDRESESİ” dir.Önemli bilim adamlarından bazıları şunlardır: Farabi,İbn-i Sina (En önemli eseri:el-Kanun FitTıbb)),Biruni,Ömer Hayyam,Harezmi, Gazalidir.
Sanat:Türk-İslam devletlerinde sanat eserleri halka hizmet etmek amacıyla yapılmıştır.Bu amaçla yapılan camiler, saraylar, hanlar, hamamlar, çeşmeler,kışla binaları, kervansaraylar, köprüler, hastaneler sayesinde mimari gelişmiştir.Büyük Selçuklular’ın İslam mimarisine getirdikleri en önemli yenilik “KÜMBET” denen türbelerdir.
Mimariden başka halı,kilim dokumacılığı,maden işlemeciliği,hat,çinicilik,seramik,cilt ve minyatür gibi sanat dalları da gelişmiştir.

Ebru ÖZEN
Tarih Öğretmeni
 
Geri
Üst