Deneysel Bir Çalışma

L Çevrimdışı

lejyoner

New member
VAKA-i HAYRİYE OLAYI
2.mahmut döneminde yeniçeri ocağının kaldırılması olayıdır.bir zamanlar osmanlı ordusunun gözbebeği olan yeniçeri, merkezi otoritenin zayıflamasıyla birlikte adeta playboylaşmış ve tuttuğunu öper hale gelmiştir .ocak askerleri kendilerine iki dakka rahat durun diyen olmadığı için de giderek şımarmış ve yapılan yenilikler karşısında sık sık ayaklanmıştır.2.mahmut bu azgınlaşmış güruhun elbet bir gün kendisyle de halvet olmak isteyebileceğini tahmin ettiğinden bilinçli hareket etmiştir. zaten ne dedesi genç osman gibi tecrübesiz ne de amcası 3.selim gibi naiftir. daha kurnazdır o.her fırsatta yeniçerilerden övgüyle söz etmiştir. sekban-ı cedid adlı yeni bir ocak kurmuştur önce. fakat bakmıştır bu kazım kartallar huzursuzlanıyor. hemen kapatmıştır. mahmut her şeyi zamana bırakıp çeşitli manevralarla güçlenmeyi tercih etmiştir. acele etmemiştir. aradan seneler geçmiştir. mahmut bir gün donanma ağasını saraya çağırmıştır.bak koçum demiştir:

-yıllar var ki o körfez senin bu koyak benim uğraşıp duruyorsun. senin ömrün savaşlarda geçerken bu yeniçeriler istanbul'da fındık kırıyor. hadi ibrahimim göreyim seni.

bu gazı alan ibrahim ağa, gidip üzerine bir de 300 spartalı filmini izleyince soluğu tophanede almıştır.ve kadırgasının küpeştesine çıkıp bağırmıştır:

-leventler bu gece yemeği cehennemde yiyeceğiz.

bir kaç saat sonra ibrahim ağa komutasındaki donanma yeniçeri kışlalarını topa tutar. mışıl mışıl uyuyan yeniçeriler dehşet sarsıntılarla uyanırlar ve içlerinden biri sorar:

-bu nedir?yanındaki yeniçeri cevap verir:

-cehennem galiba.o sırada donanma ağası ibrahim ağa fırtınalı denizlerden aldığı çoşkuyla lakabını haketmeye uğraşmaktadır. öfkeyle bağırır:

-ateeşşşşş!!!

kara cehennem ibrahim ağa olarak geçer tarih kitaplarına.
 
E Çevrimdışı

erkut

New member
Ynt: deneysel bir çalışma

Yeniçerilerin Bektaşiliği ve Vaka-i Şerriye

Reha Çamuroğlu
KAPI YAYINLARI

"Bir toplumun özgürlük ölçütü, içinde bir arada barışçı bir şekilde yaşattığı özgünlüklerdir. Özgünlüklerin yaşaması o toplumda şu ya da bu şekilde katılımcılığı da teşvik edici olarak özgürlüklerin geliştirilmesinde iki yönlü bir rol oynayacaktır. 1826'da Bektaşilik, Osmanlı toplumunda, puta tapanlarla tapmayanları, şarap içenlerle içmeyenleri, domuz yiyenlerle yemeyenleri, bilmek isteyenlerle inanmak isteyenleri, her ikisini birden yapmak isteyenleri bir arada tutan ve boğazlaşmadan uzaklaştıran bir faktördü. Vaka-i şerriyye bu faktöre vurdu.
Kısacası, garip bir hayır anlayışımız var. Bu anlayışa son vermek gerekiyor. Böyle bir hayır anlayışına son vermenin bir yolu da, niçin Vaka-i Hayriyye'ye artık hak ettiği adı vermekten geçmesin?"
Demiş Reha Çamuroğlu bu konuda. İlginç bir yaklaşım aslında, Vaka-i Hayriyye değilde Şerriye demek ::)
 
L Çevrimdışı

lejyoner

New member
o dönemdeki yeniçerinin ne kadar bektaşiliği temsil ettiği tartışılır tabi.kışlaya postu seren vatan beklemeyen zibidiler işte.bu yazarı ben de pek severim.aydınlatıcı yaklaşımları var benim için.beni de besler zaman zaman.postu serdiği yeri pek tasvip etmesem de saygı duyarım.ayrıca bu konudaki düşüncelerine; işaret ettiği olay dışında katılıyorum.ama bir noktadan sonra,aydınlatıcı değil;güçsüzleştirici olmuş benim için.olayların isimlerini gidip amerikan tarihinde manalandırmak lazım.bizimkin de değil.o daha çok işimize yarar.adam son samuray yokken yoktan var eder onu.sen kendi kolunu kesersen.o samuray da gelip senin kafanı keser.militarist tarih anlayışı benimki.mıy mıyla pek işim olmaz.saygılar
 
Geri
Üst