ziberkan
Super Moderator
AKKOYUNLULAR
I- SIYASî TARIH
a) Akkoyunlular'in mensei ve kurulusu
Akkoyunlular, 1340-1514 yillari arasinda Dogu Anadolu, Azerbaycan ve Irak'ta hüküm sürmüs olan bir Türkmen hanedanidir. Devletin kurucusu olan Karayülük Osman Bey Oguzlarin Bayindir boyuna mensuptur. Bu sepele Akkoyunlu Devleti'ne Bayindiriyye Devleti de denilmektedir. Akkoyunlular'in Anadolu'ya ne zaman ve hangi yoldan geldikleri bilinmemektedir. Ancak Mogol istilasi sonucunda Anadolu'ya gelen pek çok Türkmen grubu arasinda Bayindir Türkmenlerinin de bulundugu tahmin edilmektedir. Akkoyunlu oymaginin Anadolu'ya gelis tarihi hakkinda en güvenilir bilgiyi, Akkoyunlu sülâlesinin tarihi olan Ebu Bekr-i Tihrani'nin eserinde bulmak mümkündür. Buna göre, 52. göbekte Oguz Han'a ulasan Karayülük Osman Bey'in bagli oldugu Bayindir oymagi, ilk önce XIII. yüzyilin baslarinda Dogu Anadolu'ya gelmisler, burada Mogol istilâsina karsi koyarak Diyarbekir bölgesine egemen olup, Trabzon-Rum Imparatorlugu ve Gürcüler'le mücadele etmislerdir.
Akkoyunlular siyasî bir birlik kurmadan önce güneyde Urfa ve Mardin, kuzeyde Bayburt olmak üzere Firat ve Dicle yöresinde yaylayip-kislamaktaydilar. Bu sirada, en büyük düsmanlari olan Karakoyunlular ile de mücâdele ediyorlardi.
Ilhanlilar'in yikilmasindan sonra, onun hakimiyet sahasi üzerinde birbirleriyle mücâdele eden Celayir, Çoban ve Sotay sülâlelerinin kavgalarina katilan Akkoyunlular, bu sülâlelerden Musul ve Diyârbekir bölgelerine hakim olan Sotayogullari'nin hizmetine girdiler. Bu ailenin Orta Anadolu'ya çekilmesinden sonra ise Artuklular'a bagli olarak yasamaya devam ettiler. Bu sirada Diyârbekir bölgesinde bazi kent ve kaleleri eline geçiren Akkoyunlular yavas yavas kuvvetleniyorlar, diger boy ve oymaklari kendisine baglayarak devlet kurma yolunda ilerliyorlardi.
1- Tur Ali Bey
Diyarbekir bölgesini yurt edinen bu Akkoyunlu Türkmenlerinin basinda 1340 yillarinda Tur Ali Bey isminde birisinin bulundugu görülmektedir. Tur Ali Bey 1340-1341 ve 1343 yillarinda olmak üzere iki kez Trabzon Rum Imparatorlugu topraklarina saldirmis, hatta bu devletin baskentine kadar ilerlemisti. Daha sonra Bayburt ve Erzincan emirleriyle birleserek bir kez daha Trabzon üzerine yürümüsse de bir basari elde edememistir(1348).
Tur Ali Bey Ilhanlilar'dan Gazan Han'in maiyetinde Suriye seferine istirak etmis ve bu sefer sirasinda büyük gayret ve kahramanlik göstererek Gazan Han'in teveccühünü kazanmistir. Bu basaridan sonra etrafina 30.000 kisilik bir kuvvet toplayan Tur Ali Bey, Anadolu, Suriye ve Irak taraflarina çesitli akinlar yapti. Tur Ali Bey zamaninda Akkoyunlular'a, bu beyin söhretinden dolayi Tur Alilîler de denilmekteydi.
Tur Ali Bey'in gerek Anadolu'da ve gerekse Trabzon Rum Imparatorlugu karsisinda kazandigi bu basarilar üzerine Imparator III. Aleksios korkuya kapilmis ve onunla dostluk kurmak üzere kizkardesi Maria'yi Tur Ali Bey'in oglu Kutlu Bey ile evlendirmistir (1352). Böylece imparator hem Tur Ali Bey'in yapacagi yeni akinlardan ve hem de onun himayesi ile digerlerinin hücumlarindan kurtulacagini hesaplamistir ki bu tesebbüsünde muvaffak olmus ve 1360 yilina kadar bu taraftan herhangi bir hücuma maruz kalmamistir.
2- Kutlu Bey
Tur Ali Bey'in ne zaman öldügü kesin olarak bilinmemekle beraber oglu Kutlu Bey'in 1363 yilinda Akkoyunlular'in basinda bulundugu görülmektedir. Büyük bir ihtimalle 1362 yilinda babasinin yerine geçen Fahreddin Kutlu Bey, bir yil sonra karisi Despina ile Aleksios'u ziyaret için Trabzon'a gitmis, imparator da ertesi sene iade-i ziyârette bulunmustur.
Kutlu Bey zamaninda (1362-1388) Anadolu'nun siyasi tablosunda önemli degisikler olmustur. Bu dönemde Bayram Hoca idaresindeki Karakoyunlular Musul'dan Erzurum'a kadar olan bölgelerde hakimiyet kurarak güçlü bir devlet haline gelmislerdi. Erzincan'da ise emir Pir Hüseyin'in ölümü üzerine burasi Mutahharten'in eline geçmisti (1378). Erzincan'daki bu degisikligi kabul etmeyen Eretna devleti hükümdari Alaaddin Ali Bey Mutahharten üzerine yürüyünce, Mutahharten zor durumda kalmis ve Akkoyunlular ile Dulkadirogullari'ndan yardim istemisti. Bu istegi kabul eden Kutlu Bey, ogullarindan Ahmed Bey emrinde mühim bir kuvveti Mutahharten'e yardima gönderdi. Erzincanlilar'in yardimina kosan bu Akkoyunlu kuvvetleri ile Eretna-oglu Alâaddin Bey kuvvetlerinin yaptiklari çarpismayi Kutlu Bey-oglu Ahmed Bey kazandi. Eretnalilar büyük bir bozguna ugradilar.
