Yavuzun 1000 Altını

raltar Çevrimdışı

raltar

Super Moderator
Yavuz Sultan Selim babasının zamanında Trabzon valisi iken bir derviş kıyafetine girip İran'a gider.Maksadı o memleketin ahvalini gözü ile görmektir.Tebriz şehrinde misafir olduğu handa satranç oynayıp herkesi yenmeye başlayınca satranç meraklısı Şah İsmail'e haber verilir,o da dervişi huzuruna davet eder.Sultan Selim Şahı mat eder.Şah kızar ve elinin tersi ile dervişin çıplak göğüsüne vurarak:
- Bre derbeder Aşık,Hiç Şah olanlar mat edilir mi?Edebin yok imiş der ve şehzadeye bin altın ihsan eder.Derviş huzurundan çıkıp atına bineceği sırada o bin altını kesesiyle beraber kimseye göstermeden binektaşının altına saklar.Ertesi gece Tebrizden kaçıp Trabzon yolunu tutar.Aradan yıllar geçipte Yavuz Selim padişah olduktan sonra ve Şah İsmail'i Çaldıranda mağlup ederek Tebriz şehrine girdikten sonra Şah sarayına gider ve sekban başı Balyemez Osman Ağaya:
- Osman ağa...Şu kapı eşiğinde Şahın atabindiği taşın altında kendi elimle konmuş bin altın vardır,helal maldır,sana hediye ettim.Der.Herkes hayretle bakışır,Osman Ağa taşı kaldırır...Kesesi ile çürümüş bin altın bir kor yığını halinde dururmuş.Balyemez Osman Ağa bu fıkrayı anlatırken hüngür hüngür ağlarmış...''O zamana kadar bir hikaye sandığımız satranç kıssası meğer hakikat imiş.'' dermiş.


(Solakzade tarihinden alıntı)
 
Geri
Üst