Erzurum Felaketi

ziberkan Çevrimdışı

ziberkan

Super Moderator
ERZURUM FELÂKETİ

Mustafa Çetin BAYDAR

Erzurum'un Kars Kapısı mevkiindeki (Aslında buraya "Turan Kapısı (!)" dense yeridir) şehitliğin ünlü simalarından biri de Hafız Hakkı Paşa'dır. Bundan tam seksen sekiz yıl önce bu Paşa, Türk Sınırlarını tecavüz etmiş Rus ordusu için şunları diyordu:"Ben 10. Kolordu ile Sarıkamış'tan onların tepesine ineceğim ve Kars ile olan bağlantılarını keseceğim. Rusları yendik mi mahvettik demektir. Biz yenildik mi, biz de mahvolacağız. Kürd'ün dediği gibi ya herro, ya merro!"

Sonuçta biz yenildik ve mahvolduk.. Hafız Hakkı Paşa, Alman kurmaylarının Enver Paşa üzerinden gerçekleşen telkinleri ile Türklere yaptırılan intihar saldırısında görev kabul ederken albay rütbesindeydi, bu kararından iki ay geçmeden, üçüncü Ordu komutanı olarak ölüp gidiverecekti. Onu Ruslar değil "Tifüs" öldürmüştü. Seksen sekiz yıl önceki felaketin kısaca özeti budur.Ülke mahvolmuştu..Bu mahvoluşun faturasının en ağır bölümünü ise Erzurum ödeyecekti.

Günümüze kadar uzayıp gelen Jöntürk propagandası 19141915 kışındaki acı olayların sadece askeri yüzüne bakar, ülkenin dört bir yanından cepheye getirilmiş insanların bu intihar saldırısındaki trajedilerine vurgu yaparlar. Evet savaşa kurban giden fidanların acısı büyüktür, ancak bu fidanların geldiği yöreler, aileleri, yuvaları evlat acısı dışında örselenmemiş, düzenleri iyi kötü sürüp gitmiştir. "Sarıkamış Felaketi Kavramı" beşikteki bebeğinden, beli bükülmüş ninesine kadar savaşın kıyametini yaşayan Erzurumlu için elbetteki yeterli bir hafıza terkibi değildir.

TANIKLARININ AĞZINDAN 'ERZURUM FELAKETİ'

"..11.Kolordu (Köprüköy'de. Erzuruma 50 km. mesafede)erzak kalmadığından, çabuk yetiştirilmesi için feryat ediyor. Menzil vâsıtaları yeterli değil. Vali bey bir defalık, yüz elli bin kilo erzakı ahâli sırtında taşımayı üzerine aldı. Erzurum ahalisi denenmiş vatan sevgileri ile bu yükü seve seve taşımayı kabul ettiler. Otuz kiloluk torbalar yaptırıldı. Mektep çocuklarının sırtlarında un torbaları ile Hükümet Konağı önünden hareket etmelerindeki fedâkârlık ve hamiyet numûnesi her kesi ağlattı" (Aziz Samih İlter İhtiyat Suvari Tümen Komutanı)

"..Hasankale'den Erzurum'a giderken Korucuk'ta Hilmi Bey isminde bir zat gördüm. Kaza Kaymakamı iken kazası Rus istilasına uğradığından, buradan gelip geçecek hasta, yaralı, zayıf askerleri barındırmak için ve onlara bir fincan çay, bir sıcak çorba vermeğe memur edilmiş. Fakat âsâbi ve yahut deli..Vesait olmadığı için hiçbir şey yapamadığını mazur göstermek istiyordu. Kapısının önünde on ceset yatıyordu. Köy evlerinden birisinin kapısını açtırdı. Odun tomrukları gibi üst üste yığılmış cesetler gösterdi. Soğuktan taş heykeller gibi bu vücutlar bozulmuyor ve kokmuyor. Bunları niçin gömdürmediğini sordum. "Soğuktan" dedi , kazma işlemez. Evvela odun bulup bir gün mütemadiyen yakıp toprağı yumuşatmak, sonra kazdırmak icap eder. Halbuki benim yanımda ne yakacak, ne odun ne de kazacak adam var. Bunları gönderiniz de defnettireyim .." (Aziz Samih İlter ihtiyat Süvari Tümen Komutanı)


"Hasan İzzet Paşa (3. Ordu Komutanı) hâlâ tedirgindi, ordu kışa göre techiz edilmemişti. Henüz entari ile dolaşan neferler vardı. Şimdiye kadar edindiği tecrübeye göre, ordunun bu mevsimde böyle büyük çaplı bir kuşatma hareketi yapmayacağını düşündü, sonra da görevden affını istedi"(Şerif Köprülü 9.Kol.Krm.Bşk.)


"Halkın yardımlarından sağlanan on beş yirmi bin fanila, çorap çamaşır gibi eşya Erzurumlular tarafından ordu'ya armağan edildi., bu yardımlar sayesinde orduya neşe ve sağlamlık geldi.."(Şerif Köprülü .Krm.Bşk.)