Akkoyunlular, Kadi Burhaneddin'in Sivas'ta hükümdarligini ilân etmesinden sonra (1381), onun hükûmdarligini tanimayarak buraya bir miktar kuvvet gönderdiler. Kutlu Bey-oglu Ahmed Bey idaresindeki Akkoyunlu kuvvetleri Mutahharten ile birlikte Sivas üzerine yürüyerek kenti savunmakta olan Emir Yusuf Çelebi'yi yendiler, ancak sehri ele geçiremediler.
Akkoyunlular'la Sivas hükümdari Kadi Burhaneddin arasindaki bu düsmanlik, Burhaneddin'in Malatya yakinlarina geldigi bir sirada, Kutlu Bey ogullarinin onun yanina giderek itaat etmeleri ile son buldu. Bu sirada Kadi Burhaneddin'in huzuruna gelen Ahmed Bey, ondan daha önceki davranisi için özür dilemis ve affini istemistir. Hatta ona olan bagliligini göstermek için yaninda bulunan kardesi Karayülük Osman Bey'i rehin olarak vermistir. Baska bir rivayete göre ise, cesaret ve ününü kiskanan kardeslerinin kendisine bir kötülük yapmalarindan çekinen Karayülük Osman onlardan ayrilarak Kadi Burhaneddin'in hizmetine girmistir.
Kutlu Bey, 1389 yilinda vefat etmis olup, Bayburt'un Sinor köyünde defnedilmistir.
3- Ahmed Bey
Kutlu Bey'in ölümünden sonra Hüseyin, Ahmed, Pir Ali ve Karayülük adindaki ogullari arasindan Ahmet Bey Akkoyunlular'in basina geçti. Ahmet Bey zamaninda Erzincan emîri Mutahharten ile Akkoyunlular'in arasi açildi. Kutlu Bey'in dostu olan Mutahharten onun ölümünden sonra Akkoyunlular'in hakimiyetindeki bir kisim topraklara saldirararak yagma ve tahrip hareketlerine basladi. Mutahharten'in bu tecavüz hareketleri üzerine Ahmet Bey büyük bir kuvvetle onun üzerine yürüdü. Yapilan savasta agir bir yenilgi alan Erzincan kuvvetleri geri çekilirken Mutahharten yarali olarak savas meydanindan güçlükle kaçabildi.
Mutahharten Akkoyunlular'in karsisinda aldigi bu agir yenilgiden sonra, Akkoyunlular'in ezeli düsmani olan Karakoyunlu beyi Nâsireddin Kara Mehmed Bey'den yardim isted.i Akkoyunlular'a karsi saldirmak için bir firsat bekleyen Kara Mehmed, Mutahharten ile birleserek Akkoyunlular'a taarruz ettiler. Bu müttefik kuvvetler karsisinda agir bir yenilgiye ugrayarak askerlerinin büyük bir kismini kaybeden Ahmed Bey Kadi Burhaneddin'e siginmak zorunda kaldi. Kadi Burhaneddin onu çok iyi karsilayarak ikram ve iltifatta bulunmus ve kendisine hil'at vermistir.
Akkoyunlu Ahmed Bey, Kadi Burhaneddin Ahmed'in metbuu olmasina ragmen, ülkesine döndükten sonra onun aleyhinde bir takim faaliyetlere basladi. Kardesi Hüseyin Beyle birlikte Kadi Burhaneddin'in Amasya seferine katilan Ahmed Bey, bu sirada bir kaç defa isyan tesebbüsünde bulundu ise de basarili olamadi. Daha sonra Amasya emiri Ahmed ile ittifak ederek Tokat üzerine yürüme karari aldi. Fakat bunu ögrenen Kadi Burhaneddin derhal Tokat'da bulunan Akkoyunlular üzerine yürümüs ve onun bu anî hareketi karsisinda mukavemet edemeyecegini anlayan Ahmed Bey bir kez daha affini isteyerek bagliligini göstermistir.
Erzincan emiri Mutahharten ile Karakoyunlu beyi Kara Yusuf (1389-1420) anlasarak Akkoyunlular üzerine yürümek üzere hazirliklara basladilar. Mutahharten büyük bir ordu hazirlayarak Karakoyunlu beyleri ile beraber Endris'te Akkoyunlularin karsisina çikti. Ancak yapilan savasta müttefik kuvvetler büyük bir bozguna ugrarken Kara Yusuf Bey esir düsmüs, Mutahharten ise güçlükle canini kurtarmistir. Mutahharten bu yenilginin intikamani almak için kisa bir süre sonra, bu kez yalniz basina Akkoyunlular üzerine yürüdü. Akkoyunlu hükümdari, damadi olan Mutahharten ile baris yapmak istediyse de kardesi Karayülük Osman bunu kabul etmedi. Yapilan savasta Mutahharten ikinci kez Akkoyunlulara yenildi.
Kadi Burhaneddin Ahmed 1394 yilinda Erzincan üzerine bir sefere çikmisti. Bu durumu haber olan Akkoyunlu Ahmed Bey elçi ve mektuplar göndermek sureti ile kendisine yardimci olacagini bildirdi. Erzincan sinirinda birlesen Akkoyunlu ve Sivas kuvvetleri Erzincan içlerine kadar girerek bir ay müddetle Mutahharten'in ülkesini görülmemis bir biçimde yagma ve tahrip ettiler. Bu sefer sirasinda Ezdebir, Sis ve Burtulus kalelerini zapteden Kadi Burhaneddin, Sivas'a dönerken yardimlarini gördügü Ahmed Bey'e Erzincan'dan Bayburt'a kadar olan bölgeleri dirlik olarak verdi.
Akkoyunlu Ahmed Bey, Kadi Burhaneddin'in Erzincan üzerine yaptigi ikinci seferine de istirak eti (1395). Bu olaydan sonra Akkoyunlu Devleti içerisinde iç karisikliklar çikmis ve kendisine isyan eden Karayülük Osman Bey ile Ahmed Bey'in arasi açilmisti. Osman Bey, Kemah kalesini ele geçirmek isteyince agabeyi Ahmed Bey onun üzerine yürüdü. Bunun üzerine Osman Bey Kadi Burhaneddin Ahmed Bey'in yanina giderek onun hizmetine girdi.
Bu olaydan sonra Akkoyunlu beyi Ahmed Bey ile Kadi Burhaneddin'in arasi açilmaya basladi. Nitekim Ahmed Bey, Kadi Burhaneddin'in Karaman-oglu üzerine yaptigi sefere katilmadigi gibi, onun, isyan eden Kayseri valisi Seyh Müeyyed'e karsi giristigi harekete de istirak etmedi. Ancak Seyh Müeyyed'in öldürülmesi ile neticelenen bu seferde Kadi Burhaneddin, Akkoyunlu Karayülük Osman Bey'in büyük yardim ve destegini gördü. Hatta onun bu yardimina karsilik kendisine Sarki Karahisar'i verdi. Ancak Kadi Burhaneddin ile Karayülük Osman Bey'in arasi, Seyh Müeyyed'in öldürülmesi yüzünden açildi. Çünkü Seyh Müeyyed, Osman Bey vasitasiyla canina dokunulmayacagina söz verildigi için teslim olmustu. Kadi Burhaneddin ise böyle olmasina ragmen, teminat verdigi halde Müeyyed'i öldürtünce, Karayülük Osman Bey onun bu davranisina çok sinirlendi ve anî bir baskin düzenleyerek Kadi Burhaneddin'i gafil avladi. Onu yakaladiktan sonra öldürttü (Temmuz 1398).
Kadi Burhaneddin'in öldürülmesinden sonra Karayülük Osman Bey Sivas'i ele geçirmek için sehri muhasara etti. Ancak, sehirde bulunan devlet erkâni ve emirler onu sehre sokmayarak Kadi Burhaneddin'in hayatta kalan oglu Alaaddin Ali Çelebi'yi hükümdar ilân ettiler. Sivas'i Akkoyunlular'a teslim etmek istemeyen yeni hükümdar Osman Bey'e mukavemet edemeyecegini anlayinca Osmanli Padisahi Yildirim Bayezid'den yardim istedi. Bunun üzerine Sivas'a gelen Osmanli ordusu Osman Bey'i maglup etti ve böylece Kadi Burhaneddin'in arazisinin büyük bir kismi Osmanli hakimiyetine geçti.
Osmanlilar karsisinda yenilgiye ugrayan Karayülük Osman Bey, önce ezeli düsmani olan Mutahharten'in hizmetine girdi. Ancak burada kisa bir süre kaldiktan sonra Memlûk sultani Berkuk'a müracaat ederek onun tabiiyetine girdi. Ancak Berkuk'un ölümü üzerine Misir'da karisikliklarin tehlikeli bir durum arzetmesi ve Osmanlilar'in Memlûklular elindeki Anadolu sehirlerini almasindan sonra, Memlûklular'a yaptigi yardimi kesen Osman Bey bu sefer daha önce tabiiyetini arzetmis oldugu Timur'un yanina gitmeyi menfaatine daha uygun buldu. Bu düsünce ile, Karabag'da kislamakta olan Timur'un yanina giderek bütün kabilesi ile birlikte onun hizmetine girdi. Timur, kendisine ikram ve iltifatta bulunarak ona Anadolu'da bir bölgeyi emanet olarak verecegini vaad etti.
Karayülük Osman Bey, Timur'un 1400 yilinda Anadolu'ya yaptigi sefer sirasinda öncülük yapti ve Sivas, Elbistan ve Malatya'nin Osmanlilar'dan alinmasinda hazir bulundu. Timur, Osman Bey'in bu hizmetine karsilik kendisine Malatya'yi verdi. Bu savaslarda Karayülük-oglu Ibrahim Bey de fevkalâde kahramanlik gösterdiginden Timur ona da Diyarbekir (Amid) sehrini vermistir. Timur'un Suriye seferinde Osman Bey ve ogullari da hazir bulunarak yararlilik gösterdiler. Bu seferden dönüsünde Mardin'i kusatan Timur, çok geçmeden Irak üzerine yürüyünce kentin kusatilmasini Karayülük'e birakti. Mardin'i ele geçiren Karayülük, oglu araciligiyla Hisn-Keyfa hâkimini kendisine boyun egmeye ve vergi vermeye mecbur birakti.
Timur'un 1402'de Yildirim Bâyazid'le yaptigi Ankara Savasi'na Akkoyunlulardan Karayülük'ün yanisira agabeyleri Ahmed ve Pir Ali Beyler de istirak ettiler. Savas sirasinda, Osmanlilar'in sol koluna kumanda eden Süleyman Çelebi üzerine yürüyen Karayülük Osman Bey, bu cenahi bozguna ugratmis ve Ankara Savasi'nin kazanilmasinda önemli rol oynamistir. Kisi Anadolu'da geçiren Timur, 1403 yilinda ülkeyi terk ederken Sivas'a geldigi zaman Osman Bey'e hil'at giydirmis ve ona Diyarbekir ve çevresinin emirligini vermistir. Akkoyunlu Ahmed Bey ile kardesi Pir Ali Bey ise, Timur'un dönüsü sirasinda hapsedildiklerinden Karayülük Osman Bey rahatça ülkesine geldi ve Akkoyunlu Devleti'ni kurdu (1403).