Erzurumlu, eksikleri görüyor, orduya mevcut imkanları ile canla başla destek oluyordu. Otuz üç yaşındaki Enver Paşa için ise "Belki çok şey noksandı, ama her şey tamamdı" Rus ordusunun iki misli Türk kuvveti cepheye yığılmıştı, kuvvetin yarısı Köprüköyü cephesini korurken, diğer yarısı Rus Ordusunu arkadan çevirecekti. Ancak "General Kış" ın en acımasız güçleriyle ve Rus ordusu hesabına Allahuekberlerde beklediğinin hesabı doğru dürüst yapılmamıştı.Allahuekberlere bu yüzden on kişi tırmandıysa o yüzden ancak bir kişi inebildi. İnebilenler on gün boyunca Sarıkamış önünde dövüştü. 4 Ocak 1915 gününün akşamı Rus Kolordu Komutanı Berhman Tiflisteki Rus Ordu Karargahına şu mesajı gönderiyordu:
"Komutam altındaki bütün subay ve erlerin adına elde edilen büyük ve şanlı zaferi asil şahsınıza büyük bir coşku ile bildirmekten son derece bahtiyarım. Sarıkamış bölgesinde hareket icra eden 9 ve 10 Türk kolordular tam bir bozguna uğratılmışlardır. Yüzün üzerinde subay binden fazla er ve erbaş esir alınmıştır.." (Berhman Kolordu kom.)


ERZURUM'UN FELAKET SENELERİ
General Kış Allahuekberlerde ordumuzu biçti, "General Tifus! İse hem cepheyi hem cephe gerisini biçecekti.:
"Hasankale'de kışlada tesis edilmiş hastahanede 1 600, kasaba içinde 20 kadar evde 1 000'den fazla hasta ve yaralı vardı. Hasankale'nin her evi hasta, firari, zuefa doluydu. Hertev'de binden fazla yaralı ve hasta vardı. Başlarında bir hekim bile yoktu. Alvar köyünde 230 hasta ve yaralı yatıyor, bunlara bir eczacı kendiliğinden bakıyordu.. Erzurum hasta, yaralı, züefa, firari hülasa her çeşit erat akını karşısında kalmıştı. Sokaklarda, ahırlarda, hanlarda ölenler pek çoktu. Hekimlerin de hemen cümlesi hastalanmış ve büyük kısmı ölmüştü. Erzurum hasta ve yaralıları istiab etmediğinen Ilıca, Kân, İstavuk köylerine de hastalar doldurulmuştu. Buralarda müthiş bir sefalet hüküm sürüyordu. Ölen ve kalanın hesabı belli değildi."( Dr.Tevfik Sağlam)

MEZARSIZ ÖLÜLERİMİZ
Ahmet Hamdi Tanpınar Erzurum dağlarında kurtlar, dört yıl boyunca insan eti ile karnını doyurdu der. Dağ başlarında kalan sahipsiz ölülerimiz eğer taafun edip hastalık Rus Ordusu için bulaşıcı bir tehdit oluşturmasaydı, belki de ebediyen mezarsız kalacalardı.

1915 yılının mart ayında, içinde benim de görev aldığım askerlik Dairesi General Yüdeniç'e 23.000 Türk askerinin defnedilmiş olduğunu yazıyordu. Sadece Sarıkamış cıvarında defnedilmiş olan Türklerin sayısı 18.000 cıvarındaydı." (Maslowski / Rus Ordusu Kurmay Başkanı)

Ormanlar içerisinde donup kalan cenazeler için büyük büyük hendekler kazılarak, bazısına sekiz yüz, bazısına beş yüz bazısına bin tane Türk şehidini merasimle gömdük ( Fahrettin Erdoğan / Türk ellerinden Hatıralarım)

YA TUTSAKLARIN GÖRDÜKLERİ?
"Osmanlı esirleri ile dolu bir tren 1915 Ocak ayının sonunda Sirzan istasyonuna geldi. Her birinde kırkelli esirin bulunduğu iki vagon, kapıları kilitlenerek Tiza istasyonuna terk edilmiş, günler süren yürek parçalayıcı feryatlara kimse kulak vermemiş, açlık ve susuzluktan esirlerin tamamı şehit olmuştu. Bu cinayetten bir iz bırakmak istemeyen Ruslar vagonları ateşe veriler. Yerli Müslüman halktan toplayıp sürgün ettikleri arasında 3 yaşındaki kız çocukları ile beraber 80 yaşındaki ihtiyarlar da vardı. Osmanlı esirleri alıp satmak için pazarlar kurulmuş, sağlam esirler 12 ruple, zayıflar daha ucuz, hastalar bir paket tütüne satılıyordu.." (İsveçli Murahhas Graf Londrof)


ERZURUM'UN YIKILIŞI

Bu felaketin en öldürücü darbesi 16 Şubat 1916 yılında Erzurum'un Rusların eline geçmesiyle geldi. Binlerce aile on binlerce insan muhacir oldu ve bunların önemli kısmı muhaceret sırasında telef olacaktı.. Rus Esaretinde kalan Erzurumluların binlercesini ise Ermeniler, Erzurum ve çevresindeki son katliamları ile yok ettiler. 1914 sonbaharında cepheye sevkedilen askerlerle birlikte yüzbinlerin doldurduğu şehir Ermenilerden geri alındığında sekizbin insandan ibaret kalmıştı.
İşte bu yüzdendir ki Sarıkamış Felaketi on binlerin, Erzurum Felaketi yüz binlerin faciasıdır.

"Komutam altındaki bütün subay ve erlerin adına elde edilen büyük ve şanlı zaferi asil şahsınıza büyük bir coşku ile bildirmekten son derece bahtiyarım. Sarıkamış bölgesinde hareket icra eden 9 ve 10 Türk kolordular tam bir bozguna uğratılmışlardır. Yüzün üzerinde subay binden fazla er ve erbaş esir alınmıştır.." (Berhman Kolordu kom.)
 
Geri
Üst