4- Karayülük Osman Bey
Saltanatinin ilk yillarinda Timur'a tabi olan Osman Bey onun ölümünden sonra oglu Sahruh'a bagli kaldi. Osmanli hükümdarlariyla da dost geçinmeye dikkat eden Karayülük, bilhassa Karakoyunlu hükümdari Kara Yusuf ile mücadele etti. Memlûklu sultanlari Farac ve Müeyyed Seyh ile de dostane iliskiler kurmaya çalisan Karayülük , bu devletin basina Sultan Barsbay'in geçisinden sonra aradaki dostluk bozulmaya basladi.
Karakoyunlu hükümdari Kara Yusuf, bu sirada Azerbeycan'i ele geçirerek Akkoyunlular'i tehdide basladi. O, 1409 yilinda Mardin'i, 1410 yilinda da Erzincan'i ülkesine katarak Akkoyunlular'i iki taraftan çevirdi. Karayülük Osman Bey ise,Timuru'un kumandani Semseddin'in idaresinde bulunan Kemah kalesini alarak Karakoyunlular'a karsi durumunu kuvvetlendirmeye çalisti. Bu sirada Çagatay hükümdari Sahruh ile Memlük Sultani da Karayülük Osman'i destekliyorlardi. Bütün bunlara ragmen Karayülük üzerine yürüyen Kara Yusuf, Akkoyunlu beyini bozguna ugratarak Malatya'ya kadar olan bölgeyi yagmaladi (1417).
Bu sirada Memlûk tehlikesinin görülmesi üzerine iki taraf anlasmak zorunda kaldi. Savur kalesininin Karakoyunlular'a birakilmasi sartiyla bir baris yapildiysa da bu anlasma pek uzun sürmedi. Kisa bir süre sonra Karayülük Osman Bey Memlûk sultani ve Sahrah'un da tesviki ile Mardin'i kusatti ve çevresini de yagmaladi. Bu durumu haber alan Kara Yusuf derhal Karayülük üzerine geldi ve onu iki defa maglup ederek Haleb'e çekilmesine sebep oldu (1418).
Akkoyunlular ile Karakoyunlular arasindaki mücalede, 1420 yilinda Kara Yusuf'un ölümünden sonra yerine geçen oglu Iskender Mirza zamaninda daha da siddetlenerek devam etti. Bu sirada Erzincan'i Akkoyunlu topraklarina katan Karayülük Osman Bey, Çoruh havzasinin tamamini eline geçirerek devletinin sinirlarini Trabzon Rum Imparatorlugu arazisinden Urfa güneyine kadar genisletti. Bu sirada bir çok defa Iskender Mirza ile karsilasan Karayülük Osman Bey, bunlarin ekserisinde bozguna ugradi. Ancak 1434 yilinda, Diyarbekir'den büyük bir kuvvetle Erzurum önlerine gelen Osman Bey, Duharlu Pir Ahmed Bey'in Iskender Mirza adina idare ettigi bu sehri eline geçirdi. Buranin idaresini de oglu Seyh Hasan'a birakti.
Timur-oglu Sahruh'un Karakoyunlular üzerine yaptigi seferlerde onun yaninda bulunan Karayülük Osman Bey, Sahruh'un üçüncü Karakoyunlu seferinde Iskender'in Tebriz'den ayrilarak Erzurum'a dogru kaçmasi üzerine onun önünü kesti. Ancak, Erzurum'un kuzey-bati kesiminde karsilasan Akkoyunlu ve Karakoyunlu kuvvetleri arasinda yapilan savasta Osman Bey iki oglu ile beraber maktûl düstü (Eylül 1435). Iskender Mirza onun kesik basini Memlûklu Sultani Barsbay'a gönderdi.
Otuz iki yil kadar Akkoyunlu Devleti'nin basinda kalan Karayülük Osman Bey öldürüldügü zaman seksen yasindan fazlaydi. Cesur, atilgan ve yilmak bilmeyen bir sahsiyete sahip olan Osman Bey hayatinin tamamini mücâdele içerisinde geçirdi. Zamaninda Akkoyunlu devleti Erzincan, Harput, Kemah, Çemiskezek, Mardin, Erzurum, Bayburt ve Çaruh havzasina hakim olmus ve bu bölgelerin Türklesmesinde Osman Bey'in büyük yararliligi görülmüstür.
5- Ali Bey
Karayülük Osman Bey'in ölümünden sonra ogullari iktidar mücadelesine giristilerse de, bunlardan veliaht olan Ali Bey, hem Sahruh, hem de Memlûk sultanindan beylik mensûrunu aldi. Kisa süren beylik döneminde bir yandan Karakoyunlularin saldirilari ile ugrasan Ali Bey, bir yandan da kardesi Mardin valisi Hamza Bey ile mücadele etti. Ali Bey kizkardesini Sahruh'un ogluna vererek Timurlularla akrabalik tesis etti. Kardesi Hamza Bey'in isyani ve Karakoyunlu baskisi sonucunda iki düsmana karsi koyamayacagini anlayinca Osmanli hükümdari II. Murad ile Memlûk sultani Çakmak'tan yardim istemek zorunda kaldi. Bir ara Memlûklular'dan gelen yardimla kardesini bozguna ugrattiysa da, Memlûklularin çekilmesinden sonra Osmanlilar'dan bekledigi yardimin gelmemesi üzerine ümitsizlige düserek Suriye'ye çekildi. Böylece Akkoyunlu devleti kardesi Hamza Bey'in eline geçti (1438).
I- SIYASî TARIH
a) Akkoyunlular'in mensei ve kurulusu
Akkoyunlular, 1340-1514 yillari arasinda Dogu Anadolu, Azerbaycan ve Irak'ta hüküm sürmüs olan bir Türkmen hanedanidir. Devletin kurucusu olan Karayülük Osman Bey Oguzlarin Bayindir boyuna mensuptur. Bu sepele Akkoyunlu Devleti'ne Bayindiriyye Devleti de denilmektedir. Akkoyunlular'in Anadolu'ya ne zaman ve hangi yoldan geldikleri bilinmemektedir. Ancak Mogol istilasi sonucunda Anadolu'ya gelen pek çok Türkmen grubu arasinda Bayindir Türkmenlerinin de bulundugu tahmin edilmektedir. Akkoyunlu oymaginin Anadolu'ya gelis tarihi hakkinda en güvenilir bilgiyi, Akkoyunlu sülâlesinin tarihi olan Ebu Bekr-i Tihrani'nin eserinde bulmak mümkündür. Buna göre, 52. göbekte Oguz Han'a ulasan Karayülük Osman Bey'in bagli oldugu Bayindir oymagi, ilk önce XIII. yüzyilin baslarinda Dogu Anadolu'ya gelmisler, burada Mogol istilâsina karsi koyarak Diyarbekir bölgesine egemen olup, Trabzon-Rum Imparatorlugu ve Gürcüler'le mücadele etmislerdir.
Akkoyunlular siyasî bir birlik kurmadan önce güneyde Urfa ve Mardin, kuzeyde Bayburt olmak üzere Firat ve Dicle yöresinde yaylayip-kislamaktaydilar. Bu sirada, en büyük düsmanlari olan Karakoyunlular ile de mücâdele ediyorlardi.
Ilhanlilar'in yikilmasindan sonra, onun hakimiyet sahasi üzerinde birbirleriyle mücâdele eden Celayir, Çoban ve Sotay sülâlelerinin kavgalarina katilan Akkoyunlular, bu sülâlelerden Musul ve Diyârbekir bölgelerine hakim olan Sotayogullari'nin hizmetine girdiler. Bu ailenin Orta Anadolu'ya çekilmesinden sonra ise Artuklular'a bagli olarak yasamaya devam ettiler. Bu sirada Diyârbekir bölgesinde bazi kent ve kaleleri eline geçiren Akkoyunlular yavas yavas kuvvetleniyorlar, diger boy ve oymaklari kendisine baglayarak devlet kurma yolunda ilerliyorlardi.
1- Tur Ali Bey
Diyarbekir bölgesini yurt edinen bu Akkoyunlu Türkmenlerinin basinda 1340 yillarinda Tur Ali Bey isminde birisinin bulundugu görülmektedir. Tur Ali Bey 1340-1341 ve 1343 yillarinda olmak üzere iki kez Trabzon Rum Imparatorlugu topraklarina saldirmis, hatta bu devletin baskentine kadar ilerlemisti. Daha sonra Bayburt ve Erzincan emirleriyle birleserek bir kez daha Trabzon üzerine yürümüsse de bir basari elde edememistir(1348).
Tur Ali Bey Ilhanlilar'dan Gazan Han'in maiyetinde Suriye seferine istirak etmis ve bu sefer sirasinda büyük gayret ve kahramanlik göstererek Gazan Han'in teveccühünü kazanmistir. Bu basaridan sonra etrafina 30.000 kisilik bir kuvvet toplayan Tur Ali Bey, Anadolu, Suriye ve Irak taraflarina çesitli akinlar yapti. Tur Ali Bey zamaninda Akkoyunlular'a, bu beyin söhretinden dolayi Tur Alilîler de denilmekteydi.
Tur Ali Bey'in gerek Anadolu'da ve gerekse Trabzon Rum Imparatorlugu karsisinda kazandigi bu basarilar üzerine Imparator III. Aleksios korkuya kapilmis ve onunla dostluk kurmak üzere kizkardesi Maria'yi Tur Ali Bey'in oglu Kutlu Bey ile evlendirmistir (1352). Böylece imparator hem Tur Ali Bey'in yapacagi yeni akinlardan ve hem de onun himayesi ile digerlerinin hücumlarindan kurtulacagini hesaplamistir ki bu tesebbüsünde muvaffak olmus ve 1360 yilina kadar bu taraftan herhangi bir hücuma maruz kalmamistir.
2- Kutlu Bey
Tur Ali Bey'in ne zaman öldügü kesin olarak bilinmemekle beraber oglu Kutlu Bey'in 1363 yilinda Akkoyunlular'in basinda bulundugu görülmektedir. Büyük bir ihtimalle 1362 yilinda babasinin yerine geçen Fahreddin Kutlu Bey, bir yil sonra karisi Despina ile Aleksios'u ziyaret için Trabzon'a gitmis, imparator da ertesi sene iade-i ziyârette bulunmustur.
Kutlu Bey zamaninda (1362-1388) Anadolu'nun siyasi tablosunda önemli degisikler olmustur. Bu dönemde Bayram Hoca idaresindeki Karakoyunlular Musul'dan Erzurum'a kadar olan bölgelerde hakimiyet kurarak güçlü bir devlet haline gelmislerdi. Erzincan'da ise emir Pir Hüseyin'in ölümü üzerine burasi Mutahharten'in eline geçmisti (1378). Erzincan'daki bu degisikligi kabul etmeyen Eretna devleti hükümdari Alaaddin Ali Bey Mutahharten üzerine yürüyünce, Mutahharten zor durumda kalmis ve Akkoyunlular ile Dulkadirogullari'ndan yardim istemisti. Bu istegi kabul eden Kutlu Bey, ogullarindan Ahmed Bey emrinde mühim bir kuvveti Mutahharten'e yardima gönderdi. Erzincanlilar'in yardimina kosan bu Akkoyunlu kuvvetleri ile Eretna-oglu Alâaddin Bey kuvvetlerinin yaptiklari çarpismayi Kutlu Bey-oglu Ahmed Bey kazandi. Eretnalilar büyük bir bozguna ugradilar.
Akkoyunlular, Kadi Burhaneddin'in Sivas'ta hükümdarligini ilân etmesinden sonra (1381), onun hükûmdarligini tanimayarak buraya bir miktar kuvvet gönderdiler. Kutlu Bey-oglu Ahmed Bey idaresindeki Akkoyunlu kuvvetleri Mutahharten ile birlikte Sivas üzerine yürüyerek kenti savunmakta olan Emir Yusuf Çelebi'yi yendiler, ancak sehri ele geçiremediler.
Akkoyunlular'la Sivas hükümdari Kadi Burhaneddin arasindaki bu düsmanlik, Burhaneddin'in Malatya yakinlarina geldigi bir sirada, Kutlu Bey ogullarinin onun yanina giderek itaat etmeleri ile son buldu. Bu sirada Kadi Burhaneddin'in huzuruna gelen Ahmed Bey, ondan daha önceki davranisi için özür dilemis ve affini istemistir. Hatta ona olan bagliligini göstermek için yaninda bulunan kardesi Karayülük Osman Bey'i rehin olarak vermistir. Baska bir rivayete göre ise, cesaret ve ününü kiskanan kardeslerinin kendisine bir kötülük yapmalarindan çekinen Karayülük Osman onlardan ayrilarak Kadi Burhaneddin'in hizmetine girmistir.
Kutlu Bey, 1389 yilinda vefat etmis olup, Bayburt'un Sinor köyünde defnedilmistir.
3- Ahmed Bey
Kutlu Bey'in ölümünden sonra Hüseyin, Ahmed, Pir Ali ve Karayülük adindaki ogullari arasindan Ahmet Bey Akkoyunlular'in basina geçti. Ahmet Bey zamaninda Erzincan emîri Mutahharten ile Akkoyunlular'in arasi açildi. Kutlu Bey'in dostu olan Mutahharten onun ölümünden sonra Akkoyunlular'in hakimiyetindeki bir kisim topraklara saldirararak yagma ve tahrip hareketlerine basladi. Mutahharten'in bu tecavüz hareketleri üzerine Ahmet Bey büyük bir kuvvetle onun üzerine yürüdü. Yapilan savasta agir bir yenilgi alan Erzincan kuvvetleri geri çekilirken Mutahharten yarali olarak savas meydanindan güçlükle kaçabildi.
Mutahharten Akkoyunlular'in karsisinda aldigi bu agir yenilgiden sonra, Akkoyunlular'in ezeli düsmani olan Karakoyunlu beyi Nâsireddin Kara Mehmed Bey'den yardim isted.i Akkoyunlular'a karsi saldirmak için bir firsat bekleyen Kara Mehmed, Mutahharten ile birleserek Akkoyunlular'a taarruz ettiler. Bu müttefik kuvvetler karsisinda agir bir yenilgiye ugrayarak askerlerinin büyük bir kismini kaybeden Ahmed Bey Kadi Burhaneddin'e siginmak zorunda kaldi. Kadi Burhaneddin onu çok iyi karsilayarak ikram ve iltifatta bulunmus ve kendisine hil'at vermistir.
Akkoyunlu Ahmed Bey, Kadi Burhaneddin Ahmed'in metbuu olmasina ragmen, ülkesine döndükten sonra onun aleyhinde bir takim faaliyetlere basladi. Kardesi Hüseyin Beyle birlikte Kadi Burhaneddin'in Amasya seferine katilan Ahmed Bey, bu sirada bir kaç defa isyan tesebbüsünde bulundu ise de basarili olamadi. Daha sonra Amasya emiri Ahmed ile ittifak ederek Tokat üzerine yürüme karari aldi. Fakat bunu ögrenen Kadi Burhaneddin derhal Tokat'da bulunan Akkoyunlular üzerine yürümüs ve onun bu anî hareketi karsisinda mukavemet edemeyecegini anlayan Ahmed Bey bir kez daha affini isteyerek bagliligini göstermistir.
Erzincan emiri Mutahharten ile Karakoyunlu beyi Kara Yusuf (1389-1420) anlasarak Akkoyunlular üzerine yürümek üzere hazirliklara basladilar. Mutahharten büyük bir ordu hazirlayarak Karakoyunlu beyleri ile beraber Endris'te Akkoyunlularin karsisina çikti. Ancak yapilan savasta müttefik kuvvetler büyük bir bozguna ugrarken Kara Yusuf Bey esir düsmüs, Mutahharten ise güçlükle canini kurtarmistir. Mutahharten bu yenilginin intikamani almak için kisa bir süre sonra, bu kez yalniz basina Akkoyunlular üzerine yürüdü. Akkoyunlu hükümdari, damadi olan Mutahharten ile baris yapmak istediyse de kardesi Karayülük Osman bunu kabul etmedi. Yapilan savasta Mutahharten ikinci kez Akkoyunlulara yenildi.
Kadi Burhaneddin Ahmed 1394 yilinda Erzincan üzerine bir sefere çikmisti. Bu durumu haber olan Akkoyunlu Ahmed Bey elçi ve mektuplar göndermek sureti ile kendisine yardimci olacagini bildirdi. Erzincan sinirinda birlesen Akkoyunlu ve Sivas kuvvetleri Erzincan içlerine kadar girerek bir ay müddetle Mutahharten'in ülkesini görülmemis bir biçimde yagma ve tahrip ettiler. Bu sefer sirasinda Ezdebir, Sis ve Burtulus kalelerini zapteden Kadi Burhaneddin, Sivas'a dönerken yardimlarini gördügü Ahmed Bey'e Erzincan'dan Bayburt'a kadar olan bölgeleri dirlik olarak verdi.
Akkoyunlu Ahmed Bey, Kadi Burhaneddin'in Erzincan üzerine yaptigi ikinci seferine de istirak eti (1395). Bu olaydan sonra Akkoyunlu Devleti içerisinde iç karisikliklar çikmis ve kendisine isyan eden Karayülük Osman Bey ile Ahmed Bey'in arasi açilmisti. Osman Bey, Kemah kalesini ele geçirmek isteyince agabeyi Ahmed Bey onun üzerine yürüdü. Bunun üzerine Osman Bey Kadi Burhaneddin Ahmed Bey'in yanina giderek onun hizmetine girdi.
Bu olaydan sonra Akkoyunlu beyi Ahmed Bey ile Kadi Burhaneddin'in arasi açilmaya basladi. Nitekim Ahmed Bey, Kadi Burhaneddin'in Karaman-oglu üzerine yaptigi sefere katilmadigi gibi, onun, isyan eden Kayseri valisi Seyh Müeyyed'e karsi giristigi harekete de istirak etmedi. Ancak Seyh Müeyyed'in öldürülmesi ile neticelenen bu seferde Kadi Burhaneddin, Akkoyunlu Karayülük Osman Bey'in büyük yardim ve destegini gördü. Hatta onun bu yardimina karsilik kendisine Sarki Karahisar'i verdi. Ancak Kadi Burhaneddin ile Karayülük Osman Bey'in arasi, Seyh Müeyyed'in öldürülmesi yüzünden açildi. Çünkü Seyh Müeyyed, Osman Bey vasitasiyla canina dokunulmayacagina söz verildigi için teslim olmustu. Kadi Burhaneddin ise böyle olmasina ragmen, teminat verdigi halde Müeyyed'i öldürtünce, Karayülük Osman Bey onun bu davranisina çok sinirlendi ve anî bir baskin düzenleyerek Kadi Burhaneddin'i gafil avladi. Onu yakaladiktan sonra öldürttü (Temmuz 1398).
Kadi Burhaneddin'in öldürülmesinden sonra Karayülük Osman Bey Sivas'i ele geçirmek için sehri muhasara etti. Ancak, sehirde bulunan devlet erkâni ve emirler onu sehre sokmayarak Kadi Burhaneddin'in hayatta kalan oglu Alaaddin Ali Çelebi'yi hükümdar ilân ettiler. Sivas'i Akkoyunlular'a teslim etmek istemeyen yeni hükümdar Osman Bey'e mukavemet edemeyecegini anlayinca Osmanli Padisahi Yildirim Bayezid'den yardim istedi. Bunun üzerine Sivas'a gelen Osmanli ordusu Osman Bey'i maglup etti ve böylece Kadi Burhaneddin'in arazisinin büyük bir kismi Osmanli hakimiyetine geçti.
Osmanlilar karsisinda yenilgiye ugrayan Karayülük Osman Bey, önce ezeli düsmani olan Mutahharten'in hizmetine girdi. Ancak burada kisa bir süre kaldiktan sonra Memlûk sultani Berkuk'a müracaat ederek onun tabiiyetine girdi. Ancak Berkuk'un ölümü üzerine Misir'da karisikliklarin tehlikeli bir durum arzetmesi ve Osmanlilar'in Memlûklular elindeki Anadolu sehirlerini almasindan sonra, Memlûklular'a yaptigi yardimi kesen Osman Bey bu sefer daha önce tabiiyetini arzetmis oldugu Timur'un yanina gitmeyi menfaatine daha uygun buldu. Bu düsünce ile, Karabag'da kislamakta olan Timur'un yanina giderek bütün kabilesi ile birlikte onun hizmetine girdi. Timur, kendisine ikram ve iltifatta bulunarak ona Anadolu'da bir bölgeyi emanet olarak verecegini vaad etti.
Karayülük Osman Bey, Timur'un 1400 yilinda Anadolu'ya yaptigi sefer sirasinda öncülük yapti ve Sivas, Elbistan ve Malatya'nin Osmanlilar'dan alinmasinda hazir bulundu. Timur, Osman Bey'in bu hizmetine karsilik kendisine Malatya'yi verdi. Bu savaslarda Karayülük-oglu Ibrahim Bey de fevkalâde kahramanlik gösterdiginden Timur ona da Diyarbekir (Amid) sehrini vermistir. Timur'un Suriye seferinde Osman Bey ve ogullari da hazir bulunarak yararlilik gösterdiler. Bu seferden dönüsünde Mardin'i kusatan Timur, çok geçmeden Irak üzerine yürüyünce kentin kusatilmasini Karayülük'e birakti. Mardin'i ele geçiren Karayülük, oglu araciligiyla Hisn-Keyfa hâkimini kendisine boyun egmeye ve vergi vermeye mecbur birakti.
Timur'un 1402'de Yildirim Bâyazid'le yaptigi Ankara Savasi'na Akkoyunlulardan Karayülük'ün yanisira agabeyleri Ahmed ve Pir Ali Beyler de istirak ettiler. Savas sirasinda, Osmanlilar'in sol koluna kumanda eden Süleyman Çelebi üzerine yürüyen Karayülük Osman Bey, bu cenahi bozguna ugratmis ve Ankara Savasi'nin kazanilmasinda önemli rol oynamistir. Kisi Anadolu'da geçiren Timur, 1403 yilinda ülkeyi terk ederken Sivas'a geldigi zaman Osman Bey'e hil'at giydirmis ve ona Diyarbekir ve çevresinin emirligini vermistir. Akkoyunlu Ahmed Bey ile kardesi Pir Ali Bey ise, Timur'un dönüsü sirasinda hapsedildiklerinden Karayülük Osman Bey rahatça ülkesine geldi ve Akkoyunlu Devleti'ni kurdu (1403).
4- Karayülük Osman Bey
Saltanatinin ilk yillarinda Timur'a tabi olan Osman Bey onun ölümünden sonra oglu Sahruh'a bagli kaldi. Osmanli hükümdarlariyla da dost geçinmeye dikkat eden Karayülük, bilhassa Karakoyunlu hükümdari Kara Yusuf ile mücadele etti. Memlûklu sultanlari Farac ve Müeyyed Seyh ile de dostane iliskiler kurmaya çalisan Karayülük , bu devletin basina Sultan Barsbay'in geçisinden sonra aradaki dostluk bozulmaya basladi.
Karakoyunlu hükümdari Kara Yusuf, bu sirada Azerbeycan'i ele geçirerek Akkoyunlular'i tehdide basladi. O, 1409 yilinda Mardin'i, 1410 yilinda da Erzincan'i ülkesine katarak Akkoyunlular'i iki taraftan çevirdi. Karayülük Osman Bey ise,Timuru'un kumandani Semseddin'in idaresinde bulunan Kemah kalesini alarak Karakoyunlular'a karsi durumunu kuvvetlendirmeye çalisti. Bu sirada Çagatay hükümdari Sahruh ile Memlük Sultani da Karayülük Osman'i destekliyorlardi. Bütün bunlara ragmen Karayülük üzerine yürüyen Kara Yusuf, Akkoyunlu beyini bozguna ugratarak Malatya'ya kadar olan bölgeyi yagmaladi (1417).
Bu sirada Memlûk tehlikesinin görülmesi üzerine iki taraf anlasmak zorunda kaldi. Savur kalesininin Karakoyunlular'a birakilmasi sartiyla bir baris yapildiysa da bu anlasma pek uzun sürmedi. Kisa bir süre sonra Karayülük Osman Bey Memlûk sultani ve Sahrah'un da tesviki ile Mardin'i kusatti ve çevresini de yagmaladi. Bu durumu haber alan Kara Yusuf derhal Karayülük üzerine geldi ve onu iki defa maglup ederek Haleb'e çekilmesine sebep oldu (1418).
Akkoyunlular ile Karakoyunlular arasindaki mücalede, 1420 yilinda Kara Yusuf'un ölümünden sonra yerine geçen oglu Iskender Mirza zamaninda daha da siddetlenerek devam etti. Bu sirada Erzincan'i Akkoyunlu topraklarina katan Karayülük Osman Bey, Çoruh havzasinin tamamini eline geçirerek devletinin sinirlarini Trabzon Rum Imparatorlugu arazisinden Urfa güneyine kadar genisletti. Bu sirada bir çok defa Iskender Mirza ile karsilasan Karayülük Osman Bey, bunlarin ekserisinde bozguna ugradi. Ancak 1434 yilinda, Diyarbekir'den büyük bir kuvvetle Erzurum önlerine gelen Osman Bey, Duharlu Pir Ahmed Bey'in Iskender Mirza adina idare ettigi bu sehri eline geçirdi. Buranin idaresini de oglu Seyh Hasan'a birakti.
Timur-oglu Sahruh'un Karakoyunlular üzerine yaptigi seferlerde onun yaninda bulunan Karayülük Osman Bey, Sahruh'un üçüncü Karakoyunlu seferinde Iskender'in Tebriz'den ayrilarak Erzurum'a dogru kaçmasi üzerine onun önünü kesti. Ancak, Erzurum'un kuzey-bati kesiminde karsilasan Akkoyunlu ve Karakoyunlu kuvvetleri arasinda yapilan savasta Osman Bey iki oglu ile beraber maktûl düstü (Eylül 1435). Iskender Mirza onun kesik basini Memlûklu Sultani Barsbay'a gönderdi.
Otuz iki yil kadar Akkoyunlu Devleti'nin basinda kalan Karayülük Osman Bey öldürüldügü zaman seksen yasindan fazlaydi. Cesur, atilgan ve yilmak bilmeyen bir sahsiyete sahip olan Osman Bey hayatinin tamamini mücâdele içerisinde geçirdi. Zamaninda Akkoyunlu devleti Erzincan, Harput, Kemah, Çemiskezek, Mardin, Erzurum, Bayburt ve Çaruh havzasina hakim olmus ve bu bölgelerin Türklesmesinde Osman Bey'in büyük yararliligi görülmüstür.
5- Ali Bey
Karayülük Osman Bey'in ölümünden sonra ogullari iktidar mücadelesine giristilerse de, bunlardan veliaht olan Ali Bey, hem Sahruh, hem de Memlûk sultanindan beylik mensûrunu aldi. Kisa süren beylik döneminde bir yandan Karakoyunlularin saldirilari ile ugrasan Ali Bey, bir yandan da kardesi Mardin valisi Hamza Bey ile mücadele etti. Ali Bey kizkardesini Sahruh'un ogluna vererek Timurlularla akrabalik tesis etti. Kardesi Hamza Bey'in isyani ve Karakoyunlu baskisi sonucunda iki düsmana karsi koyamayacagini anlayinca Osmanli hükümdari II. Murad ile Memlûk sultani Çakmak'tan yardim istemek zorunda kaldi. Bir ara Memlûklular'dan gelen yardimla kardesini bozguna ugrattiysa da, Memlûklularin çekilmesinden sonra Osmanlilar'dan bekledigi yardimin gelmemesi üzerine ümitsizlige düserek Suriye'ye çekildi. Böylece Akkoyunlu devleti kardesi Hamza Bey'in eline geçti (1438).